Yeşil Sol Parti'den, demokratik İslam mücadelesini güçlendirme kararı
Bildirgede "Demokratik İslam mücadelesinin Kürt halkı ve tüm Türkiye halkları nezdinde güçlendirilmesi; içinde bulunduğumuz dönem itibariyle oldukça önemli" denildi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) Nazım Hikmet Kongre Merkezi’nde 10-11 Eylül tarihlerinde düzenlenen ve iki gün süren konferansın sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede “Demokratik İslam mücadelesinin Kürt halkı ve tüm Türkiye halkları nezdinde güçlendirilmesi; içinde bulunduğumuz dönem itibariyle oldukça önemli” denildi.
Bildirgede şunlar öne çıktı:
“Otoriter faşizan gelişmelere esastan itiraz edenler ise bizleriz; iki hegemonik sınıf blokuna karşı çözüm siyasetini biz örgütleyeceğiz. Bugün bizlerin acil görevi otoriter, faşist rejimden kurtulup Demokratik Cumhuriyet’i inşa etmektir. İnşa sürecinde çözülmesi gereken en temel sorun Kürt meselesidir. Meselenin çözümü için inkâr, imha ve bastırma siyaseti yerine demokratik ve barışçı çözüm adımlarının atılması zorunludur. Bizler, Türkiye’deki halkların ortak çıkarları doğrultusunda, bütün toplumsal kesimlerin kaygılarını gidermeye ve demokratik çözüm ve barış konusunda üzerine düşenleri yapmaya hazırız. Çözümün siyaseti olan, yaşam biçimlerinin, kimliklerin özgürlüğünü sağlayacak, eşitsizlikleri ve adaletsizliği ortadan kaldıracak siyaset olan Üçüncü Yol’u halklarımızın geleceği için önemli bir seçenek olarak en güçlü şekilde inşa etmeye kararlıyız.
Son seçimler ile otoriter rejim, kültürel ve ideolojik egemenlik kurma konusunda yeni bir evreye girmiştir. Siyasal İslam çizgisi devletin ve toplumun tüm örüntülerine daha güçlü bir şekilde sirayet etmeye devam etmektedir. Eğitim sisteminde kılık kıyafetten müfredata kadar tüm biçimi ve içeriği düzenlemede cinsiyetçi ve ayrımcı dozun yükseldiği açıktır.
Devletin yaşam tarzlarına ve inançlara müdahalesinde dozun arttığı ve giderek de artacağı bir dönemi yaşıyoruz. Buna karşı dinsel çokluğu ve farklılıkları devletin tasallutundan kurtararak inananın inandığı gibi yaşayacağı, inanç gruplarının birbirine baskı yapmasını engelleyeceği yeni dönemi birlikte inşa edeceğiz. Din istismarcısı bu rejim ve halihazırda yürütücü öznesi olan AKP-MHP’nin politikalarına karşı Demokratik İslam mücadelesinin Kürt halkı ve tüm Türkiye halkları nezdinde güçlendirilmesi; içinde bulunduğumuz dönem itibariyle oldukça önemlidir. Yaşam biçimleri ve dinsel tercihler devletin düzenleme alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Devletin düzenleyeceği alan, insanların haklar ve özgürlükler bağlamında yaptığı tercihlerin özgürlük içinde yaşanabilmesini sağlama alanı olmalıdır.
Önümüzdeki dönemde özgürlükçü laiklik anlayışının siyasal bir hat olarak benimsenmesi ve yaşam bulması başta Aleviler olmak üzere farklı inançlara sahip olanlara ve inanmayanlara karşı uygulanan sistematik baskıyı engelleyebilecek tek yoldur. Devletin bütün ideolojik aygıtlarının inanç-din odaklı baskıyı yeniden üretmesine esaslı bir itiraz anlamına gelen bu anlayış aynı zamanda Sünni inancı istismar eden kurucu devlet aklını da ortadan kaldırabilecek bir mücadele zeminidir. İktidar blokunun İslam’ı araç haline getirerek halkı manipüle etmesi, kendisine yakın tarikat ve cemaatleri ideolojik ve iktisadi araçlar olarak kullanması, kolektif mücadeleyi gerektiren bir hakikat olarak önümüzde durmaktadır. Bu hakikatin bize yüklediği sorumlulukla ve inanç kimliklerinin özgürlükçü yanlarının esas alınmasının zulme karşı direnme, barışı ve adaleti sağlama mücadelesinde önemli katkılar sağlayacağının farkındalığı ile örgütleneceğiz.”