Gençlik kime ve neye muhalif?

Ağır yaşam koşulları, zayıf bir bilinç ve insanca bir yaşam talebi içerisinde olan gençlik için çözüm; çelişkilerini görmesini sağlayacak, bilincini yeşertecek ve taleplerinin karşılığını alması için ona öncülük edecek bir öznenin varlığında ortaya çıkmaktadır.

Türkiye’de 18-25 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon genç var. Büyük denebilecek oranda genç nüfusa sahip olan ülkemizde, bu nüfus sayesinde birçok alanda üretim gerçekleştirebilecekken toplumumuza “tüketici” sıfatı daha çok yakıştırılmıştır. Bilim ve teknolojide, sanayide, tarımda, kültürel ve sanatsal alanlarda üretimi zayıflamış ve atıl bir konuma gelmiş olan ülkemizde ar-ge çalışmaları gün geçtikçe azalmakta, ithalat artmakta, eğitim ve akademi niteliğini kaybetmektedir. Ülkemizin dışa bağımlılığı ise günden güne artmaktadır. Bir taraftan da toplum genelinde olmakla birlikte gençler üzerinde yoğunlaşmış olarak tüketime teşvik vardır. Üretici konumunu yitirmekte olan ülkemizde gençler için istihdam alanları ise çalışanların “vasıfsız” işçi olarak tanımlandıkları ve açlık sınırını dahi karşılamayan asgari ücretle uzun saatler çalıştıkları işler olmaktadır.

Bunlara ek olarak Türkiye’de mevcut eğitim sisteminin bilimsellikten uzaklaşması, var olan düzenin arkasında gelen ideolojinin çıkarları doğrultusunda verilen ve eksik olan tarih eğitiminin gençliğin bilinci üzerindeki etkileri, bugün gençliğin düşünce yapısını şekillendirmektedir. Bu yüzden gençler karşılaştığı sorunların nereden kaynaklandığı tam anlamıyla kavrayamamakta ve nedenlerini eksik bir şekilde ortaya koymaktadır. Dolayısıyla nedenleri doğru belirlenemeyen sorunların çözümleri de oldukça kısır kalmaktadır. Genel anlamda var olan bu bilinç eksikliği, gençliğin kimi ve neyi karşısına alması gerektiğini tam olarak belirleyememesine sebep olmaktadır.

Kapitalizm içerisinde yaşadığımız ise bir gerçektir. Gençliğin büyük bir kesimi kapitalizmin ne olduğunun ve nasıl bir sömürü çarkının içerisinde yaşadığının farkında değildir. Bu yüzden talepleri ve beklentileri ancak düzen içi karşılıklarla sınırlı kalmaktadır ve gençlik kendisine sunulandan daha ötesinin alamayacağını düşünmektedir. Halbuki gençliğin talepleri ancak sosyalist bir düzenin içerisinde gerçek karşılığını bulacaktır. Baskıcı, gerici, piyasacı AKP iktidarının ötesinde bir şey arayan gençlik, maruz kaldığı yaşam şartlarının sorumlusu olarak gördüğü AKP’ye muhalefet ederken çözümü çoğunlukla AKP ile aynı kökten türemiş olan diğer siyasi alternatiflerde, farkında olmasa dahi kapitalizme muhalif iken çözümü yine kapitalizm içerisinde aramaktadır. Bir diğer yandan da sosyalizm talebinin önemini fark edebilmiş fakat sosyalizm talebi ile salt muhaliflik inşa edilen bir tarafa savrulabilme ihtimali taşıyan gençlik oluşmaktadır. Çünkü başka bir dünyanın mümkün olmayacağına dair sesini yükseltenler için kapitalizm içi orta yolculuk her zaman daha temkinli ve güvenilir bir yol olarak dillendirilmektedir. Oysaki değiştirmek mi istiyoruz, bu düzeni yontmak mı diye bir soru tekrardan akıllara gelmektedir. Eğer değiştirmek istiyorsak fason bir kitle ile bunun olmayacağını da çok iyi bilmek gerekiyor. Türkiye’nin siyasi havasına göre şekil alan bir kitleyi, geçici süreliğine, doğru birkaç söylemle arkana alabilmek belki de mümkündür. Fakat bu hava söndükten sonra geriye ne kalacağı oldukça meçhuldür. Talepleri sola eğilmiş olan gençliği kapsayabilmek için ancak devrimi arayan ve siyasi bir yapının bir adım öne çıkması gerekmektedir.

Ağır yaşam koşulları, zayıf bir bilinç ve insanca bir yaşam talebi içerisinde olan gençlik için çözüm; çelişkilerini görmesini sağlayacak, bilincini yeşertecek ve taleplerinin karşılığını alması için ona öncülük edecek bir öznenin varlığında ortaya çıkmaktadır. Kapitalizme muhalif olmak yeterli değildir. Yeni bir ülke arayışının olması ve bu arayışın bir karşılığı olabilmesi için gençlik sınıfın partisi ile buluşmalıdır. Bu buluşmanın anlamı yalnızca bir gençlik kuşağının mücadeleye kazanılmasıyla sınırlı kalmayacak, memleketi devrimci bir iradeyle yeniden kurmak için devrimci bir atılımın her yerde örgütlenmesi de beraberinde gelecektir.