Türkçe’de intihal kitapları

Genellikle makale tarzında olsa da bulabildiğim kadarıyla konuyu doğrudan ele alan beş adet kitap var Türkçede ve bunlar bilinsin istiyorum. Elbette bilim etiği ile ilgili çok sayıdaki kitapta, çeşitli örnekler veriliyor ama onlardan söz etmeyeceğim.

Bu sütunda en sık değindiğim konulardan birisinin, intihal (aşırma) ve uydurmayı içeren, akademik yolsuzluklar olduğunu fark etmişsinizdir. Bunun üç önemli nedeni var: ilki, akademiye özgü tek suç türü olması. Demek istediğim, diğer suçlar her yerde işlenebilir ama bilim etiği ihlali ancak akademik bir çalışma içerisinde yapılabilir. İkincisi, ki bu ilkiyle bağlantılı, akademiyi içten içe çürüten en önemli etken olmasıdır. Yani akademinin akademisyenler eliyle çürütülmesidir. Üçüncüsü ise yaygınlığıdır. Öyle ki konuyla ilgili yaptığım sunumları “aksi kanıtlanıncaya dek her akademisyen suçludur” slaytıyla bitiririm.

Durum gerçekten bu boyutlarda. Böyle olunca, doğal olarak beraberinde konuyla ilgili literatür de oluşuyor. Genellikle makale tarzında olsa da bulabildiğim kadarıyla konuyu doğrudan ele alan beş adet kitap var Türkçede ve bunlar bilinsin istiyorum. Elbette bilim etiği ile ilgili çok sayıdaki kitapta, çeşitli örnekler veriliyor ama onlardan söz etmeyeceğim.

Bir Aşırma (İntihal). Hasan Yazıcı, İletişim Yay., 2020: “İhsan Doğramacı’nın ‘Annenin Kitabı’nı Benjamin Spock’ın kitabından aşırdığını ilk kez 1981 yılında Uğur Mumcu yazmıştı. Sonradan öğreniyoruz ki, aslında aşırmayı ilk fark eden Korkut Boratav’mış ve Mumcu’ya bahsetmiş. Yaklaşık yirmi yıl sonra Hasan Yazıcı konuyu anımsatınca da Doğramacı Yazıcı’yı mahkemeye vermişti. Bütün ayrıntılar kitapta anlatılıyor ama sonuçta Türkiye’de yargı süreci Yazıcı aleyhine sonuçlanmış ve tazminat ödemeye mahkûm olmuştu. Neyse ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı düzeltti de Türkiye’nin de bilim namusu bir miktar kurtarılmış oldu. Aslında Bir Aşırma (İntihal) kitabını el altında bulundurmakta yarar var çünkü Türk yargısı ve aydınlarının durumunu göstermesi açısından da önemli. Yazıcı’nın avukatının sözleriyle, ‘Dava, Türkiye’de adalet sisteminin yavaşlığını göstermekle başlamış ve dava sürecinde adaletin nasıl nüfuz sahiplerince yönlendirilebildiğini ortaya koymuştur.’ Elbette karşınızda Doğramacı gibi devletin, sermayenin ve ABD’nin kıymetlisi olursa işin zor olacağı öngörülebilir. Şöyle söyleyeyim, Spock’ın kitabı 1946, Doğramacı’nınki 1952 tarihliyken, davanın ortalarında Doğramacı’nın kitabının 1943 tarihli kapağı ortaya çıkar! Kitap yok ama kapak vardır! Hani, Spock Doğramacı’dan aşırmış gibi; belli ki sahte bir kapak üretilmiş. Mahkeme sırasında yeni bir etik suç işlenmesine karşın, yargıçlar ‘mahkemeyi yanıltmak’tan bile işlem yapmazlar ve sonuçta Yazıcı’yı tazminata mahkûm ederler! Elbette bir de yargı-aydın arakesiti, bilirkişiler var; hepsi de akademinin seçkin profesörleri!” (1)

Tarihin Kara Kitabı. Ali Birinci, Kopernik Yay., 2018: “Prof. Dr. Ali Birinci, kendi alanından, tarih biliminden ciddi aşırma örnekleri veriyor. Ayrıca, derleme kitap hazırlayanların kitapların kapağında yazar olarak görünmesini de bu bağlamda ele alıyor. Ek olarak tanıdığımız bazı tarihçilerin resmen ellerinde hiçbir veri yokken uydurduğunu da anlatıyor. Ve Ali Fuat Başgil’in yaklaşık yarım yüzyıl önceki şöyle bir saptamasını aktarıyor: ‘Kendim de dâhil olduğum hâlde birer karış kalınlıktaki eserler ile öğünenlerimizin yaptığı Garp müelliflerinden çalınmış, ustalıklı birer kopyadan başka bir şey midir?’ Bu sözler ve Birinci’nin verdiği örnekler Türkiye akademisinin durumu konusunda gerçekten insanı endişelendiriyor”. (1)

