Reklam
Kategoriler: Sol Şerit

TKH: İstibdat rejiminde hak, adalet ve hukuk da yoktur!

Reklam
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Yargıtay 3. Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını tanımamasına ilişkin bir açıklama yayımladı.
TKH’den yapılan açıklamada “Ortadaki tablo, AKP eliyle yaratılmıştır. Yargıyı siyasetin aparatı ve sopası olarak kullanmak AKP’nin FETÖ’den devraldığı bir yöntemdir” denildi.
“AYM kararları uzunca bir süredir AKP tarafından zaten yok sayılmaktadır” denilen açıklamada “Bu durum AKP’nin anayasal düzeni değiştirmekte olan bir parti olduğu gerçeğini gösteren bir başka örnektir” ifadeleri kullanıldı.
TKH’den yapılan açıklama şu şekilde:
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasında ortaya çıkan çelişki ve ikilik, 21 yıllık AKP iktidarının ülkeyi getirdiği yeri göstermesi bakımından şaşırtıcı değildir.
Ortadaki tablo, AKP eliyle yaratılmıştır. Yargıyı siyasetin aparatı ve sopası olarak kullanmak AKP’nin FETÖ’den devraldığı bir yöntemdir.
AYM kararlarının yok sayılması, aslında Anayasa’nın yok sayılmasından başka bir şey değildir. Bu durum AKP’nin anayasal düzeni değiştirmekte olan bir parti olduğu gerçeğini gösteren bir başka örnektir.
AYM kararları uzunca bir süredir AKP tarafından zaten yok sayılmaktadır. Bu anlamıyla bugün Türkiye’de Anayasa askıya alınmış durumdadır. Bununla birlikte bizzat AYM tarafından bile Anayasa hükümlerinin görmezden gelindiği geçmiş örnekler düşünüldüğünde, 21 yıllık AKP iktidar sürecinin sonunda Türkiye’nin bir hukuk devleti olma nosyonunun adım adım ortadan kaldırıldığı da görülecektir.
Ortadaki tablo açıktır: 21 yıllık AKP iktidarı bir istibdat rejimi olarak hukuk devletini de ortadan kaldırmıştır.
Yargıda rüşvet ve yolsuzluk gerçeğinin ayyuka çıktığı bu dönem, aynı zamanda bağımsız ve tarafsız yargının da olmadığının açık gerçeği olarak karşımızdadır.
Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan, Anayasayı askıya alan ve “hukuk normu” içinde kalmaya çalışan AYM üyelerini bile içeri atmaya kalkışan bir AKP iktidarının, yeni Anayasa önerisinin ne anlama geldiği herkes için belli olmalıdır.
Meclisi tasdik kurumuna indirgeyen, yargıyı siyasetin sopası haline dönüştüren, Anayasayı askıya alan bu rejim sonuna kadar sınıfsal, dinci ve baskıcı bir rejimdir.
Mesele siyasidir. Amaç Gezi’yi cezalandırmaktır.
Ancak herkes biliyor ki, Gezi direnişi, ülke tarihinin en büyük halk hareketi olarak baskıya ve gericiliğe karşı halkın en meşru hak mücadelesidir. Gezi tutsakları suçsuz ve haksız bir biçimde tutsak edilmişlerdir. Bugün Yargıtay’ın AYM kararlarını bile karşıya almak zorunda kalması özünde bu gerçekten ve korkudan kaynaklanmaktadır.

Bu haber en son değiştirildi 9 Kasım 2023 16:25 16:25

Reklam

Önceki Haberler

Buldan: Sayın Cumhurbaşkanı’nın bizi külliyesinde kabul etmesi bu sürecin içerisinde olduğunun ispatı anlamına geliyor

Buldan "Sayın Cumhurbaşkanı bizi AKP Genel Merkezi’nde değil, kendi külliyesinde kabul etti. Bu da şu…

12 Nisan 2025 16:10

Gazze’de can kaybı 51 bine dayandı!

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının ise 50 bin…

12 Nisan 2025 15:36

Arakçi: ABD ile müzakerelerde amacımız eşit şartlarda adil ve hakkaniyetli bir anlaşmaya varmak

Arakçi, Amerikan tarafıyla görüşmelerin dolaylı olacağını ve sadece nükleer meseleyi ele alacak ve temel ve…

12 Nisan 2025 13:00

Pusula: Gezi’den Saraçhane’ye

Gezi günlerini hatırlatan toplumsal-siyasal tepki, AKP’nin gerici, baskıcı ve yoksullaştırıcı uygulamalarına duyulan öfkenin patlaması oldu.…

12 Nisan 2025 12:19

Mesele İmamoğlu değil: Saraçhane’nin toplumsal dinamikleri üzerine

Sol, 23 yıllık AKP iktidarı ile bu tür "anlık" çıkış ve inişlere karşı artık daha…

12 Nisan 2025 12:08

Bir ateşten gömlek meselesi: Türk bayrağı, İstiklâl Marşı, Atatürk ve Türkiye solu

Komünistlerin Cumhuriyet’le kurduğu ilişki bu anlamıyla yaşanan vakalar üzerinden iyi ya da kötü bir biçim…

12 Nisan 2025 12:03
Reklam