Türk demokrasisi dünyada örnek gösterilen seviyeye AKP döneminde ulaşmış!

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan İnsan Hakları Günü etkinliği kapsamında yaptığı konuşmada, Türk demokrasisinin dünyaya örnek olduğunu iddia ederek, “Adil bir dünya mümkün ama Amerika’yla değil” ifadelerini kullandı.

Türk demokrasisi dünyada örnek gösterilen seviyeye AKP döneminde ulaşmış!

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde ‘Dünya İnsan Hakları Günü İnsanlığın Yüzü Programı’nda konuştu.

AKP iktidarında Türkiye’nin insan hakları alanında ciddi aşama kaydettiğini söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin insani değerleri öncelediğini  Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hiç kimsenin kıyafeti, etnik kökeni veya dini inancı nedeniyle ötekileştirilmesini kabul etmediklerini iddia etti.

“ADİL BİR DÜNYA ABD İLE MÜMKÜN DEĞİL”

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Gazze’de çiğnendiğini ifade eden Erdoğan, “Gazze halkının her türlü hakkı işgalci israil güçleri tarafından pervasızca yok edilmektedir. 18 bini aşkın Gazzeli kardeşimiz şehit oldu. ABD, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne nasıl sahip çıkacak?” diye sordu.  “Bu BMGK ile insanlığın bir yere varması mümkün değil. Adil bir dünya mümkün ama Amerika’yla değil” diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“BM’nin aciz ve işlevsiz yapısının tüm dünyada sorgulanacağına inanıyorum. Gazze’den sonra hiçbir şey ‘eski tas eski hamam’ zihniyetiyle devam edemez. Gazze kasapları uluslararası mahkemelerde insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlerinin hesabını vermelidir. Bu meselenin takipçisi olacağız.

Biz ne dedik, dünya 5’ten büyüktür. BM güvenlik Konseyi’nde 5 daimi üye ve geçici üyeler sadece Amerika’nın ret oyuyla ateşkes reddedildi. Böyle adalet olur mu? Adil bir dünya mümkün ama ABD ile değil. Amerika İsrail’in yanında parasıyla bütün silah mühimmatı ile yer alıyor. BM Güvenlik Konseyi’nden bir umudumuz kalmadı, konsey 7 Ekim’den bu yana İsrail’i koruma ve kollama konseyine dönüştü. Gazze’deki zulümlerle birlikte BM’in bu aciz yapısının da tüm dünyada sorgulanacağına inanıyoruz. Bakın çok açık söylüyorum. Gazze’den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez. İşgal edilmiş Filistin topraklarındaki zulmün hesabı insanlık vicdanıyla birlikte hukuk önünde mutlaka sorulmalıdır. Gazze kasapları uluslararası mahkemelerde eylemlerinin hesabını vermelidir.

”KÜRTÇE’NİN ÖNÜNÜ BİZ AÇTIK”

Adil yargılanma hakkı için çok sayıda çalışma yaptık. Bu amaçla yargı reformu yasa paketleri, insan hakları eylem planları, yargı reformu strateji belgeleri hazırlayıp hayata geçirdik. İşkenceye sıfır tolerans politikasını uygulayarak bu suça ilişkin cezaları artırdık, zaman aşımını kaldırdı.

Farklı bin, mezhep ve inanç gruplarına ait cemaat vakıflarının mülk edinmelerini kolaylaştırdık. Resmi dilimiz olan Türkçe dışındaki dil ve lehçelerin öğreniminin önünü açtık. Bu dillerde siyasi propaganda, radyo ve televizyon yayını yapılmasına imkan tanıdık. Kürtçe yasak mıydı? Yasaktı. Önünü biz açtık. Her türlü siyasi propagandayı Kürtçe olarak da benim Kürt vatandaşlarım yapabiliyor mu? Yapıyor. Önünü biz açtık.

Nefret suçu ilk kez bizim dönemimizde ceza mevzuatımıza girmiştir. Alevi ve Bektaşi kardeşlerimiz ile Roman vatandaşlarımızın haklarına yönelik birçok önemli düzenlemeyi yaptık.

Şunu büyük bir memnuniyetle söylemek isterim. Türk demokrasisi dünyada örnek gösterilen seviyeye yine bizim hükümetlerimiz döneminde ulaşmıştır. Tek parti döneminde cumhur ile Cumhuriyet arasında örülen duvarları yıkmanın yanı sıra cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini temin ederek milli iradeye vurulan zincirleri parçaladık, attık. Tamamını burada saymaya kalksak saatler sürecek nice reformu, nice atılımı, tarihe geçen büyük bir demokratik dönüşüm hamlesini son 21 yılda başarıyla ülkemize kazandırdık. 85 milyonun tamamı zaten günlük hayatında bunları görüyor, yaşıyor. Geçmişle kıyaslandığında ülkemizin nereden nereye geldiğini çok iyi biliyor.”