 Yüzyılın İntihali. Türkiye’de Bilimsel Hırsızlığın Boyutlarına İlişkin Bir Araştırma. Yusuf Yıldız, Çıra Yay., 2016: “Hacimli bir yapıt. Hacimli diyorum çünkü büyük boy ve tam 784 sayfa. Yazar, ilk 26 sayfayı önsöz, genel giriş ve kitabın okunması üzerine notlara ayırdıktan sonra 758 sayfa boyunca Prof. Dr. Hakan Altıntaş’ın yaptığını söylediği aşırmaları, aşırıldığı yerlerle karşılaştırmalı olarak vermiş. ‘Yaptığını söylediği’ diyorum çünkü ben asıl kaynaklardan kontrolünü yapmadım ama kitaptaki örnekler çok çarpıcı. Kitabın alt başlığı olarak ‘Türkiye’de bilimsel hırsızlığın boyutlarına ilişkin bir araştırma’ verilse de yanıltıcı olmasın çünkü kitapta genel bir araştırma değil, tek ama büyük bir olgu söz konusu.” (2)

Çalıntı Polemikleri. Mahmut Çetin, Biyografi.net Yay., 2005: Alt başlığı olan, ‘Edebiyat, müzik, sinema ve akademik çalışmalarda kim kimden ne çaldı’ dan da anlaşılacağı gibi geniş bir alanda aşırmayı anlatıyor. Çok ilginç örnekler veriyor.

Çal Kanunum Çal. Fikir Suçu Var, Fikir Hırsızlığı Suçu Yok. Ömer Baybars Tek, Togan Yay.: “Prof. Dr. Ömer Baybars Tek, kitabında 313 sayfa boyunca ciddi bir aşırma öyküsünü hukuksal boyutlarıyla beraber ele alıyor. Ancak kitapta takma adlar kullanıldığı belirtildiği ve kurgusal tarzda konunun ele alındığı vurgulandığı için, olayların ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu kesin olarak emin olamıyor okur. Çoğunun, hatta tümünün gerçek olduğu izlenimini edinmekle birlikte yine de kesinlik yok. Kitabı okurken ‘keşke isimler açıkça yazılsaydı’ diyor insan. Yayın tarihini kitapta bulamadım ama yazarın kişisel internet sitesinde 2015 tarihli olduğu bilgisi yer alıyor.”  (2,3)

Saydığım bu kitaplar doğrudan akademik yaşamı ilgilendirenler. Yoksa konuyu biraz genişletip, örneğin sadece edebiyatı ele alan kitapları da eklesem, emin olun sayı çok artar. Demek istediğim, toplum olarak ciddi biçimde yolsuzluklardan rahatsız olmadığımız sürece akademik yolsuzluklar da sürecek, yeni kitaplar, makaleler yayınlanmaya devam edecektir. Herkes nedense kendi çevresinde olmayan yolsuzluklara karşı çıkıp, yakınındakilere ses çıkartmamaktadır. Yıllar önce tarihi eser kaçırırken yakalanan bir kişinin ve yakınlarının polislere ‘gidin ülkeyi soyanlarla uğraşın’ demesini anımsıyorum. Tıpkı onun gibi. Eğer bir akademisyen çevresindeki akademik yolsuzluklara karşı çok sıradan bir tavır bile, örneğin yemekte yanına oturmamak gibi, alamıyorsa diğer yolsuzluklara, örneğin ülkeyi soyanlara, karşı çıkışlarında samimi olmadığını görmek gerekir.

 

(1)https://ilerihaber.org/yazar/bilim-etiginin-neresindeyiz-129553

(2)https://haber.sol.org.tr/blog/bilimin-izleri/izge-gunal/asirma-literaturune-yeni-katkilar-168212

(3)http://omerbaybarstek.org/index.php?option=com_flippingbook&view=categories&Itemid=1047

 

Yazarın Diğer Yazıları
Bilim ve laiklik 1 Eylül 2024
Carmina Burana 18 Ağustos 2024
Sputnik şoku 4 Ağustos 2024