AKP'li Çelik'ten hilafet açıklaması: Anayasal düzene karşı gelmek olarak algılanamaz

AKP Sözcüsü Çelik hilafet tartışmalarıyla ilgili soruya, "Elinde Tevhid bayrağı var diye 'anayasal düzene karşı kalkışma suçudur' diyorlar. Bu absürt, saçma" diye yanıt verdi.

AKP'li Çelik'ten hilafet açıklaması: Anayasal düzene karşı gelmek olarak algılanamaz

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk’ten Mehmet Akif Ersoy’un programına katıldı. İstanbul Galata’da düzenlenen Filistin yürüyüşünün ardından gericilerin “hilafet” çağrısı yapmasına ve yumruk olayına ilişkin “Elinde Tevhid bayrağı var diye anayasal düzene karşı kalkışma suçudur, o mitingde bu bayrağı taşıyanların hepsi de böyle yapmıştır’ diyorlar. Bu absürt, saçma” dedi. Çelik şöyle konuştu:

“Bu, hem cahillik hem barbarlık, Kelime-i Tevhid bayrağıyla hilafet bayrağının ne ilgisi var. İlgili kişi, Gazze mitingine katılmış, İsrail’i lanetlemiş, Filistinlilere sahip çıkmış. Elinde Kelime-i Tevhid, ‘la ilahe illallah Muhammedün Resulullah’ yazan bir bayrak var diye, ‘bu bir hilafet talebidir ve anayasal düzene karşı kalkışma suçudur, o mitingde bu bayrağı taşıyanların hepsi de böyle yapmıştır’ diyorlar. Bu absürt, saçma, mantıksızlık zincirini üretenler de barolar. Suç duyurusunda bulunuyorlar, bunlara izin veren İstanbul Valisi’ne de suç duyurusunda bulunuyorlar.”

“SÖZ KONUSU OLAMAZ”

“Hilafet” tartışmalarına yönelik soru üzerine de Çelik, böyle bir gündemlerinin asla olmadığını, rejim değişikliği meselesine de sonuna kadar karşı olduklarını söyleyerek, “Hilafet diye bir gündemimiz yok.
Bu siyasi mesajların karşısındayız. Rejim değişikliği gibi bir durum da söz konusu olamaz. Biz bunun tamamen karşısında oluruz” şeklinde konuştu.

Çelik, Anıtkabir’de bir kişinin Cumhuriyet karşıtı slogan atmasına da değinerek, şunları kaydetti:

“Niye Anıtkabir’de birisi bu sloganı atar, bunun herhangi bir şekilde doğal olmasını kabul etmek mümkün mü? Bu memlekette maalesef fay kırıklarına oynayan pek çok eylem, söylem geliştiriliyor ama zaman içerisinde gördük ki toplumumuz, bütün bunları aşacak olgunlukta. Bunlar defalarca görüldü, Türkiye’yi belli bir atmosfere sokmak isteyen, özellikle seçimlere dönük olarak yapılmak istendiğinde… Biz en önemli mücadelemizi şan ve şerefle Cumhuriyet’imizin demokrasiyle taçlanması, demokrasinin önündeki vesayetin, engellerin kaldırılması için verdik. Bizim bugün temel meselemiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olma vasfının güçlendirilmesinden ibarettir.”

“HİLAFET KONUŞULDUĞUNA RASTLAMADIM”

“AK Parti içerisinde, kendi aranızda hilafet konuşmuyorsunuz o zaman” şeklindeki değerlendirme üzerine Çelik, “Ben bugüne kadar böyle bir şeye hiç rastlamadım, hiçbir yerde de gündeme gelmedi. Mesela, bazı farklı konularda uzmanları dinliyor, konuşuyoruz. En son yakın zamanlarda bazı hocalarımızı çağırıp, kuantum fiziği falan konuştuk. Her konuda uzman birisi olduğunda zaman zaman çağırıp, konuşuyoruz ama hiç böyle bir tartışma duymadım, herhangi bir şekilde böyle bir konu gündeme gelmedi. Ancak demokrasinin toplumsal hayatta daha derinleşmesi, şehir siyasetiyle demokrasi ilişkisinin daha güçlü kurulması için neler yapmak gerektiğine dair çok kapsamlı konuşmalar yaptık” diye konuştu.

