Yeşil Sol Parti’nin adayları üzerine: Yetmez ama Evet’çiler Meclis’e

Bugün kısaca Yeşil Sol Parti olarak anılan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Kürt siyasi hareketinden ayrı hareket etmedi; Kürt siyasi hareketinin her ittifakının birincil katılımcısı oldu. Seçimler öncesi HDP’nin kapatılma tehlikesine karşı, HDP’nin desteği ile seçime girme yeterliliği sağlanarak Yeşil Sol Parti yedek parti olmuş oldu.

Yeşil Sol Parti’nin adayları üzerine: Yetmez ama Evet’çiler Meclis’e

Nevzat Kalenderoğlu

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davası nedeniyle; seçimlere Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi listelerinden girmeye karar vermişti. HDP üzerindeki AYM sopası seçimlere kadar sürdürüleceğe benzerken HDP 11 Nisan’a ertelenen sözlü savunma hakkını da kullanmamaya karar verdi. Dosya raportöre aktarılırken mahkeme başkanı AYM üyelerini toplayıp kapatma istemini esastan görüştükten sonra son söz söylenecek. HDP ise seçimler için önlemini çoktan aldı. Kamuoyu logosu olabildiğince değiştirilerek HDP’nin ağacına benzetilmeye çalışılan Yeşil Sol Parti’yi merak eder oldu.

Dönemin Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nden (ÖDP) ayrılan Ufuk Uras ve ekibinin, SHP’nin 2010 referandumunda EVET tavrını savunan ekibi ve Alevi Bektaşi Federasyonu’ndan bir dizi yöneticisi ile birleşmesi ile kuruluşu ilan eden Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin bir kanadıydı. 2010 Referandumu’nun Yetmez Ama Evet’çileri Ahmet İnsel, Doğan Tarkan ve Mithat Sancar gibi isimler kısa sürede hareketle yollarını ayırdı. EDP’den ayrılmayanlardan ÖDP kurucusu Saruhan Oluç, Ufuk Uras’ın EDP’sinden HDP’den vekil ve yönetici olmaya uzanmış bir siyasi isim iken; diğer EDP’li isim HDP milletvekili Erol Katırcıoğlu hareketten ayrılanlarla Yetmez Ama Evet’te buluşmayı bildi.

Cemaat-AKP birlikteliğinin en büyük siyasi zaferi olduğu tarihçe de doğrulanan 2010 referandumunda yukarıda anılanlardan Evet ya da Yetmez Ama Evet cephesinin sonuçlara sayısal bir desteği olmasa da ‘ideolojik’ bir destekten bahsedilegeldi. Sonuçlara doğrudan etki ise dönemin Kürt siyasi hareketi olan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)’nden gelmiştir. %57,88 “Evet, % 42,12 “Hayır” sonucuna varılan referandum seçimlerinde BDP ‘boykot’ çağrısını örgütlemişti.

EDP ile Küresel Yeşiller Hareketinin bir parçası olma iddiasıyla kurulan ve “ekolojik siyaset” yapma iddiasında olan Yeşiller Partisi 2012’de birleşerek; bugünkü Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi adını aldılar.

Bugün kısaca Yeşil Sol Parti olarak anılan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Kürt siyasi hareketinden ayrı hareket etmedi; Kürt siyasi hareketinin her ittifakının birincil katılımcısı oldu. Seçimler öncesi HDP’nin kapatılma tehlikesine karşı, HDP’nin desteği ile seçime girme yeterliliği sağlanarak Yeşil Sol Parti yedek parti olmuş oldu.

YETMEZ AMA EVET’ÇİLER MECLİSE Mİ?

14 Mayıs’ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri, 21 yıllık gerici ve totaliter tek adam rejiminden kurtulmanın yegâne yolu olarak tarif ediliyor.

Oysa bu sürece gelirken en büyük adımı, Fethullahçı yapılanmaya ve müttefiki AKP’ye verilen utangaç destekle 2010 referandumunda attılar. Boykot tercihinin de, ‘Yetmez ama Evet’ tavrının da bugün tariflenen rejimin önemli bir harcı olduğu bugün daha da sarih bir şekilde ortada. Vesayet rejiminin sona erdirildiği, demokratik atılımların başladığı müjdelenen Türkiye’de 2016’da cemaatçi yapılanma tarafından askeri darbeye kalkışıldı, malumumuz.

Bu hatırlatmaların iki büyük mimari Hasan (Kaya) Cemal İstanbul 2. Bölge, 3. Sıradan; (Osman) Cengiz Çandar ise Diyarbakır’dan 3. Sıradan Yeşil Sol Parti’nin milletvekili adayı oldu.

