SOL Parti 2. Olağan Kongresi tamamlandı
SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, "Seçimin her noktasında biz olacağız. Bu ülkeyi, bağımsızlık, laiklik, eşitlik, bir arada yaşam temelinde yeniden kuracağız" dedi.
SOL Parti’nin 2. Olağan Kongresi Ankara’da gerçekleştirildi. Kongreye TKP, TKH, CHP, HDP, TİP, EMEP, Halkevleri başta olmak üzere parti temsilcileri, KESK, TMMOB başta olmak üzere sendika ve örgüt temsilcileri, Veli-Der, Alevi Bektaşi Derneği temsilcileri ve Avrupa Sol Partisi bileşenleri de katıldı.
Kongrede “AKP mezara, halk iktidara”, “Eşitlik, adalet, memlekete SOL gerek”, “Faşizme ölüm, tek yol devrim” sloganları atıldı.
Kongrede konuşan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, şu ifadeleri kullandı:
“Her zamanki gibi hep başladığımız gibi, gökte sıkılmış bir yumruk gibi duran arkadaşlarımıza, Deniz’e Yusuf’a Mahir’e, Ulaş’a, Hıdır’a, Fikri Sönmez’e selam gönderelim. Butto’ya, Nasuh Abiye, Sevgi Ablaya, Sinan’a Bahadır’a selam gönderelim. Selam olsun onlara.
Bugün bir irade ortaya koyuyoruz. Sokak sokak, meydan meydan birleştirdiğimiz bir iradeyi. Sonu zaferle bitecek, tek adam faşizmini bu memleketin bağrından söküp attığımız bir yürüyüş olacak. 20 yıldır bu iktidarın her kötülüğüne karşı mücadele ettik. Kadınları, işçileri, gençleri, tüm ezilenleriyle mücadele ettik. Bu memleketi tarihin en zorba iktidarına teslim etmeyen, aydınlıkçı, sosyalist birikimi yeni ve güzel bir yürüyüşü gerçekleştirecek.
Bir seçim konferansı gerçekleştirdik. Seçime sayılı günler kala yeni bir yürüyüş hattını ortaya koyduk. Siyasal islamcı rejimin baskısı altında adeta referanduma dönüşmüş bir seçim sürecine hazırlanıyoruz. Bunu dahba önce de ifade ettik, bu seçim rejimin oylanacağı bir referandum olacaktır. Sınırsız, sınıfsız bir dünya için mücadele eden SOL Parti, bu rejime son verilmesini önüne öncelikli bir görev olarak koyar. Bu ülkede tek adam rejimine siyasal islamcı rejime son vermek, en çok ŞOK markette günde 16 saat çalışmaktan nefesi tükenip kendi hayatına son veren işçi için, seslerine ses olmaya çalıştığımız madenlerin altında kalan emekçileri için, bu ülkenin işsiz bırakılmış gençleri için Alevileri Kürtleri için bizim görevimizdir. Tek bir anımız olmadı bu iktidarın karşısında durmadığımız. Tek bir anımız olmadı bu iktidarın üzerine yürümediğimiz. Bu rejime son verme mücadelesinde SOL Parti, en geniş muhalefet cephesinin aktif bir parçası olacaktır.
Kim aday olacak tartışmaları devam ediyor. Elbet kimin aday olacağı önemölidir ama b iz böyle bir pazarlığın parçası olmayacağız. Tüm muhalefet bilmelidir ki başarılı olmak için herkes sorumlu olmak zorundadır. Kişisel çıkarların önünde ülkenin çıkarları vardır. Ssadece birilerinin masalarda ülkenin kaderini belirleyeceği bir noktada değiliz, sorumluluk bu ülkenin tüm emekçilerine ait bir sorumluluktur. Bütün bu 21 yılın da gösterdiği, gençlik hareketi, kadın hareketi, bugün bu ülkenin siyaset alanına yansımayan geniş devrimci güçleri dikkate alınmaksızın, onların aktif politikaları gerçekleşmeden kazanmak mümkün değildir. Kimse kendi çıkarları için, dar grupsal çıkarları için bu ülkenin böylesi bir anında bu ülkeye bir kötülük yapmayı aklından geçirmesin. Biz siyasi sorumluluğumuzla mücadeleye devam edeceğiz.
