Alan Turing Yasası

Alan Turing Yasası ise trajiktir.  Aslına bakılırsa kendi adıyla bilinen pek çok katkısı vardır Turing’in bilime. Dünyaca tanınması İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın haberleşme şifrelerini kıracak sistemi geliştirmesiyle olmuştur.

Gariptir ama kimi bilim insanlarının adıyla anılan bulguların veya yasaların o bilim insanının çalışma konularıyla bir ilgisi yoktur. Bunun tipik örneği, daha önce yazdığım ‘Einstein Bulgusu’dur. Herkes bunu duyunca öncelikle özel ya da genel görelilik kuramıyla ilgili bir şeyler olabileceğini düşünse de gerçek çok farklıdır. Tıpta, safra kesesi iltihabı belirtileri gösteren aort anevrizmasına Einstein Bulgusu denir.  Olayın gelişimi şöyledir: “Einstein 1948 yılında safra kesesi iltihabı belirtileriyle doktora başvurur. Doktor, 1933 reformunda Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Rudolph Nissen’dir. Evet, ilk bulgular safra kesesini işaret etmektedir ve üstelik de yıllardır ataklar tarzında şikâyetleri sürmektedir. Ancak yine de Nissen’in içine sinmeyen bir şeyler vardır. Sonunda Einstein’ı ameliyata alır ve ameliyat sırasında safra kesesinde hiçbir sorun olmadığını saptar ama aort üzerinde büyükçe bir anevrizma (baloncuk) vardır. O günden sonra safra kesesi iltihabı belirtileri gösteren aort anevrizmasına Einstein Bulgusu denmektedir.” (1)

Alan Turing Yasası ise trajiktir.  Aslına bakılırsa kendi adıyla bilinen pek çok katkısı vardır Turing’in bilime. Dünyaca tanınması İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın haberleşme şifrelerini kıracak sistemi geliştirmesiyle olmuştur. Kimilerine göre savaşı kazanan kişi olarak nitelendirilirken, en olumsuz yaklaşanlar bile savaşın kazanılmasını iki yıl öne çektiğini kabul eder. Turing Makinası olarak bilinen algoritma tanımı ile modern bilgisayarların temelini atmıştır. Yine kendi ismiyle anılan Turing Testi ile makinelerin ve bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları konusunda bir ölçüt tanımlamıştır ve bugün de kullanılmaktadır. Alonzo Church ile birlikte geliştirdikleri Church-Turing Hipotezi ile de matematik tarihine geçmiştir. Bu hipotez matematik felsefesinde önemli bir aşama olup, hala tartışılmaktadır. 1966 yılında başlayarak bilgisayar bilimlerinde Turing Ödülü verilmekte ve bu alanının Nobel’i olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca biyolojiyle de ilgilenmiş ve “Morfogenezin Kimyasal Temeli” başlıklı çalışmasını yapmıştır. Kısacası, ilgilendiği her alanda ciddi sonuçlara ulaşmış, bilimin önünü açmış ve gelmiş geçmiş en önemli bilim insanları arasında sayılmaktadır.

Ancak bunca başarı toplumun bağnazlığını aşmaya yetmez. Alan Turing eşcinseldi ve o yıllarda bu İngiltere’de suç sayılıyordu. 1952 yılında polisiye birtakım olaylar sonucu Turing, cinsel yönelimini açıklar. Sonrasında, gelişmelerin şekli değişir; o güne dek yukarıda anlattığım nedenlerle ama özellikle İkinci Dünya Savaşının kazanılmasına katkıları nedeniyle ulusal kahraman kabul edilen Turing’e karşı tavır farklılaşır ve deyim yerindeyse bir linç kampanyası başlatılır. Önce işinden uzaklaştırılır, sonra 1885 Ceza Kanunu’na ek yasanın 11. kısmı gereğince “müstehcen uygunsuzluk”la suçlanıp mahkemeye çıkartılır. Turing asla geri adım atmaz ve elli yıl önce Oscar Wilde’ın başına geldiği gibi aynı suçtan mahkûm edilir. İngiliz ve dünya kamuoyunun yeterince arkasında durmadığını söyleyebilirim. Mahkeme sonucunda önüne iki seçenek konulur: ya hapse girecek ya da kendisine yapılacak hormon enjeksiyonlarıyla kimyasal kastrasyon (hadım) uygulamasını kabul edecektir. Turing ikinci yolu seçer ama tüm bu yaşananlar sonucu ağır bir depresyona girer. 1954 yılında arsenikli bir elmayı yemesi sonucu yaşamını yitirir. Ölümünün kaza mı, intihar mı, cinayet mi olduğu hiçbir zaman tam olarak bilinmez; zaten yeterli inceleme de yapılmamıştır.

Ölümünden yaklaşık altmış yıl sonra 2013 yılında çıkartılan bir yasa ile önce Alan Turing, sonra bu suçtan hüküm giyen ve 15 bini hayatta olan yaklaşık 65 bin kişi “affedilir”. İşte bu yasa Turing Yasası olarak adlandırılmaktadır.

Ancak konu henüz tam anlamıyla çözümlenmiş değildir. Aynı suçlamayla 1974 yılında mahkûm olan George Montague örneğin, hükümetten af değil, özür beklediğini açıklar. BBC’ye konuşan Montague “Bu affı kabul etmek suçlu olduğunuzu kabul etmek demek. Ben suçlu değildim” demiştir. (2) Evet, yapılması gereken özür ve tazminattır aslında ama Turing Yasası’nın ayrımcılıkla mücadelede önemli bir adım olduğu tartışılmaz.

Kimi zaman bilim insanlarının isimleri akademik alanlarının dışında da simgeleşip, tarihe geçebiliyor.

(1)https://gazetemanifesto.com/2019/einstein-bulgusu-258095/

(2)https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-37714653