Tuzla Teğmen Okulu'ndaki tarikatçılara tepki gösteren teğmenin ifadesi ortaya çıktı
Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım’da yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen teğmenlere tepki gösterdiği için geçici olarak görevden uzaklaştırılan teğmenin ifadesinde “Bu arkadaşların bizim Harp Okulu sefahatimizden itibaren kim ve ne olduklarını, maksatlarını, Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olduğunu bildirmemize rağmen herhangi bir işlem yapılmamıştır” dediği öğrenildi.
Tuzla Piyade Okulu’nda, 10 Kasım’da yaşanan arbedeyle ilgili yeni gelişmeler ortaya çıkmaya devam ediyor. Yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmen ve onunla birlikte hareket eden teğmenlerle ilgili ‘tarikat’ üyesi olduklarına dair iddialar ortaya atılırken, onlara tepki gösteren Atatürkçü teğmenin de ifadesi ortaya çıktı.
Sözcü yazarı Aytunç Erkin, teğmenin ifadesinde, “Bu arkadaşların bizim Harp Okulu sefahatimizden itibaren kim ve ne olduklarını, maksatlarını, Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olduğunu bildirmemize rağmen herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bu şahıslar şu anda da Cumhuriyet karşıtı olduklarını ve Atatürk’e saygı duymadıklarını alenen beyan edecek kadar cüretkar vaziyette aramızda dolaşmaktadırlar” dediğini aktardı.
İşte Erkin’in yazısından teğmenin ifadesi:
“Önümde 13 Kasım günü yaşanan olayla ilgili bir teğmenin ifadesi var.
İfade 15 Kasım’da alınmış ve o teğmene yöneltilen suçlama şu:
“Kasten yaralama, tehdit, hakaret, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmek.”
“ATATÜRK FOTOĞRAFINI SÖKTÜĞÜNÜ SÖYLEDİ”
Teğmen özetle diyor ki:
“… 13 Kasım 2023 tarihinde 405 numaralı odada bir kalabalık vardı. Ben de olayı yatıştırmak hem de ne olduğunu öğrenmek maksadıyla içeriye giriş yaptım. Girdiğim esnada bir tartışma mevcuttu. Sesler yükselmişti. Ben de arkadaşlara sakinleşmelerini söyledim. Daha sonra P. Teğmen M.F.Ş. ile muhatap oldum. Kendisine Atatürk fotoğrafının nerede olduğunu sordum ve kendisi de bana onu söktüğünü söyledi.”
Teğmen bir kez daha “fotoğraf nerede?” diye sorunca diğer teğmen, “Cebimde” yanıtını veriyor ve cebinden çıkarıp veriyor.
Teğmen ifadesine şöyle devam ediyor:
“Cebinden çıkardığında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı buruşmuş vaziyetteydi. Ben de bu fotoğraf neden bu halde diye tepkimi göstererek sordum. ‘Cebime koymuştum, buruşmuş’ dedi. Ben de bu fotoğrafın pantolon cebine değil göğüs cebine düzgün bir vaziyette konulması gerektiğini söyledim.”
Sonrasında aralarında itiş kakış yaşanıyor.
İfadeyi veren teğmen ekliyor:
“Herhangi bir tehdit, hakaret ve darp olmamıştır. Daha sonra odada bulunan arkadaşların sakinleşmelerini sağlayarak koğuşun boşalmasını söyledim.”
Zaten “darp edildim” diyen teğmen de hastaneye gidiyor ve “Darp yoktur” raporu kendisine veriliyor.
“BİLDİRDİK AMA İŞLEM YAPILMADI”
Burada “darp ettiği” iddia edilen teğmenin ifadesindeki çarpıcı detayı da sizlerle paylaşmakta fayda var. O teğmene “Yukarıda bahsi geçen konu hakkında eklemek istediğiniz herhangi bir husus var mı?” diye soruluyor. Yanıtı okuyalım:
“Bu arkadaşların bizim Harp Okulu sefahatimizden itibaren kim ve ne olduklarını, maksatlarını, Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olduğunu bildirmemize rağmen herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bu şahıslar şu anda da Cumhuriyet karşıtı olduklarını ve Atatürk’e saygı duymadıklarını alenen beyan edecek kadar cüretkar vaziyette aramızda dolaşmaktadırlar.”
İfadenin bam teli burası!
O teğmen mealen, “Harp Okulu’ndan bu yana Atatürk karşıtı isimleri üstlerimize bildirdik” diyen teğmen aslında olayın 10 Kasım’da “Atatürk’ün fotoğrafını takmamaktan” ibaret olmadığını, ikinci ve üçüncü sınıftayken de böyle bir yapılanmanın olduğunu üstlerine bildirdiklerini ifade ediyor.
SONUÇ: Burada Milli Savunma Bakanlığı, olayı sadece 10 ve 13 Kasım’da yaşananlar üzerinden, sadece disiplin üzerinden mi soruşturacak yoksa “TSK’da FETÖvari bir yapılanma olup olmadığını mı” araştıracak?