Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Sivas Katliamı’nın 30. yıldönümü dolatısıyla İstanbul Şişli’de bir eylem gerçekleştirdi. Eylemde okunan basın açıklamasında “Sivas’ta yakanlar memleketi satanlardır diyoruz. Ne kadar haklı olduğumuz gün gibi ortadadır. Ülkemiz talan edilmiş, emperyalizme diz çökülmüş, sömürü alıp başını gitmiştir.” denildi. TKH’nin, laikliği insan haklarının, yurttaş olmanın, eşitliğin ve özgürlüğün biricik güvencesi olarak görmekte olduğunun vurgulandığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Sivas katliamını unutmadık, unutturmayacağız!
30 yıl önce 2 Temmuz 1993 yılında Sivas’ta, günlerce önceden başlayan provokasyonlar sonrasında gerçekleşen gerici bir kalkışmayla, 35 aydın ve yurttaşımız dünyanın gözleri önünde yakılarak katledildi.
Geçen 30 yıl boyunca bu insanlık dışı katliamın failleri tam olarak bulunamadı ya da bulunmak istenmedi. Katliamla ilgili dava AKP iktidarı tarafından zaman aşımına uğratılarak faillerin yargılanmasının önüne geçildi. 30 yıl önce Sivas Madımak Oteli’ni tekbirler ve sevinç çığlıklarıyla ateşe veren zihniyet ile bugün memleketimizi sarıp sarmalamış olan karanlığın siyasal ilişkisi bizler açısından gün gibi ortadadır.
Bakan ve milletvekili koltuklarında gericiliğin temsilcileri olarak karşımıza çıkan ve katliamcı yobazların avukatlığını üstlenen AKP kurucularını unutmadık. Unutturmayacağız!
Sivas’ta yakanlar memleketi satanlardır diyoruz. Ne kadar haklı olduğumuz gün gibi ortadadır. Ülkemiz talan edilmiş, emperyalizme diz çökülmüş, sömürü alıp başını gitmiştir.
Bunları yapanların 12 Eylül’den önce yeşil kuşak projesinin memleketimizdeki uzantıları olduğunu, Amerika’nın 6. filosunu kendilerine kıble ettiklerini; devrimcileri, aydınları ve yurttaşlarımızı katledip başta ABD olmak üzere emperyalizm ve sermayenin desteğiyle 12 Eylül’ün çocukları olarak büyütülüp bugünlere geldiklerini biliyoruz.
12 Eylül’ün çocukları bununla da yetinmediler. Başta FETÖ olmak üzere devletin ve toplumsal hayatın hücrelerine kadar yerleşen tarikatlar gerçeği bugün açık bir şekilde ortadadır. Amerikancı ve gerici 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan FETÖ ile bugün devletin içerisine çöreklenen, hayatı dinsel kurallara göre şekillendiren ve holdingleşen tarikatlar arasında hiçbir fark yoktur.
Emperyalist-kapitalist sistemin ihtiyaçları ve çıkarları doğrultusunda, “vesayetlerden kurtuluyoruz” söylemiyle desteklenen ve önü açılan bu gerici siyasal hareketler, tarikatlar ve cemaatler karşı-devrimci bir misyon ile bugün başta laiklik olmak üzere cumhuriyetin tüm ilerici kazanımlarını ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Bugün ülkemizde tarikatların, cemaatlerin ve dinsel örgütlenmelerin vesayet rejiminin kurulduğu görülmelidir.
İçinde yaşadığımız sermaye düzeninin bu noktalara kadar gelmesinde Sivas katliamı ile birlikte gericiliğin ve karşı devrim hattının dizginlerinden boşanarak tüm toplumun üzerine bir karanlık gibi çöktüğü açıktır.
Bugün laiklik ayaklar altına alınmıştır. Tüm toplumsal yaşam dinselleştirilmeye çalışılmakta, Diyanet İşleri Başkanlığı, din ve inanç işlerinden çıkarak tamamen bir siyaset kurumu olarak fetvalar vermekte, Diyanet’in gerici açılımlarına karşı çıkanlar ise hedef tahtasına oturtulmaktadır.
