İstanbul Üniversitesi öğrencileri: Düzeniniz batsın, gençlik yaşasın!
İstanbul Üniversitesi öğrencileri Aydın Güzelhisar KYK Yurdu’nda yaşanan asansör faciasında hayatını kaybeden Zeren Ertaş için bugün Beyazıt’ta eylem yaptı. Yapılan eylemde okunan açıklamada "Gelin, bu olayın üzerinin kapatılmasına izin vermeyelim, yaşanan cinayetin hesabını birlikte soralım" ifadeleri kullanıldı.
İstanbul Üniversitesi öğrencileri, Aydın Güzelhisar KYK Yurdu’nda yaşanan asansör faciasında hayatını kaybeden Zeren Ertaş için bugün Beyazıt’ta eylem yaptı.
Öğrenciler, sıra arkadaşlarının arka arkaya gelen intihar haberlerinin üzerine bir KYK yurdunda böylesine büyük ihmallerin yapılmasına tepki gösterdi.
Yapılan eylemde yaşanılan olayın kaza değil bir cinayet olduğunu, ne intiharların ne de kaza süsü verilen bu olayların münferit olmadığını dile getirildi.
Eylem, “Düzeniniz batsın, gençlik yaşasın!” sloganlarıyla devam etti.
Eylemde okunan basın açıklamasının tamamı ise şöyle:
“26 Ekim Perşembe gecesi Aydın KYK Yurdu’nda asansörün çökmesi sonucu bir sıra arkadaşımızın hayatını kaybettiğini ve birçok sıra arkadaşımızın yaralandığını öğrendik. Öğrenciler olarak en temel hakkımız olan barınma hakkımıza dahi ulaşamıyoruz. Yetersiz yurt kapasiteleri ve fahiş fiyatlı kiralar sebebiyle barınamıyor, çalışmaktan arta kalan zamanlarımızda niteliksiz ve sağlıksız beslenmemize rağmen okumaya çalışıyoruz. Yurtlara yerleşecek kadar şanslı olanlarımızınsa bitmeyen inşaatların içinde, balık istifi gibi ve sağlıksız koşullarda yaşamaya boyun eğmesi isteniyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi kendimizi en güvende hissetmemiz gereken, yaşam alanlarımız olan yurtlarımız bizlere mezar dahi olabiliyor. Yurtların kötü koşullarına bizi mahkum eden ve öğrencilerin taleplerine kulak tıkayanlar yaşananları kaza ya da ihmal olarak kabul ettirmeye çalışsalar bile biz biliyoruz ki 26 Ekim Perşembe gecesi Zeren’i hayattan koparan bir kaza değil, cinayettir. Yurt öğrencilerinin 15 gündür gerekli tüm mercilere defalarca kez ilettiği asansör arızasına tıkanan kulaklar ve nihayetinde ölümle sonuçlanan ihmaller zincirinin “elim bir olay” denerek örtbas edilmesine izin vermeyeceğiz.
Asansörün arızasını giderip arkadaşımızın hayatını kaybetmesine engel olmayanlar müsebbibi oldukları bu cinayetin üstünü örtmeye, olay gecesi arkadaşlarını kaybetmiş öğrencileri yurda kitleyerek görüntü almalarını engellemeye çalışmakla paçayı kurtarabileceklerini sandılar. “Korkuyorsanız merdivenleri kullanın!” diyen yurt müdürüyle, tüm suçu öğrencilere yıkmaya çalışan valisiyle, sıra arkadaşları için bir araya gelmek isteyen öğrencilerin önüne set çekmeye çalışan kolluğuyla tüm failleri tanıyor ve söylüyoruz: Kaçamayacaksınız. Yurtlarımızdan, kampüslerimizden sesimizi yükseltiyor, yaşanan cinayetin hesabını soruyor ve altını çiziyoruz: arkadaşımızın hayatına sebep olan, temel haklarımızı alınır satılır hale getirerek öğrencisini yaşatmaktan aciz bu düzenin ta kendisidir.
Tüm sıra arkadaşlarımıza çağrımızdır: Gelin, bu olayın üzerinin kapatılmasına izin vermeyelim, yaşanan cinayetin hesabını birlikte soralım. “Kaza” denen bu cinayetler, umutsuzluk ve geleceksizlik kaderimiz değil. Öyleyse bize bunları reva gören bu düzeni değiştirmek için birlikte mücadele etmenin zamanıdır. Tarikat ve cemaatlerin karanlığının bizden koparttığı Enes’e, Eskişehir’de bu düzenin hayattan koparttığı Resul’e, Sibel’e ve Zeren’e sözümüz, mücadelemiz olsun.”