Konteynerinden polis zoruyla çıkarılan İzmirli depremzede Salih Çakmak, “Biz de bu vatanın evladıyız. Emekli maaşım 6 bin lira. Kiralar olmuş 8-10 bin lira. Ben nerede yaşayacağım. Kimsem yok benim. Yalnız yaşamak suçsa ölelim o zaman” dedi. Bir başka mağdur vatandaş Nuray Koçtürk de “Polis zoruyla evime girildi. Özel eşyalarıma dahi elimi sürmeden, hiçbir şeyimi alamadan kapı dışarı edildim. Üzerimdeki kıyafetleri dahi başka arkadaşlarım aldı. Terlikle sokağa atıldım” diye tepki gösterdi.
Anka Haber Ajans’ında yer alan habere göre: İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihindeki depremin ardından Bayraklı konteyner kentte yaşayan depremzedeler, 6 Şubat 2023’teki depremden etkilenen ve İzmir’e getirilecek olan depremzedeler gerekçe gösterilerek polis zoruyla konteynerlerden çıkarıldı. Depremzedeler, Bayraklı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından geçici olarak Hilton Oteli’ne yerleştirildi. CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, beraberinde CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Işık Doğusoy ile Bayraklı’daki konteyner kent alanına giderek barındıkları yerden çıkarılan depremzedelerle bir araya geldi. Sertel, “Bizim belediyelerimiz kimseyi mağdur etmez. Sakin olun. Kendinizi çaresiz hissetmeyin. Bizler gereğini yapacağız” dedi. Evlerinden çıkarılan vatandaşlar CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’e teşekkür ederek, barınma hakkımız elimizden alındı diyerek mağduriyetlerini dile getirdi.
Depremzedelerden Meryem Tülin Yumlu, “Bundan bir hafta önce bana bir yazı verildi. Yeni depremzedeler gelmesi nedeniyle bir hafta içinde konteyner kentte yaşadığım alanı boşaltmamı istediler. Aksi takdirde yönetim tarafından boşaltılacağı belirtildi. Ben de ‘bir hafta içerisinde yeni bir ev bulamayacağımı, maddi gücümün ve gidecek yerimin olmadığını’ söyledim. Bunun üzerine bir hafta sonra çevik kuvvet ve tomalar geldi. Polisler eşliğinde eşyamı toplamamı istediler. Yalnızca çok özel eşyalarımı alıp çıkmam söylendi. Eşyalarım arabaya atıldı. Parçalandı. O gece buz gibi soğukta sokaklardaydım. Sonra Bayraklı Belediyesi bizi önce yurda sonra da Hilton Oteli’ne yerleştirdi. AFAD dışarı attı, belediye sahip çıktı. İnsan haklarına aykırı bir harekete maruz kaldım” diye konuştu.
Halen konteyner kentte kaldığını ancak bir haftaya kadar çıkarılacağını ifade eden Fatma Tuzcu ise, “Bir haftaya kadar da bizi çıkaracaklarını söylüyorlar. Ben asgari ücretle bir kafenin mutfağında çalışıyorum. Kiralık ev bulamam. Bulsam da ödeyemem. Gidecek başka yerim de yok. Bize ‘Siz önceden de kiracıydınız. Şimdi çıkın yine kira da oturun’ diyorlar. Veremiyoruz. İzmir’de kiralar 10 bin liradan başlıyor. Asgari ücret ise 8 bin 500 lira. Çaresiziz. Eşim ve oğlum da Kahramanmaraş’ta depreme yakalandı. Donma tehlikesi geçirdi. 3 gün aç kaldılar. 3 gün sonra bir tas çorba içtiler. Ve ben onları bir şekilde buraya getirdim. Fakat almadılar buraya. AFAD Gümüldür’e yönlendirdi. Biz bir aileyiz. Nasıl olur böyle bir şey. Onlara da bir konteyner versinler o halde. Bu 21 metrekare yere sığınmış durumdayız. Burayı bile bırakmak istemiyoruz. O kadar zor durumdayız. Çünkü açıkta kalacağız. Bir aile ikiye bölündük. Biz bir barınma yeri istiyoruz. Zor durumdayız” dedi.
Bir başka mağdur vatandaş Nuray Koçtürk de “Polis zoruyla evime girildi. Özel eşyalarıma dahi elimi sürmeden, hiçbir şeyimi alamadan kapı dışarı edildim. Üzerimdeki kıyafetleri dahi başka arkadaşlarım aldı. Terlikle sokağa atıldım. Sağ olsun Bayraklı Belediyesi yardımcı oldu. Önce yurda yerleştik şimdi de Hilton otelinde kalıyoruz” dedi.
Kısa bir süre sonra hastaneye yatması gerektiğini belirten Gül Ok, ilik nakli olması gerektiğini ve sokakta kalacağım endişesi ile psikolojisinin bozulduğunu dile getirdi. Ok, “Buradan bizi sokağa atıyorlar. Bize güvenilir bir alan göstermediler. Hastayım. İlik nakli olacağım. Hastaneye yatacağım. Bu durumda ben hastaneye nasıl yatacağım? Bu psikoloji ile hiçbir şey yapamıyorum. Çaresiziz. Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı altında yaşıyorsak bize güvenilir bir alan göstermeleri gerek. Eğer depremzede değilsek bizi buraya neden aldılar? Bizim TC’miz, kimliğimiz her şeyimiz ortada. Araştırsınlar. Zor durumdayız. Çaresiziz. Şimdi ben önümüzdeki ayın 7’sinde hastaneye yatacağım. Sokakta kalırsam ne olacak? O nedenle milletin vekili olarak yanımızda olduğunuz için size teşekkür ederim” diye konuştu.
Hiç kimsesi olmadığını ve konteyner kentte 27 aydır yalnız yaşadığını dile getiren Salih Çakmak da şunları söyledi:
“27 aydır burada kalıyordum. İki kalçamda da sorun var. Sol kalçamdan ameliyat oldum. Yüzde 79 engelli raporum var. Yalnız yaşıyorum diye buradan bizi attılar. Yalnız yaşayanların hiçbir hakkı yoksa yalnız yaşayan herkesi toplayıp katliam yapsınlar! Biz nerede kalacağız? Şimdilik Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer bize kapılarını açtı. Ancak 20 Haziran’a kadar kalabileceğiz. O tarihten sonra ne yapacağız? Rezerv alanına 5 bin 500 tane konut yapıldı. 3 bin 500 tanesi evi ağır ve orta hasarlı olup yıkılanlara verilecek. Geriye kalan 2 bin tanesi kimlere verilecek? Bu konuda ne Cumhurbaşkanı’ndan ne de İzmir Valiliği’nden bir açıklama yok. Biz de bu vatanın evladıyız. Emekli maaşım 6 bin lira. Kiralar olmuş 8-10 bin lira. Ben nerede yaşayacağım. Kimsem yok benim. Yalnız yaşamak suçsa ölelim o zaman.”
Bu haber en son değiştirildi 18 Mart 2023 14:52 14:52
Dokuzuncu olağan kongresini gerçekleştiren Saadet Partisi'nde genel başkanlık için Kayseri milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK lideri Abdullah Öcalan için yaptığı çağrının yankıları sürüyor. Cumhurbaşkanı…
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında çıkardığı…
ABD'li Senatör Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma…
Kadına yönelik şiddeti tek başına biyolojik bir mesele olarak erkek saldırganlığıyla açıklamak en hafif tabirle…
Bu düzen çürümüştür. Şimdi bu çürümüş düzeni yeni anayasa ile tescillemek istiyorlar. Medeni kanunu tartışmaya…