Geçmişte olduğu gibi bugün, din siyasete alet edilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda Ayasoyfa üzerinden açılım yapan AKP’nin seçimdeki tutumu ise bir kere daha malumun ilamı olmuştur. AKP, İstanbul Sözleşmesi’ne açık bir şekilde savaş açan, kadınlara dönük gerici söylemleri ortada olan ve dinci gerici kimliği su götürmeyen Yeniden Refah Partisi ile terör örgütü Hizbullah’ın aleni uzantısı olduğu bilinen HÜDA-PAR ile tereddütsüz bir şekilde ittifak yapmıştır. Bunun da ötesinde 1990’lı yıllarda Güneydoğu Anadolu’yu kan gölüne çeviren Hizbullahçılar mütemadiyen AKP iktidarı tarafından serbest bırakılmıştır.
Bu da yetmemiş, AKP’nin içinden çıkanlar ile AKP’nin içinden çıktığı oluşumların bütünü bugün TBMM saflarında büyük bir çoğunluk olarak yer almış durumdalar. Sanki Cumhur ve Millet İttifakları bir sözleşme yapmış gibi, Türkiye siyasetinde dinci gerici siyasetin tüm unsurlarına milletvekillikleri altın tepsi içinde sunulmuştur. Sivas’ta yakanlar ve onların devamcıları bugün Meclis sıralarında oturanlardır.
Türkiye Cumhuriyeti dış politikada da İslamcı siyasetin sonuçlarından muzdarip bir ülke durumundadır. Dış politikada emperyalizm işbirlikçiliği ve mezhepçiliğin ülkemizi getirdiği nokta Suriye’nin bölünme politikalarına ortaklıktan başka bir şey değildir. Komşularla sıfır sorun politikasından, yeni Osmanlıcılığa; Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığından Suriye’de cihatçı çetelerin hamiliğine yürüyenlerin yolları Sivas katliamı ile açılmıştır. Bunları da unutmadık.
Türkiye tarihinin en büyük doğa felaketlerinden biri olan 6 Şubat depremleri emekçi halkımızın sermaye düzeni nedeniyle ortaya çıkan enkazın altında kalması anlamına gelmiştir. Depremde yaşamını yitiren on binlerce yurttaşımızın, AKP iktidarı döneminde yaşanan on binlerce iş cinayetinin ve kadın cinayetlerinin temel nedeni sermaye düzeni ve gerici iktidarın el ele vererek kurduğu rejimdir. Bu rejim adlı adınca laikliğin tasfiye edildiği bir yapıdır.
AKP eliyle iktidara taşınan siyasal İslamcılık, Cumhuriyet’in bütün kazanımlarına, ülkemizin ilerici birikimine savaş açmış, bugün laiklik ilkesi Anayasa’da yazılı olarak yer alsa da fiili olarak ortadan kaldırılmış, adeta bir imamlar cumhuriyeti kurulmuştur
TKH, laikliği insan haklarının, yurttaş olmanın, eşitliğin ve özgürlüğün biricik güvencesi olarak görmektedir. Partimiz, bugün toplumun üzerine karabasan gibi çöken gerici karanlığa karşı laiklik mücadelesini yükseltecektir!
Biz komünistler, ne Sivas’ın unutulmasına, ne de ülkemizin geleceğinin bu gerici zihniyetin elinde yok edilmesine izin vereceğiz!
Sivas katliamını unutmadık, unutturmayacağız!
Laiklikten vazgeçmeyeceğiz!”
ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Netanyahu hakkındaki tutuklama emrinin "rezalet" olduğunu…
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin davasında abla Selma Ateş’e saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt,…
Ali Yerlikaya bakanlığının bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Muhalefet milletvekilleri kadın cinayetleri ve KADES uygulamasına…
AKP’li İzmir Menemen Belediyesi’nin 2023’te bir ay içinde 40’a yakın konser ve etkinlik yaptığı ortaya…
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…