Hafıza-i Beşer | 18 Eylül 1976: İşçiler DGM’yi kapattı…

1976 yılının 16 Eylül’ünde başlayıp 20 Eylül’üne kadar süren DGM direnişi, Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Hafıza-i Beşer | 18 Eylül 1976: İşçiler DGM’yi kapattı…

Bundan tam 41 yıl önce, Türkiye işçi sınıfı ve onun devrimci sendikal örgütü DİSK, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ne (DGM) karşı ayağa kalktı.

12 Mart döneminin ürünü olan DGM’ler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Milliyetçi Cephe hükümeti ise DGM’leri yeniden kurmak ve yasalaştırmak istiyordu. Ancak karşısında büyük bir duvar vardı: Sol ve sendikal hareket.

1976 yılının 16 Eylül’ünde başlayıp 20 Eylül’üne kadar süren DGM direnişi, Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yere sahiptir. Direniş, tüm Türkiye’de ve özelde İzmir’de toplumu da harekete geçirmiştir. 12 Mart’ın ardından işçi sınıfı, sendikasına, DİSK’e sahip çıkarak onu güçlendirmeye çalışıyordu. Bu süreç solun da tekrar toparlanmasını sağlamıştı. Böylece DİSK büyüyor, işçiler ve halk daha da politikleşiyordu.

‘GENEL GREV DEĞİL, GENEL YAS’

Ülkemizde işçi sınıfının öncülüğünde ilk kez kitlesel olarak kutlanan 1976 1 Mayıs’ından alınan güç ile 16 Eylül 1976’da DİSK, “Ülkemizi MC’nin yarattığı karışılıklık ve bunalımdan kurtarmak” başlığıyla yayımlanan bildiride ‘genel grev’ yasaklandığı için ‘genel yas’ ilan etti ve eylemler DİSK yönetiminin Taksim’deki anıta siyah çelenk koymasıyla başladı. İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Adana, Antalya, Diyarbakır, Mersin, Manisa gibi DİSK’e bağlı işyerlerinde ve diğer bazı üretim alanlarında üretim durduruldu. Eylemler 20 Eylül tarihine kadar sürdü. 22 Eylül’de DİSK yönetimi tutuklandı ancak üst mahkemeye yapılan başvuru sonrasında serbest bırakıldılar. Profilo’da işten atılan arkadaşlarına sahip çıkmak için direnen işçi Yakup Keser polis tarafından öldürüldü. 510 işçi gözaltına alındı ve ertesi gün 7 işçi tutuklanarak cezaevine gönderildi.

DGM direnişi, yaşanan gözaltılara ve işten atmalara karşın başarıyla sonuçlandı. DGM yasası engellendi. Dikkat çeken nokta ise o güne kadar hep kendi ekonomik talepleri için harekete geçen işçi sınıfının, DGM gibi siyasal bir konuda açıktan tavır koymasıydı.

‘DGM’Yİ EZDİK SIRA MESS’TE’

DGM direnişinin ardından gelen mücadele başlığı ise Madeni Eşya Sanayicileri ve İşverenleri Sendikası (MESS) ile DİSK’e bağlı Maden-İş arasında yaşanan toplu iş grup sözleşmesi idi.

Ayağa kalkan işçi sınıfı ve örgütü DİSK, maden işçilerine tam destek verdi. ‘DGM’yi ezdik sıra MESS’te’ sloganıyla hareket eden maden işçilerine, emekçiler, aydınlar sahip çıktı.