YENİ ANAYASA MESAJI

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay hakkındaki ihlal kararlarına uyulmasına yer olmadığına yönelik kararını nasıl değerlendirdiği de sorulan Çelik, şu yanıtı verdi:

“Yüksek mahkemeler arasında bir çelişki var. Bu karar çerçevesinde ortaya çıkan, bir yandan ‘adliye mahkemelerinin son karar mercii Yargıtay’dır’, bir yandan da ‘Anayasa Mahkemesi kararları her şekilde bağlayıcıdır’ gibi iki hüküm yan yana geliyor. İkincisi biliyorsunuz ki yüksek yargı organları arasında ast-üst ilişkisi yok. Yani şu mahkeme bundan üsttedir diyeceğimiz bir düzenleme yok. Sonuç nedir? Milletvekili dokunulmazlığı söz konusu, bir de bunun istisnaları var. Bunun nerede geçerli olduğuna dair Anayasa Mahkemesi kararı diyor ki ‘bu istisnalar yeterince açık belirtilmemiş ve bu somut olaya uygulanabilecek durumda değil.’ Yargıtay’ın da söylediği şu; ‘bu konuda oluşmuş içtihatlar, şimdiye kadar oluşmuş bir sürü karar var.’ Dolayısıyla Türkiye’de yargı kararlarıyla oluşmuş bir içtihat birliği var. Bu taraf, ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararı herkes için bağlayıcıdır, bunun uygulanması gerekir’ diyor. Bu taraf da diyor ki, ‘Türkiye’deki içtihat birliğini bozacak şekilde veya Yargıtay’ın adliye mahkemelerinin son karar mercii olması ilkesini bozacak şekilde bir durumun ortaya çıkmaması gerekir.’ diyor. Dolayısıyla bu çelişkinin giderilmesi lazım. Bütün bunlardan uzaklaşacağımız mesele Türkiye’ye yeni bir Anayasa yapmak. Türkiye’de yeni bir Anayasa yapılmadığı sürece devlet organları arasında çelişkilerin ortaya çıkması mukadderdir.”

“ATATÜRK İLE BİR SORUNUMUZ YOK”

Çelik Süper Kupa kriziyle ilgili de açıklamalar yaptı. AKP Sözcüsü “Bizim AKP olarak Atatürk’le bir sorunumuz yok. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’tür. Bu ülkenin kurucu değerine gereken saygıyı gösteririz. Tartışma bu değil. Tartışma bunun istismar edilmesi” diye konuştu.

“Talepler protokole bağlansaydı muhtemelen bu kriz olmayacaktı. Mesele birden bire Atatürk tartışmasına döndü” diyen Ömer Çelik’in açıklamaları şöyle:

“İstiklal Marşı’nı, Türk Bayrağını ve formaların üzerinde Atatürk resmi ve imzasının kabul edilmediği söylendi. Aslında baktığınızda İstiklal Marşı protokole bağlanmış. Atatürk sonra gündeme gelmiş. Keşke en başta İstiklal Marşı, bayrakla beraber keşke Atatürk’le ilgili bildirimler yapılsaydı. Sayın Cumhurbaşkanımızı, hükümetimizi, partimizi suçlama kampanyasına dönüştü. Bütün bunlardan bağımsız olarak vatandaşlarımız hiçbir krizin parçası olmaksızın bayrak, milli marş ve Atatürk’le ilgili hassasiyetlerini ortaya koydu.

Atatürk’le ilgili bir şey konuşulduğunda bütünleştirici konuşmak lazım. Ben Atatürk’le ilgili hassasiyete sahip çıkan bütün vatandaşlara teşekkür ediyoruz dedim. CHP ‘Atatürk’e biz sahip çıktık, iktidar sahip çıkmadı’ gibisinden kampanyaya dönüştürmeye başladı. Birisi Atatürk deyip başkasına saldırıyorsa bu sahip çıkma değil; saldırıdır. Atatürk, bayrak, İstiklal Marşı ülkenin ortak değeridir. Ayrıştırmaya gitmemek lazım.

Bizim Atatürk’le bir meselemiz tabii ki yok. İlk Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk, ülkemizin kurucusu. Cumhurbaşkanımız sık sık ifade eder. ‘Bu ülkeye hizmet etmiş, iyilik yapmış herkesi rahmetle anarız. Ülkenin kurucusuna gereken saygıyı gerektiği şekilde gösteririz’ der. Atatürk istismarı yapanlarla aramızda bir tartışma.

Adını vermeyeyim bir film platformu Atatürk filmini kaldırdığında ilk açıklamayı ben yaptım ‘kınıyoruz’ diye. CHP tepkiyi gecikerek verdi.”