İKD: Deprem bölgesinde refakatsiz kalan çocuklar kimlere emanet ediliyor?
"Kimsesiz çocukların uğrayacağı herhangi bir maddi ya da manevi zarar doğrudan Bakanlığın hizmet kusuru anlamına gelmektedir."
İlerici Kadınlar Derneği (İKD) depremde refakatsiz kalan çocukların tarikatlara verildiğine ilişkin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bir dizi soru yöneltti. İKD tarafından yapılan açılamada “İddialara bazı devlet kurumlarından yanıtlar verilse de kesin sayılarla ve çocukların yerleştiği kurum kayıtlarını da içeren yasal bir yanıt verilmemiştir. Kimsesiz çocuklara ilişkin bütün yetki ve sorumluluk Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nındır. Kimsesiz çocukların uğrayacağı herhangi bir maddi ya da manevi zarar doğrudan Bakanlığın hizmet kusuru anlamına gelmektedir.” denildi.
“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na Soruyoruz: Deprem bölgesinde refakatsiz kalan çocuklar kimlere emanet ediliyor?” başlığıyla yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Çocuk Koruma Kanunu’na göre kişisel güvenliği tehlikede ve korunmaya muhtaç olan çocuklar için bir takım koruyucu ve destekleyici tedbirler düzenlenmiştir. Bunlar danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma tedbirleridir ve bu tedbirlere Çocuk Koruma Kanunu’nun 9. ve 13. maddelerine göre çocuğun bulunduğu yerdeki çocuk mahkemesi ya da çocuk mahkemesine denk bir mahkeme tarafından karar verilir. Acil hallerde, çocuk hakkında acil koruma kararı alınır.
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi sonrasında ailelerini kaybeden çocukların, kişisel güvenlikleri açısından Çocuk Mahkemeleri tarafından barınma tedbiri kararı alınmadan ve Çocuk Koruma Kanunu’nun 10. maddesinde düzenlenen “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından, kendisine intikal eden olaylarda gerekli önlemler derhâl alınarak çocuk, resmî veya özel kuruluşlara yerleştirilir.” hükmüne uyulmaksızın çeşitli tarikatların yurtlarına, bazı şahısların evlerine verildikleri ortaya çıkmıştır.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre deprem sonrasında Gaziantep’te babalarını kaybeden 9 çocuğun, anneleriyle birlikte Sakarya’ya getirildiği, çocukların anneleri olmadan Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde bulunan Mekke Mescidi-Hanife Akın Kuran Kursu’na verildiği belirtilmiştir. Haberde açıklamasına verilen vakıf yöneticisi, “Sakarya İl Müftüsü Hasan Başiş bizi aradı, ‘Böyle böyle çocuklar var. Bunlara yer açar mısınız?’ dedi. Biz de çocukları aldık. Çocuklar deprem nedeniyle travma geçirdiği için psikolojik destek almış. Biz de bu çocukları bir nevi burada koruma altına aldık. Kursta kalıyorlar. 9 tane çocuk var burada. 2 tanesi annelerinin yanına gitti. 7 tanesi burada” denmiştir.
Yine 17 Şubat 2023 tarihli Duvar Gazetesi’nin haberine göre 0-4 yaş aralığında yaklaşık 20 çocuğun Hatay’dan bir takım dernekler aracılığıyla İstanbul’a getirildiği, durumun savcılığa yansıdığı haberleştirilmiştir. Aynı tarihli yayında 33 çocuğun özel arabalarla Tuzla’ya götürüldüğü iddia edilmiştir.
İddialara bazı devlet kurumlarından yanıtlar verilse de kesin sayılarla ve çocukların yerleştiği kurum kayıtlarını da içeren yasal bir yanıt verilmemiştir. Kimsesiz çocuklara ilişkin bütün yetki ve sorumluluk Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nındır. Kimsesiz çocukların uğrayacağı herhangi bir maddi ya da manevi zarar doğrudan Bakanlığın hizmet kusuru anlamına gelmektedir. Bu nedenlerle, 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu kapsamında aşağıdaki soruların ivedilikle yanıtlanmasını İlerici Kadınlar Derneği olarak talep etmekteyiz.
- Deprem bölgelerinden kaç ailesiz çocuk getirilmiştir?
- Bu çocuklar hangi yurtlara yerleştirilmiştir?
- Yurtlara yerleştirilmeyen çocuklar nerede ve nasıl barınmaktadır?
- Kayıp çocuk sayısı kaçtır?
- Depremde yakınlarını kaybeden çocuklar Çocuk Koruma Kanunu’nun 10. maddesine göre hangi yurtlara yerleştirilmiştir?
- Yurtlara yerleştirilmeyen çocuklar için Çocuk Koruma Kanunu’nun 13. maddesi gereği barınma koruma tedbiri verilmiş midir? Verilmiş ise hangi mahkeme, hangi tarihte karar vermiştir?
- Yakınlarını kaybeden kimsesiz/refakatsiz çocukların akrabalarına teslimi sırasında hangi hukuki dayanaklar gözetilerek teslim işlemi yapılmıştır? Çocukların ve yakınlarının kimlik tespitleri nasıl yapılmıştır? DNA testi yapılmış mıdır? Bu test süresince çocuklar nerede tutulmuştur?”