Öğrencilerin okulda olmamasını fırsat bilen İTÜ yönetiminin yurt ücretlerine yaptığı yüzde 75’e varan zam oranı öğrenciler tarafından hala tartışılırken yemekhane fiyatlarına yüzde 100 zam yapıldığı duyuruldu.
Yaşadıkları mağduriyet karşısında görüşlerini dile getiren İTÜ öğrencileri, KYK hâlâ 1250 TL iken temel ihtiyaçlarına yapılan bu zamların bir devlet üniversitesinde olmaması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Halihazırda kalitesiz, yetersiz ve porsiyonları oldukça az olan öğle yemeği 5 TL’ den 10 TL’ ye, akşam yemeği iste 10 TL’ den 20 TL’ ye çıkarıldı. Birkaç gün önce ise koşulları iyi olmayan yurtlarımıza %75’e yakın zam yapılmıştı. Bugün karşı çıktığımız 10 TL belki yaşadığımız ekonomik krizin karşısında sizler için bir şey ifade etmiyor olabilir fakat bizler hala 1250 TL KYK kredisi ya da bursu alıyoruz ve bununla geçinmeye çalışıyoruz.
Biz öğrenciler sürekli dile getiriyoruz aslında. Her seferinde ekonomik krizin faturası üniversiteli öğrencilere kesilmeye çalışılıyor, yurt ve yemekhaneye yapılan fahiş zamlarla beraber en temel hakkımız olan barınma ve beslenme ihtiyaçlarımız karşılayamıyoruz.
AKP’nin Türkiye’ye uyguladığı politikaların izinden giden AKP’nin atanmış rektörleri üniversitelere de aynı mantığı uygulamayı kendine amaç edinmiş. Üniversiteleri piyasacılaştırmışlar, ticarethaneye çevirmişler ve her geçen gün gericileştirmişlerdir. AKP hükümeti ile AKP’nin okullara özel olarak atamış oldukları rektörler akademinin içini boşaltmış ve üniversiteleri kendi ideolojilerini yaygınlaştırdıkları birer kâr kapısı haline getirmişlerdir.
Bugün karşılaştığımız bir diğer örnekte şu ki; İTÜ yönetimi zam gündemlerinin üzerine Gümüşsuyu’nda kalan kız öğrencilerin “Kurumlar sadece kız veya sadece erkek öğrenciler barınacak şekilde açılır ve işletilir.” kararını öne sürerek yurttan çıkarılmasına ve kayıtlarının kapasitesi zaten okuldaki öğrencilere yetmeyen Ayazağa’daki yurtlarda yenilenmesini istedi.
AKP sayesinde attılan bu gerici, piyasacı adımlar bizleri çaresizliğe sürüklüyor. Üniversitelerin asıl işi bilimsel eğitim vermek, ilericiliği hedeflemek değilmiş gibi bilimle olan ilişki tasfiye ediliyor, aydınlıkçı akademisyenler görevlerinden alınıyor. Bunların yerine ise gerekli atamalar yapılıyor. Yani baskıcı ve gerici yönetmeliklerle üniversiteler teslim alınmaya çalışılıyor.
Akademiye, gençliğe, aydınlık üniversite imajına, aydınlıkçı akademisyenlere son veren bilimi, üniversiteleri kendi ideolojilerini yaymak amacıyla dinci gericilerin eline teslim eden, eğitimi bir sektör haline getiren piyasacılaştıran bakış açısının bu zam kararını aldıran bakış açısı ile aynı olduğunu görüyoruz.
Biz gençler bu yapılanlar karşısında baskıcı bir hükümet olsa dahi sesimizi çıkartmaktan aslında çekinmiyoruz. ODTÜ Ayakta eylemleri, Boğaziçi direnişi, İstanbul Üniversitesi yurt ve yemekhane eylemleri bunun en somut örnekleri.
Bugün üniversiteli gençlik bu örneklerde olduğu gibi eşit, özgür, laik bir ülke için; parasız ve eşit bir eğitim görebilmek için yeniden bir araya gelmekten çekinmemeliyiz.
Asıl olarak bizler parasız ve eşit eğitim hakları için gerici AKP hükümetine karşı laik ve özgür bir Türkiye kurmak için geleceksizlik kaygısını üreten sömürü düzenini başımızdan atmak için bütünlüklü bir mücadele vermeliyiz.”
İki aylık fikir dergisi Yeni Ülke 31. sayısında "Solun Cumhuriyet ile sınavı" dosyası ve dolu…
Aziz İhsan Aktaş'ın 16 şirketine kayyum atanırken sevgilisi ve akrabaları üzerine kurulu şirketleri ile Cengiz…
Çorlu Tren Katliamı’nda adı gündeme gelen dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ın yöneticisi olduğu Deha…
Ünlü şarkıcı Mabel Matiz hakkında hazırlanan iddianamede, erişime engellenen 'Perperişan' şarkısının sözlerinin 'çocuklar için tehlike…
Maraş Katliamı Davası'nda yargılanan ve katliamın sembol ismi olarak bilinen eski Milletvekili Ökkeş Şendiller için…
247 günlük tutukluluğunun ardından tahliye edilen Barım, 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin itirazı sonucu yeniden tutuklanacak.