Lenin’in 7 (20) Mart 1917’de devrim ve tarih üzerine yaptığı saptama müthiştir: Ne doğa ne de tarih mucize tanımaktadır. Fakat tarihin her şiddetli dönüm noktası ve özellikle her devrim, katılan güçler arasındaki ilişki ve mücadele biçimlerinin öyle beklenmedik ve öyle özgün birleşimlerini kullanır ki, herhangi bir kafa için pek çok şey olağanüstü görünmek durumundadır (Lenin, [Tarih yok]). Henüz 1905’te Lenin, çarlığın devrilmesinden sonra partinin, bilinçli ve örgütlü proletaryanın gücü ölçüsünde derhal sosyalist devrime doğru ilerlemeye başlayacağını söylemişti. Dolayısıyla Ekim 1917’de Rus devrimine sosyalist bir karakter kazandıran tarihsel dönüşüm birdenbire ortaya çıkmadı. Uzun yıllar boyunca edinilen deneyimin ve aşamanın sonucuydu. Ekim Devrimi, partinin devrimci olgunlaşma sırasında toplumsal sınıfların hızla harekete geçtiği, yeni bir siyasi iklimin oluştuğu ve emekçiler arasında hiçbir şeyin değişmeden kalmaması gereken yeni bir aşamaya geçmesi gerektiğinin en iyi kanıtıdır. Bolşevik Parti’nin 1917’deki dönüşümü süreklilik ve kopuş diyalektiği çerçevesinde görülmelidir.
Leninizm ve Lenin’in düşüncesi Marksizmin Rusya’ya özgü bir uygulaması ya da Rusya’nın özgün koşullarıyla sınırlı bir uygulama değil, toplumsal gelişmenin “yeni çağı”, yani emperyalizm ve proleter devrimleri için evrensel olarak geçerli bir strateji ve taktik sistemidir. Eric Hobsbawm’ın tespiti yerinde ve haklıdır: Leninist “yeni parti tipi”, kadrolardan oluşan “profesyonel devrimciler” olmaksızın, Ekim Devrimi’ni izleyen otuz yıldan fazla bir süre içinde insan soyunun üçte birinin nasıl olup da kendisini komünist rejimlerde yaşarken bulduğu kavranamaz (Hobsbawm, 1996).
Tarihin akışını muhtemelen herkesten daha fazla değiştirmiş olan Lenin sayesinde Ekim Devrimiyle dünya daha iyi bir yer oldu; dünyanın tüm işçileri için Rusya’dan bir güneş doğdu ve devrim yeni bir çağın kapısını açtı. Sosyalist devrim tek bir eylem değil, bütün bir tarihsel dönemi kapsayan bir dizi eylemdir.
Ekim Devrimi’nin kazanımları, dünyanın her yerindeki devrimci dönüşümler için güçlü bir temel oluşturdu. Dünya sosyalizm sisteminin yaratılması, Ekim ayında başlayan dünyanın devrimci yenilenmesinin devamıdır. Ekim Devrimi, dünyanın tüm halkları üzerinde muazzam devrimci bir etkide bulundu; ezilen ulusları uyandırdı, emekçi halkın en geniş katmanlarını aktif siyasete kattı. Sınıf eşitsizliğinin ve emperyalist savaşların parçaladığı günümüz kapitalist toplumunda Leninizm de, Lenin de 1917 Sosyalist Ekim Devrimi de günceldir.
***
Lenin, kuşkusuz yaşadığı çağın değil günümüzde de dünyanın en önde gelen siyasi figürlerinden biridir. Ekim 1917 devriminin mimarı, Sovyet devletinin kurucusu dünyanın dört bir yanındaki sayısız devrimciye ilham kaynağı olan Lenin’in eylemleri ve yazıları, belki de yakın tarihteki diğer tüm insanlardan daha çok derin bir iz bırakmıştır. Rusya’daki 1917 Sosyalist Ekim Devrimi olmasaydı, Marksizm fikirler tarihindeki herhangi bir teoriden daha fazlası olmayabilirdi.
Lenin’in biyografilerine bakıldığında, bu biyografiler onun düşüncesine, zekâsına ve derin kavrayışına yapılan atıflarla doludur. Örneğin, Rusya’da Kapitalizmin Gelişimesi’nde ekonomiye getirdiği yorum, Rusya’nın diğer devrimci geleneği olan popülizme ölümcül darbeyi indirmiş ve Marksist doğrultuyu harekete geçirmiştir. Ne Yapmalı? ve Demokratik Devrimde Sosyal Demokrasinin İki Taktiği, Lenin’in tamamen farklı türde bir partiyi, Çarlık otokrasisine ve kapitalizme karşı Rusya işçi sınıfını örgütleme ve yönetme yeteneğine sahip gerçek bir devrimci partiyi tasarlayarak yaratıcılığının zirvesinde olduğunu göstermektedir. Birinci Dünya Savaşı’nı devrimi hızlandırmak için kullanma stratejisi -Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması’nda tartışıldığı gibi- muazzam öneme sahip büyük bir bilimsel keşiftir. Devlet ve Devrim ise işçi ve köylü devletinin nasıl olması ve Sovyet hükümetinin hangi programı yürütmesi gerektiğine dair net bir anlayış sunarak gelecek için gerekli tüm rehberliği sağlamıştır. Lenin’in entelektüel birikimi Rusya’nın içinde bulunduğu duruma açıklık getirdi ve bunun nasıl değiştirilebileceğini gösterdi. Lenin’in düşüncesinin önemi, tarihsel olarak kaçınılmaz olanın farkına varmasında, kaçınılmaz olanı gerçekleştirmesinde ve bu şekilde tarihi yapmasında yatar. Elbette ve sadece bu kadar değil, bunun arka planı da var.
