2023’te gençlik için mücadelenin tanımı değişecek mi?

Seçim havasının estiği 2023 Türkiye’sinde en çok ihtiyaç duyulan şey gençliğin örgütlü sosyalizm mücadelesidir.

Tilbe Su Aslanpay

Okuyan, çalışan, işsiz ve daha birçok sıfatın arkasında yer alan gençlerin; ilk yarısı oldukça gergin geçecek, ikinci yarısı ise muhtemel krizlerle dolu olacak yeni yılda nerede konumlanacaklarını tartışan bir yazı kaleme alıyoruz. Başlığımız da bu yüzden bizlere bir soru. Yeni yılda gençlik için mücadele tanımı değişecek mi? Bizce cevap hayır. Çünkü gençliğin geleceğine sahip çıkabilmesi için yeni bir ülke arayışında ve örgütlü olması gerekmektedir. Bu iki temel unsur, geleceğin ancak sosyalist bir Türkiye’de var olabileceğini ve devrim kavgasının nitelik kazanabilmesi için niceliğin önemini vurgulamaktadır.

Yeni bir ülke arayışı bizler için Türkiye’yi nerede görmek istediğimizin yanıtı olması gerekirken daha farklı bir karşılık bulduğunu görüyoruz. Özellikle son birkaç yıldır yeni bir ülke arayışı, yeni bir Türkiye kavgasından öte gençliğin yaşamak için sınır ötesinde bir ülke arayışı oluyor. Ekonomik, siyasi, toplumsal krizlerin artışı gençliği ülkemiz sınırları içerisinde bir yaşam alanı yaratabileceklerine dair umutsuzluğa sürüklüyor. Bu durum karşısında gençlerin uzun vadeli beklentileri yurtdışında yaşamak, kısa vadeli beklentileri ise kimin devirdiğini önemsemeden AKP iktidarın devrilmesi oluyor. Her iki bakış açısı ise oldukça kötü sonuçlar doğurmaya gebe. Ülkemizi, paçasını kurtarabilenin kaçması gereken bir bataklık olarak görmek; gençlerin yarının Türkiye’sinde söz sahibi olabileceğine dair inançlarının köreltilmesine ve âtıl bir konuma düşmelerine sebep olur ve var olan asalaklar düzeninin devam etmesine yol açar. Yakın zamanda iktidar değişikliği ihtimalini taşıyan seçim sürecinde ise “Yapılacak herhangi bir tercih mevcut olandan daha kötü olamaz.” düşüncesi ile tutum almak; AKP iktidarını bugünlere taşıyanları görmezden gelmek, Türkiye’nin bu karanlığı yaşamasına ortaklık etmiş olanları yok saymak olacaktır. Aynı zamanda bu tutum büyük bir tezatlık içermektedir. Ülkedeki gençlerin yaşamak için başka bir alan aramasına sebep olan krizleri, var olan sömürü mekanizmaları ve onun temsilcileri yaratmaktadır. Seçim sürecinde de karşımıza çıkan bu baş temsilcilerin ise çoğunluğu Millet İttifakı içerisinde toplanmaktadır. Yani yarına yaşanılabilir bir ülke bırakmama konusunda birbirlerine ortak olmuş bu özneler içerisinden seçim yapmak onlara yeniden alan açmak değil midir?

Öyleyse ne yapmak gerekecektir? Gençliğin yeni bir ülke arayışı ne sınır dışında ne de karşısına seçenek diye çıkarılmış sömürü çarkının temsilcilerinde olmalıdır. Yeni bir ülke arayışının somutlandığı yer, sosyalist bir Türkiye için ne yapabileceğinin arandığı, ona nasıl bir adım daha yaklaşabileceğinin düşünüldüğü yerdir. Memleketi arsa arsa satarak kendi vatandaşını müşteri haline getirenlere, yolsuzlukla emekçinin sırtından geçinenlere, ülkeyi mafyaya teslim edenlere, laikliği saman altı edip tarikat peşinde koşanlara karşı “Bu ülke bizim!” diyebilmek gerekmektedir. Sömürüye, yoksulluğa, gericiliğe sebep olan yobazların kökünü kurutabilmenin, insana ait bir yaşamı kurabilmenin yolunun ancak sosyalist bir ülkede mümkün olacağının bilincinde olmak gerekmektedir. İşte bu yüzden mücadele tanımı değişmemiştir. Seçim havasının estiği 2023 Türkiye’sinde en çok ihtiyaç duyulan şey gençliğin örgütlü sosyalizm mücadelesidir. Emekçinin sendikaya değil tarikata örgütlenmesine, öğrencinin devlet yurdunda kalamayıp tarikat yurduna mahkûm kalışına, kadınların ‘Şiddete hayır!’ demek için sokağa çıktığında gözaltına alınışına son vermek için gençliğin mücadelesi yeni bir ülke kavgasında yerini almasından ötede değildir.