Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhur İttifakı’na katılım süreci ve parti politikalarıyla ilgili İHA’ya açıklamalarda bulunarak şunları söyledi:
“Hem Cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçiminde birlikte hareket etmek için Cumhurbaşkanı bize Cumhur İttifakı’na katılmamız ve destek vermemiz doğrultusunda bir talepte bulundu. Biz Cumhurbaşkanı’na Cumhurbaşkanlığı seçiminde destek vereceğimizi açıkladık. Parlamento seçimleriyle ilgili görüşmemizde birlikte hareket etme konusunda prensipte evet dedik. Ama bunun nasıl olacağını ve ne şekilde olacağını partiden yetkilendirdiğimiz arkadaşlarımızın yaptıkları çalışmalar sonucunda şekilleneceğini söyledik. Bu konuyla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor.
Biz elbette parlamentoda güçlü bir şekilde temsil edilmek istiyoruz. Aynı zamanda eğer biz Cumhur İttifakı’nın içerisinde yer alacaksak Cumhur İttifakı’nın parlamentoda çoğunluğu sağlaması için en iyi formülün arayışındayız. O yüzden nereden ve kaç kişinin milletvekili adayı olacağı ile ilgili bir netlik yok. Milletvekilliği konusunda tabii ki bizim bir talebimiz oldu. Parlamento seçimlerine birlikte katılacaksak mutlaka bizim de parlamentoda temsil edilmemiz gerekir.
Hem AK Parti hem de Milliyetçi Hareket Partisi tarafından bu konuyla ilgili birçok açıklama yapıldı. Cumhur İttifakı’nda bulunan partilerin hiçbiri diğer partilere iltihak etmiş değil. Hatta 2018 seçimlerinde AK Parti listelerinden seçime katılan Büyük Birlik Partisi bile kendi programı, duruşu ve siyasi görüşü ayrı olan bir partidir. Biz de henüz bu görüşmelere başlamadan önce de bir ittifak içerisinde yer alabileceğimizi ama kendi programımız, rengimiz ve kimliğimizle bir ittifak içerisinde yer alma imkanı varsa bunu değerlendirebileceğimizi söyledik.
Israrla bu konu üzerinde sorular soruluyor. Bir şeyler kaşınmak istiyor. Sanki ittifak yapan partilerin programları ya da memleketin tüm meseleleriyle ilgili düşünceleri tam bir uyum içerisinde olmak zorundaymış gibi cümleler kuruluyor. Böyle bir zorunluluk yok. Eğer HÜDA-PAR Cumhur İttifakı’na katılıp yoluna orada devam edecekse, HÜDA-PAR ne AK Parti’ye ne de Cumhur İttifakı’nın bileşenleri olan diğer partilere iltihak etmeyecek. HÜDA-PAR kendi kimliğiyle kalacak. Elbette diğer partilerin de öyle.
Farklı programlara sahip AK Parti ve MHP’nin de bazı konularda dünya görüşleri farklı. Elbette birbiriyle örtüşen noktalara da sahipler. Ama bu ittifak geçen seçimden bu yana sorunsuz yürüyor. Herhangi bir meselede bir koalisyon gibi bütün partilerin ortak imzasıyla bir politika yürütülecek derseniz o zaman sıkıntı çıkar. Bu ittifakın içerisinde yer aldığı için MHP kendi kimliğinden vazgeçti mi, geçmedi. Eğer olacaksa biz de kendi kimliğimizle bu ittifakın içerisinde yer alacağız.
Anlaştığımız noktalarda daha büyük hedefler varken, dışarıdan bu kadar saldırı varken ya da memleket bu kadar zor bir süreçten geçerken bunlara takılıp bir fitne çıkartmaya çalışanlar kendi umduklarını bulamayacaklar, hevesleri kursaklarında kalacak.
Tam özgürlükçülük diye bir şey hiçbir düşünce sisteminde yoktur. Hiç kimsenin toplumun haklarını çiğnemeye, toplumun huzurunu ve düzenini bozmaya bir hürriyeti olamaz. Başkasının özgürlüğünün başladığı yerde sizin özgürlüğünüz biter. Örneğin sapıklık özgürlüğü yoktur. Bizim inancımızda böyle bir özgürlük yoktur. Onlar gayri fıtri hareketlerdir. Siz o hareketleri yayma ve propagandasını yapma özgürlüğüne sahip olamazsınız. Bizim düşündüğümüz düzende ve idare tarzında böyle bir özgürlüğü biz tanımıyoruz.
