TKH: İran halkının özgürlüğünün yolu laiklikten geçer!
"Bu mücadele şüphesiz bugünkü gerici rejime yönelmişken İran’ın geleceği emperyalist işbirlikçilere de teslim edilemez. İran halkının özgürlük ve eşitlik taleplerinin İran’ı hedef tahtasına oturtan başta ABD olmak üzere emperyalizm tarafından manipüle edilmesine izin verilmemelidir."
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) İran’da İslami kurallara göre örtünmediği gerekçesiyle Mahsa Amani’nin gözaltına alınması ve sonrasında öldürülmesiyle başlayan protestolara ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Baş örtüsü dayatmasına karşı isyan eden İranlı kadınların ve İran halkının özgürlük mücadelesi aynı zamanda İran halkının kendi kaderini eline almasının ve İran’ın geleceğinin de mücadelesidir. Bu mücadele şüphesiz bugünkü gerici rejime yönelmişken İran’ın geleceği emperyalist işbirlikçilere de teslim edilemez. İran halkının özgürlük ve eşitlik taleplerinin İran’ı hedef tahtasına oturtan başta ABD olmak üzere emperyalizm tarafından manipüle edilmesine izin verilmemelidir.” denildi. “İran halkının özgürlüğünün yolu laiklikten geçer!” başlığıyla yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İran’da gericiliğe ve şeriat rejimine karşı ortaya çıkan toplumsal tepki, dine dayalı toplumsal ve siyasal rejimlerin baskıcı ve faşist karakterini bir kez daha göstermiştir. İslami kurallara göre örtünmediği gerekçesiyle Mahsa Amani’nin gözaltına alınması ve sonrasında öldürülmesinin tetiklediği toplumsal tepki, İran halkının karanlığa, baskıya, gericiliğe ve şeriat rejimine duyduğu öfkenin dışavurumudur!
Başta kadınlar olmak üzere İran halkının özgürlüğünün yolu laiklikten geçmektedir. Dine dayalı, teokratik ve hele hele şeriat temelli rejimlerin temel insan hak ve özgürlükleriyle yan yana gelemeyeceğini İran’da yaşananlar fazlasıyla göstermektedir.
İran’da yaşananlar, ülkemiz için de derslerle doludur. Yıllardır “türban” üzerinden siyaset yapan şeriat özlemcilerinin nasıl bir rejim vaat ettikleri İran örneğinde açık ve somuttur. İran’da yaşanan açık gerçek, ülkemiz için de açık bir tehlikedir. Kadınların, çocukların ve hatta erkeklerin giyim ve yaşam tarzına dönük nefret kusan örnekler son 20 yıldır ülkemizde de AKP iktidarıyla birlikte artmaktadır. AKP iktidarı da laikliği tasfiye ederek, Türkiye’yi tarikatlara teslim etmiştir!
Ülkemizin İran olmasını istemiyorsak, laikliği yeniden kazanmak zorundayız!
‘Azgın laikçiler’ söylemi ile kendi azgınlıklarının üzerine örtmeye çalışan laiklik düşmanlarına, İran’ın despotik rejiminden daha gerici bir zihniyete Türkiye’yi teslim etmeyeceğiz!
Baş örtüsü dayatmasına karşı isyan eden İranlı kadınların ve İran halkının özgürlük mücadelesi aynı zamanda İran halkının kendi kaderini eline almasının ve İran’ın geleceğinin de mücadelesidir. Bu mücadele şüphesiz bugünkü gerici rejime yönelmişken İran’ın geleceği emperyalist işbirlikçilere de teslim edilemez. İran halkının özgürlük ve eşitlik taleplerinin İran’ı hedef tahtasına oturtan başta ABD olmak üzere emperyalizm tarafından manipüle edilmesine izin verilmemelidir. İran halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesi, gericiliğe ve şeriat faşizmine olduğu kadar aynı zamanda sömürücü düzene ve emperyalizme karşı verilecek mücadeleyle ancak ve ancak başarıya ulaşabilecektir.
İran rejimi tarafından halkına yönelik devlet şiddetine karşı İran emekçilerine ve ilericilerine dayanışma duygularımızı iletiriz.”