Bir sağcılık çıkmazıyla, anayasa çıkmazıyla karşı karşıyayız. Bu konuda bir çağrı yapmak zorundayız. Bu Taliban anayasasına, tarikatların cemaatlerin anayasasına muhalefet ortak olmasın. O anayasa meclise geldiğinde orayı terk edin, AKP’yi kendi oyunlarıyla baş başa bırakın. AKP’nin bütün izlerini sileceğimiz bir anayasayı gelin bu iktidarı yıkıp birlikte yapalım.
Bizim bütün mücadelemiz bu rejime son verme irademizin örneğidir. Fakat görevimiz sadece bu değil. 20 yıl içerisinde bu ülke tüm devlet yapısıyla özelleştirildi. Üniversiteleri eğitim sistemi gericiliğe teslim edildi. Parlementer sisteme geri dönüşle bu ülkenin sorunlarını çözebilmek asla mümkün değildir. Parlamenter sistem de 12 Eylül faşizmine içkin özelliklere sahiptir. Bu çoklu krizden çıkış parlamenter sistemden çıkışla sağlanamaz. Bu ülkenin emekçilerinin krizinden çıkış için, sosyalist bir alternatifi, sosyalist bir siyaset ekseninde hep birlikte inşa etmek durumundayız. Birileri tarikatları cemaatleri cesaretlendiriyorsa o cesareti kırmak için biz varız. Bu ülkeyi mafyaya çeteye bir avuç haramiye bırakmamak için de sosyalistler bütün gücüyle mücadele edecek, SOL Parti bütün gücüyle bu mücadeleyi sürdürecek. Şunu da ifade edelim, bugünden itibaren SOL Parti bu iktidarı yenmek ve ülkenin her yanında solun yıldızını yükseltmek için seçim çalışmalarına start verecek.
Seçim güvenliği için hep birlikte mücadele edeceğiz, sokaklarımıza iş yerlerimize kampüslerimize döndüğümüzde bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Seçimin her noktasında biz olacağız. Bu ülkeyi, bağımsızlık, laiklik, eşitlik, bir arada yaşam temelinde yeniden kuracağız.”
İşleyen’in ardından SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer bir konuşma gerçekleştirdi.
Başer’in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“Birleştirdiğimiz ellerimizle faşizme karşı mahallelerden semtlerden aynı 80 öncesi direniş komitelerinde nasıl mücadele ettiysek bugün de bu cüretle bu kötülük iktidarını göndereceğiz. AKP seçimde önüne muhalefet masasını yıkma görevini koydu. HDP’ye kapatma davası ile, İstanbul Belediyesine siyasi yasak ile saldırarak halkın gerçek sorunlarının da üzerini örtmek için uğraşıyor.
Oysa bugün AKP’nin talancı, siyasal islamcı politikalarına karşı mücadele etmek varken bu oyuna gelmemeyi davet ediyoruz muhalefete. Ancak ve ancak gerçek sorunlar üzerinden politikalar üreterek bu iktidarı gönderebiliriz. Bugün sorulması gereken soru şu: Bu ülkede siyaseti kim yapıyor? Oy deposu olarak görülen milyonlar araçlaştırılıyor siyaset alanında. oysa bugün emeği ile geçinmeye çalışan milyonlar, siyasetin tam göbeğinde olmak zorunda. Siyaset, Salı günleri süren söz dövüşünden çıkarılabilmeli, bunu halk yapacak.
Trabzon’da yaptığımız miting, nasıl bir ülke kurmak istiyoruz sorusuna verdiğimiz yanıtın başıdır. İstanbul’da İzmir’de yaptığımız parti mitingleri, Uşak ve Fatsa’daki üretici mitinglerimiz, 81 ildeki fatura eylemlerimiz, halkın kendi siyasetini ürettiği bir demokrasi inşası idi. Bu yürüyüşümüz bitmedi. Sandığa giden yolu mücadele ile döşemek için birbirimize söz verelim. Halkın somut talepleri kamuculuk, tam bağımsızlık, eşitlik, özgürlük ve laiklikle yürüyeceğiz. Brezilya’da nasıl görev süresi dolmadan kaçtı Bolsonaro, onlar da kaçmaya kalkacaklar. Ama kapıları tutacağız. Hesap verecekler.
21 yılda yaşattıkları yıkımın, yağmanın, talanın hesabını soracağız. Yarından tezi yok, mahallelerde adım adım devrimci siyasetimizi öreceğiz. Bu ülkeyi eşitlik, bağımsızlık, laiklik temelinde yeniden kuracağız.”