Günümüze bir bakalım. ABD’nin Suriye işgali, ABD-AB emperyalizminin Ukrayna’yı Rusya’yı yok etme planları için bir “test alanı” olarak kullanması, NATO’nun Avrupalı üyelerinin sayısındaki artış, NATO’nun genişlemesi, Filistin Gazze’deki İsrail’in insanlık düşmanı savaşı gibi tüm bu olayların ve vahşetin sorumlusu doğrudan emperyalizmdir.
Lenin’in daha 1916’da, Birinci Dünya Savaşı’nın ortasında yazdığı Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması adlı kitabında somut durumun somut tahlili olarak, emperyalist ülkelerdeki kitlesel sosyalist parti liderlerinin dünya savaşının arifesinde teslim olmalarının nedenlerini ortaya koyma girişimi olarak yazmıştı. Lenin, savaşın kendisinin bir sapma ya da kaza değil, kapitalizmin doğasının, kendi içindeki çelişkilerin bir ifadesi olduğunu ve kapitalizmin yeni emperyalist aşamasının dünya toplumsal devriminin ve komünist üretim tarzına geçişin nesnel gerekliliğini kanıtladığını gösterdi.
Lenin’in teorisi o zamanlar mümkün olan şeyi yaptı: Kapitalizmin gelişiminde yeni bir aşamanın başladığını ve kapitalizmin emperyalist aşamasının doğuşunda belirgin olan temel özelliklerini, özellikle de servetin yoğunlaşmasını, finans kapitalin yükselişini, zayıf uluslar üzerindeki baskısını ve yağmacılığını tanımladı. Lenin’in Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması adlı eseri, emperyalizmi analiz etmedeki öneminin yanı sıra, Marx’ın kapitalizmin aşamaları teorisine de önemli bir katkıdır.
Emperyalizm nasıl güncelliğinden hiçbir şey yitirmemişse Lenin’in düşüncesi de devrim de güncelliğinden hiçbir şey yitirmemiştir.
Lenin, ciddi bir felsefe birikimine de sahipti. Felsefe Defterleri’nin tamamlanmış bir çalışma olmadığını, Lenin tarafından yayınlanmak üzere değil, yalnızca kendisi için ve diyalektik sorunları üzerine daha ileri çalışmalar için bir temel olarak yapılan çalışma özetleri olduğunu biliniyor. Burada, Lenin’in Hegel’in ve diğer filozofların yanı sıra bazı doğa bilimcilerinin eserlerini okuduktan sonra geliştirdiği dikkate değer düşünceleri ve Lenin’in materyalist diyalektiğin teorik sorunları üzerine daha fazla çalışmaya ilişkin son derece değerli planları ve fikirleri kaydedilmiş ve toplanmıştır. Ama aynı zamanda Felsefe Defterleri, Lenin’in okuduğu felsefi eserlerin özetlerini çıkardığı gibi kopyaladığı çok sayıda paragraf içermektedir. Felsefe Defterleri’ndeki kopyalanmış alıntıların çoğuna, Lenin’in kısa analizler ve oldukça kapsamlı yorumlar halinde olumlu ve olumsuz eleştirel yorumları eşlik etmektedir. Felsefe Defterleri tam da Leninist düşüncenin kurucu bir laboratuvarını oluşturmaktadır. Hegel diyalektiğinin, Hegel’in onu koyduğu yerde, başının üzerinde değil de ayaklarının üzerinde durması amacıyla materyalist bir şekilde yeniden işlenmesi kesinlikle bir süreçtir.
Lenin’in en büyük meziyeti bir diyalektikçi olması ve zincirin iki ucunu, süreklilik ve süreksizliği her zaman bir arada tutmasıdır. Marksist diyalektiği entelektüel bir oyuncak olarak değil, pratik bir araç, bir eylem kılavuzu olarak görmüştür. Onun teorik hayal gücü, yaratıcılığı, stratejik bakış açısı ve taktik dehası bir dolu özelliklerinden sadece birkaçıdır. O, bugüne kadar dünyada eşi benzeri görülmemiş ışıltılı bir analist güçlü bir teorisyendi. On dokuzuncu yüzyılın sonu, yirminci ve yirmi birinci yüzyılın tarihinde, ne ne de günümüzde Lenin’e denk devrimci bir entelektüel var.
Kaynaklar:
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…