Lula'dan Küba'ya ambargoya sert tepki
Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun bu yılki oturumunu, ABD’nin altmış yılı aşkın bir süredir Küba’ya uyguladığı ablukayı eleştirerek açtı.
Küresel Güney’den diğer liderler de genel kurulun 78. oturumunda yaptıkları konuşmaların bir bölümünü ABD’nin sosyalist ada ve küresel Güney’in diğer uluslarının ekonomisini boğma girişimlerini kınamak için kullandılar.
Sol görüşlü başkan olarak bilinen Lula, ABD’nin Küba’yı terörizmin devlet sponsoru olarak sınıflandırmasına ateş püskürdü ve şunları söyledi: “Brezilya, Küba’ya uygulanan ekonomik ve mali abluka gibi BM tüzüğünde koruma altına alınmadan alınan tedbirleri kınamaya devam edecektir.”
Brezilya lideri ayrıca ırkçılık ve yabancı düşmanlığındaki küresel artışı kınadı ve “siyaseti inkar eden ve yanlış olduğu kadar basit çözümler satan aşırı sağcı maceracıların yükselişine karşı uyardı.
“Pek çok kişi başarısız neoliberalizmin yerine ilkel, otoriter ve muhafazakâr milliyetçiliği koymanın cazibesine kapıldı.”
Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce Küba’ya uygulanan ablukayı “insanlık dışı ve suç” olarak nitelendirdi.
Arjantinli mevkidaşı Alberto Fernandez de Küba’ya yönelik ablukanın sona erdirilmesi çağrısında bulunarak devamının “kabul edilemez” olduğunu söyledi.
Havana’nın ABD’nin terörizmin devlet sponsorları listesinden çıkarılmasını talep etti.
Washington’un dış politikasına yönelik eleştirilerini genişleten Fernandez şunları ekledi: “ABD’nin Venezüella’ya uyguladığı yaptırımlar derhal sona ermelidir. Bu yaptırımların zaman içinde uzatılması Venezüellalıların yaşam koşullarına zarar vermekten ve milyonlarcasının sürgüne gitmesine yol açmaktan başka bir işe yaramamıştır.”
Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel ablukayı “ülkeme karşı güçlü bir siyasi istikrarsızlaştırma mekanizmasının eşlik ettiği sınır ötesi, acımasız ve sessiz bir ekonomik savaş” olarak tanımladı.
“Küba halkı, 2019’dan bu yana pandeminin ortasında fırsatçı bir şekilde daha da aşırı bir boyuta tırmanan bu acımasız ekonomik savaş karşısında direniyor ve yaratıcı bir şekilde kazanıyor.”
Diaz-Canel ayrıca Venezüella ve Nikaragua gibi ülkelerin yanı sıra Zimbabve, Suriye, Kuzey Kore ve İran’a uygulanan yaptırımları da kınadı.
ABD Başkanı Joe Biden yaptırımların kaldırılması yönündeki çağrılara yanıt vermedi.
Bunun yerine konuşmasının büyük bir bölümünü Rusya’nın işgaline karşı Ukrayna’yı savunmak için dünyaya birlik olma çağrısında bulunmak için kullandı ve “Ukrayna’nın parçalanmasına izin verirsek hiçbir ulus güvende olamaz” uyarısında bulundu.
Bu haber en son değiştirildi 20 Eylül 2023 23:03 23:03
İki aylık fikir dergisi Yeni Ülke 31. sayısında "Solun Cumhuriyet ile sınavı" dosyası ve dolu…
Aziz İhsan Aktaş'ın 16 şirketine kayyum atanırken sevgilisi ve akrabaları üzerine kurulu şirketleri ile Cengiz…
Çorlu Tren Katliamı’nda adı gündeme gelen dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ın yöneticisi olduğu Deha…
Ünlü şarkıcı Mabel Matiz hakkında hazırlanan iddianamede, erişime engellenen 'Perperişan' şarkısının sözlerinin 'çocuklar için tehlike…
Maraş Katliamı Davası'nda yargılanan ve katliamın sembol ismi olarak bilinen eski Milletvekili Ökkeş Şendiller için…
247 günlük tutukluluğunun ardından tahliye edilen Barım, 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin itirazı sonucu yeniden tutuklanacak.