TKH'den AKP iktidarına: Hani sağlıkta çağ atlamıştık?
"Halkımız gerçekleri görmelidir. AKP iktidarının yaptığı hamaset ve ortaya attığı yalanlar bir bir ortaya çıkmaktadır. Sağlıkta devrim ancak tüm sağlık hizmetlerinin eşit, parasız ve halkın sağlığı gözetilerek sağlanmasından; tüm özel sağlık kuruluşları, Şehir Hastaneleri ve ilaç üretiminin devletleştirilmesinden geçer"
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) kamu hastanelerinde hasta muayenelerine kota uygulamasına ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Sağlıkta dönüşüm” yalanı altında yirmi yıldır sağlık hizmetlerini özelleştiren AKP iktidarının faturayı yine emekçi halka kesen bir uygulamaya imza attığı belirtilirken, “Sağlıkta devrim ancak tüm sağlık hizmetlerinin eşit, parasız ve halkın sağlığı gözetilerek sağlanmasından; tüm özel sağlık kuruluşları, Şehir Hastaneleri ve ilaç üretiminin devletleştirilmesinden geçer.” denildi. “AKP’den hastane randevularına kota: Hani sağlıkta çağ atlamıştık?” başlığıyla yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Sağlıkta dönüşüm” yalanı altında yirmi yıldır sağlık hizmetlerini özelleştiren AKP iktidarı faturayı yine emekçi halka kesen bir uygulamaya imza attı.
Aylardır ameliyat ve muayene randevusu alamayan yurttaşlarımıza bir de 30 günde en fazla 3 randevu alma kısıtı getirildiği ortaya çıktı. Pandemi sürecini yönetemeyen, yirmi yıl boyunca sağlık hizmetlerini her yönüyle piyasaya açan, halkın sağlığı yerine patronların çıkarlarını birinci sıraya koyan AKP iktidarının maskesi bu son uygulama ile tamamen düşmüştür.
“Hastanelerde bekleme dönemi bitti”, “halka hekim seçme hakkı tanıyoruz” gibi popülist söylemlerle halkı kandırmaya çalışan AKP’nin piyasacılığının vardığı yer aylar sonrasında verilen hastane ve ameliyat randevuları ve bununla birlikte devlet hastanelerinde uygulanan randevu kotası olmuştur.
Sağlıkta özelleştirme gerçek anlamda halk düşmanı bir uygulamadır. Pratik sonuçları ise ortadadır. Halkımız hastanelerde değil evlerinde aylarca beklemekte ve bırakın hekim seçmeyi hastaneye gitme hakkı dahi emekçilerin elinden alınmaktadır.
Sağlık ocaklarından, devlet hastanelerine ve üniversite hastanelerine kadar özelleştirmenin sonuçlarını acı bir şekilde yaşadığımız Türkiye’de, AKP çok net bir şekilde özel hastane patronlarının, ilaç ve sağlık tekellerinin ve bu alanı bir rantiye alanı olarak gören müteahhtilerin temsilcisidir. Hatta, Sağlık Bakanı dahi kendisi bir özel hastane patronudur. Alınan karar, yurttaşların devlet hastanelerine gitmesine engel konularak özel sektöre muhtaç bırakılmasından başka bir şey değildir. AKP iktidarının amacı halkın cebinde kalan son parayı da sağlık ihtiyacını istismar ederek hortumlamak ve patronlara kaynak aktarmaktır.
Halkın ihtiyaçlarına ve nüfusa göre hastane, poliklinik ve yatak sayılarının merkezi olarak planlanması gereken ülkemizde, kamu özel ortaklığı ile yapılan ve sermayeye devletin ödeme garantisi sunulan Şehir Hastaneleri’nin de büyük bir balon olduğu bu son karar ile ortaya çıkmıştır. Oysaki, bir tane Şehir Hastanesi’ne aktarılan kaynak ile yaklaşık on tane devlet hastanesinin doğrudan devlet tarafından yapılması işten değildi.
Halkımız gerçekleri görmelidir. AKP iktidarının yaptığı hamaset ve ortaya attığı yalanlar bir bir ortaya çıkmaktadır. “Sağlıkta devrim” ancak tüm sağlık hizmetlerinin eşit, parasız ve halkın sağlığı gözetilerek sağlanmasından; tüm özel sağlık kuruluşları, Şehir Hastaneleri ve ilaç üretiminin devletleştirilmesinden geçer. Yağmacıların ve talancıların düzeninin devam etmesinden değil…