“Yüzde 42 hayır oyuna karşılık yüzde 58 evet…Bu sonuca sevindim. Çünkü referandum sürecinin başından beri ben de ‘evet’i savunuyordum. Evet’lerin Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından bir fırsat kapısını aralamasını daha yakın bir ihtimal gördüğüm için evet’ten yanaydım. Bu ülkede darbeciliğin ürünü olmayan yeni bir anayasal düzene giden yolun açılabileceğini düşündüğüm için evet diyordum. ‘Bürokratik vesayet’in geriletilmesi, yüksek yargıda geçerli, kendi içine kapalı ‘kast sistemi’nin sona ermesine zemin hazırlayabileceği için evet diyordum.”

Bu kadar değil Milliyet’ten sildirdiği Hasan Cemal’in yazısı, bir de hala duran Gezi Direnişi’nden hemen sonra yazılmış t24 yazısı var.

“Tayyip Erdoğan diktatör mü?

Hayır.

Diktatör olsa bu yazıyı yazabilir miydin?

Hayır.” [1]

Ve Cengiz Çandar… Ergenekon sanıkları ile karşılarında dimdik Başbakan Erdoğan’ın oturduğu Yüksek Askeri Şura’yı tarif ettikten sonra Çandar şöyle diyordu:

“12 Eylül referandumunun önemi, 12 Eylül 1980 ile hesaplaşmaktan ziyade, ondan daha da önemlisi Türkiye’nin önünü “hukuk yolu” ile açabilmekten kaynaklanıyor. Ülkenin en büyük kozu olan “hukukun üstünlüğüne dayalı demokrasi” için “Evet”ten başka yol var mı?” [2]

KILIÇDAROĞLU’NA ONAY YENİ DEĞİL

HDP ve Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Cumhurbaşkanlığı’nda Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alarak Cumhurbaşkanı adayı çıkarmadı.

Kılıçdaroğlu’na soldan, sosyalist camialardan da ‘açık yürekli’ ve şaşırtan destekler geldi.

Liberallerin desteği ise bugünün kararı değil. Yeşil Sol Parti, listelerini sosyalistlerle beraber Yetmez Ama Evet’çilere de (bir kez daha) açtı. O liberallerin Kılıçdaroğlu ilgisi ve CHP ile barışması çok daha öncelere dayanıyor.

Kılıçdaroğlu CHP’si Milli Görüşçülerden, AKP ve MHP emeklilerine kadar bir dizi ismi masa etrafında toplamadan önce direksiyonu sağa kırmıştı. Bu rotada ilk onay ise liberallerden gelmişti. T24’ün liberal kalemleri (henüz) Halk TV ekranlarında CHP’li seçmene dayatılmadan önce Kılıçdaroğlu ile buluşarak sağa çeken politik hamlesini umutla karşıladıklarını duyurmuşlardı.

2020 yılının başında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile İstanbul’da t24 yazarları ve yöneticileriyle buluşmuştu. Buluşmada t24 adına ise Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın ile t24 yazarları Hasan Cemal, Murat Belge, Yalçın Doğan, Aydın Engin, Fikret Bila, Şirin Payzın ve Murat Sabuncu da hazır bulunmuştu. [3]

Kılıçdaroğlu “… Muhafazakâr kesimlerle yaptığımız toplantılarda bazen kendilerine takılıyorum, ‘Siz kendinize muhafazakâr diyorsunuz ama muhafazakâr değilsiniz. Asıl muhafazakâr bizdik, yıllar yılı değişmemek için direndik’ diyorum.” demiş, kimisi Halk TV ekranlarına kimisi HDP listelerine girecek t24 yazarları alkışlamıştı.

TİP’TEN DESTEK AÇIKLAMASI

Halk TV kanallarında çokça yer verilen ve seçimler öncesi Kılıçdaroğlu ile görüşmeleri basına yansıyan TİP, HDP’nin tek çatı altında seçime girelim önerisine karşılık bazı illerde kendi adıyla seçime girme kararı almasına rağmen seçime girmediği bölgelerde Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşeni olarak Yeşil Sol Parti adaylarını açıktan destekleyeceğini açıkladı. Aday tanıtım toplantısında konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Bizi başka ittifaklarla karıştıranları birlikte hayal kırıklığına uğrattığımız için çok mutluyuz. Bugün itibariyle en önemli görevimiz ülkemizin dört bir yanında Emek ve Özgürlük İttifakı’nı güçlendirmektir. Seçimler girmediğimiz yerlerde Yeşil Sol Parti listelerinden giren dostlarımızı en güçlü hale getireceğinize güveniyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tek partiyle seçimlere girdiği her yerde hepimizin sorumluluğu ittifakımızı güçlendirmek için Yeşil Sol Parti’ye oy vermektir.” Açıklamasıyla tutumlarını net olarak ifade etti.

[1] https://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/45-soruda-tayyip-erdogan-ne-yapiyor,7766

[2] https://www.hurriyet.com.tr/evet-in-en-onemli-gerekcesi-15472386

[3] https://gazetemanifesto.com/2020/mercek-chp-nereye-kosuyor-330700/