Kılıçdaroğlu'ndan HDP'ye ziyaret: Her sorunun çözüm adresi TBMM'dir
"Kürt sorunu dahil bütün sorunların çözüm adresi TBMM'dir. TBMM'nin varlığı, sorunları çözen bir meclis olmasından kaynaklıdır. Kuruluşundan bu yana sorunlar orada çözülmüştür. Milletin sağduyusuna güvenerek, var olan sorunların tamamını seçilen parlamenterlerle birlikte çözeceğiz."
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün, HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan ile bir araya geldi. Kemal Kılıçdaroğlu, saat 12.00’de HDP Meclis Grubu’na geldi. Kılıçdaroğlu’na, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı eşlik etti.
Kılıçdaroğlu ve CHP heyetini, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın yanı sıra HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay ve HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç karşıladı.
Yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından liderler basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu açıklamasında, “Kürt sorunu dahil bütün sorunların çözüm adresi TBMM’dir. Meclis’in varlığı zaten sorunları çözmesinden kaynaklanmaktadır. Varolan sorunların tamamını çözeceğiz. Hiçbir sorun çözümsüz değildir” ifadelerini kullandı.
Parti kapatmanın doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “TBMM’de kürsüde konuşulur. İngilizce ise Fransızca ise parantez içinde yazılır. Konuşma metninin içinde Kürtçe geçtiğinde ‘bilinmeyen dil’ deniliyor” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Siyaset, bir kavga alanı olmamalı. Bugün belli TV kanallarında bir sürü şey yazılıp çizilecek. Kucaklaşmak, uygar insanlar gibi tartışmak varken hangi gerekçeyle kavga ediyoruz? Biz birlikten, beraberlikten yanayız. Var olan bütün sorunların çözümü için ortak hareket etmekten yanayız. Toplantıda yerel yönetimler üzerinde duruldu. Kayyum uygulamasının doğru olmadığını ilettik. Her koşulda demokrasiyi savunmalıyız.
21. yüzyıldayız, parti kapatmak doğru değildir. Kapatılan partilerin tekrar siyaset sahnesinde yer aldığını, halkın destek verdiğini görüyoruz.
Kadına şiddetin son bulması lazım. Siz kadına şiddeti teşvik ederseniz, sessiz kalırsanız doğru değildir. Bu konuda çok net siyaset kurumunun tavır alması lazım. Bu tavır aldığında kadınlar özgürce siyaset de yapacak çalışmalarına devam da edecek.
Dezavantajlı gruplarla ilgili de siyaset kurumunun üstüne düşeni yapması lazım. Onların haklarının elinden alınması, görmezden gelinmesi siyaset kurumuna yakışmaz. Yargının sopa olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz. İktidarın baskılarına direnmesini bekliyoruz yargıçlardan. Bu olduğu takdirde gerçek bir demokrasiyi inşa edebiliriz.
Deprem konusunda acil onarım programına ihtiyaç olduğu genel başkanlar tarafından iletildi. Bu bölge ile ilgili özel program yapılması şart. Hükümete çağrı yaptım yine yapmak isterim; acil onarım programının devreye konulması gerekiyor.
Kürt sorunu dahil bütün sorunların çözüm adresi TBMM’dir. TBMM’nin varlığı, sorunları çözen bir meclis olmasından kaynaklıdır. Kuruluşundan bu yana sorunlar orada çözülmüştür. Milletin sağduyusuna güvenerek, var olan sorunların tamamını seçilen parlamenterlerle birlikte çözeceğiz. Hiçbir sorun çözümsüz değildir. Her sorunun çözüm adresi TBMM’dir. Milletin iradesiyle bu sorunlar çözülür. TBMM’nin kapasitesi sorun çözmeye yeterli değil mi! Yeterlidir! Her sorunun çözüm adresi burasıdır. 2. yüzyıla çağrı beyannamemizde Kürt sorununun çözüm adresinin TBMM olduğunu vurguladık ve bizim kurultayımızdan oy birliği ile çıktı bu karar. Biz demokrasiyi, insan haklarını, kimsenin ötekileştirilmemesi gerektiğini, kadın-erkek eşitliğini savunuyoruz. Bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz! Bu işin ortası yok, kavga yok! Özgürce tartışacağız. Anlaşamazsak bir daha oturacağız, bir daha konuşacağız. Bu ülkenin saygın insanları var. Siyaset tek başına kurum değildir, gücünü toplumdan, kanaat önderlerinden, bilgelerinden alır. O destekle sorunların tamamını çözebiliriz.
Basın mensuplarından istirhamım; toplumu ayrıştıran bir dilden lütfen kaçının. Medyanın da sorumluluğu var. Bu sorumluluğun farkında varmalı. Tokalaşmak, kucaklaşmak varken, bu kavga neden? Kavgayı bitireceğiz.
13. cumhurbaşkanı adayı olarak bu ülkede kavgayı bitereceğim. Kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun insan insandır, başımız üstünde yeri vardır.
Gelinir, TBMM’de kürsüde konuşulur. İngilizce ise Fransızca ise parantez içinde yazılır. Konuşma metninin içinde Kürtçe geçtiğinde ‘bilinmeyen dil’ deniliyor. Allah aşkına bu ülkenin insanların vicdanına sesleniyorum; TRT Kürdi diye bir kanal var. Yayın yapıyor bu. Nasıl olur da bilinmeyen dil yazıyorsunuz? Binlerce yıldır konuşulan dile niye bilinmeyen bir dil yazıyorsunuz? Ya arkadaş binlerce yıldır konuşulan bir dil nasıl bilinmeyen bir dil oluyor? Devlete çifte standart yakışmaz arkadaşlar! Doğru değildir! Herkesin diline saygı göstereceksiniz. Evet resmi dilimiz Türkçe, ama siz devlet olarak çifte standart kuramazsınız. Vatandaşlarınızı ayırıyorsunuz demektir. Bir grup insanı bir grup insana düşman ediyorsunuz demektir. Bu, emperyal güçlerin Türkiye’ye oynadığı bir oyundur. Bu oyunu bozacağız. Herkes rahat olacak bu ülkede. Yeni bir başlangıç yapacağız. Ahlaklı, demokratik, kucaklayıcı bir başlangıç… Toplum, ‘nasıl büyüyeceğiz’e odaklanacak. Kısır tartışmalara odaklanmamalı…”