Kadınlar ile erkekler eğer kadınların biyolojik ve fiziki özelliklerine uygunsa çalışması mümkündür. Mesela maden işçiliği gibi ağır bir alanda kadınları çalıştırabilir misiniz? Kadın fıtratı itibarıyla narin ve naziktir. Fiziki güç isteyen işlerde kadınları çalıştırmak zulümdür.
Kadın eğer çalışmak istiyorsa çalışmalıdır. Zorunda olduğu için çalışmamalıdır. Hiçbir kadın çalışmak zorunda kalmamalıdır. Eğer istiyorsa önüne hiçbir engel koyulmamalıdır. Kadının fıtratına uygun olmayan, gücünü aşan işlerde çalışmamalıdır.
Çocuklar için de aynısı geçerlidir. Çocuklar çalıştırılmamalıdır. Eğer bir kadın ya da çocuk ihtiyaç nedeniyle çalışmak zorundaysa devlet ve yönetim o çocuk ve kadının bütün ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
Annelik çok kutsal bir iştir. Sadece bir alanda değil. Pek çok mesleğin aynı anda icra edilmesidir annelik. Çocuk yetiştirmek toplumun geleceği açısından çok ulvi bir görevdir. Çok özveri isteyen iştir. Bu işin hafta sonu izni veya çalışma saatleri yoktur. Bu yüzden biz, 25 yıl evli kalan kadın özellikle de anneyse primleri devlet tarafından karşılanmak üzere emeklilik hakkı tanınmalıdır.
Cumhurbaşkanı olabilseydim anayasayı değiştirirdim. Tamamen sivil bir anayasa yapardım. Anayasayı tek başıma cumhurbaşkanı olarak değiştirmezdim. Anayasayı değiştirmek için bütün siyasi tarafları bir masa etrafında toplar bu toplumun gerçekten kendi anayasasını yapmasını sağlardım.
1982 Anayasası, 12 Eylül 1980’de yönetime el koyan askeri bir cunta tarafından hazırlanan bir anayasadır. 20 kere değişime uğramış ama halen devam ediyor. Eğitim sistemiyle ilgili ciddi değişiklikler yapmak gerekiyor. Eğitimde bir sistem yok. Hükümetlere göre değil bakanlara göre değişiyor. Sürekli bir yaz boz tahtası.
Adalet sistemine çok ciddi bir dokunuş gerekiyor. Tam bağımsız bir yargının oluşması için müdahalelerde bulunmak gerekiyor. Herhangi bir kişi veya partinin tek başına sadece kendi düşünceleri doğrultusunda toplumu ikna etmeden ya da toplumun farklı kesimleriyle bir konsensüs oluşturmadan bu değişiklikleri yapması mümkün değil.
Birileri ben hükümet olursam sihirli değnekle dokunur gibi her şeyi bir anda değiştirebilirim, hayır. Hiç kimse tek başına bütün toplumun temsilcisi olamaz. Cumhurbaşkanı bir kral değildir, olmamalıdır.
Biz 2018 Genel Seçimleri’nde de Cumhurbaşkanını destekleyeceğimizi söyledik ve destekledik. Fakat parlamento seçimlerinde biz kendi adaylarımızla seçimlere katıldık. 2018’de bu kadar yaygara çıkmadı çünkü o zaman 6 farklı cumhurbaşkanı adayı vardı. Seçimlerin birinci turda bitme ihtimali yüksekti. İkinci tura kalsaydı belki o zaman yaygara çıkacaktı. Muhalefet kesimi seçimlerin ikinci tura kalacağını bekliyordu. Mevcut dengeyi bizim değiştirebilme potansiyelini bizden beklemiyorlardı.
Şu anda ise muhalefet kendisini cumhurbaşkanı seçimini kazanmaya yakın görüyor. Ama aslında dengeli bir durum var. On bin oyun çok şeyi değiştirebileceğini muhalefet de görüyor. HÜDA-PAR’ın oylarının arttığını onlarda yaptırdıkları kamuoyu araştırmalarıyla görüyorlar. Her ne kadar bazı şirketler bize karşı bir karartma uygulasalar da. Bu dengeler bozulduğu için birilerinin dengesi bozuldu. Denge bozulduğu için birilerinin kimyası bozuldu.
Hem Millet İttifakı’ndaki partiler hem de herhangi bir ittifak içerisinde olmayan pek çok partiyle görüştük. Fakat Millet İttifakı’na katılım yönünde resmi bir davet gelmedi. 6’lı Masa’nın haricindeki birçok partiden resmi davet geldi. Ama onlar çok uygulanabilir ve gerçekçi davetler olmadığı için onları çok düşünmedik.”
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…