Reklam
Kategoriler: Gündem

AKP’li Uçum’dan ‘yeni süreç’ açıklaması: 1 Ekim’den itibaren devlet inisiyatifi kondu

Reklam

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 1 Ekim’de DEM Parti Meclis Grubu ile tokalaşmasıyla başlayan ve PKK lideri Abdullah Öcalan için çağrı yapmasıyla devam eden ‘yeni süreç’ ile ilgili tartışmalar sürüyor.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla gündeme gelen yeni süreç hakkında konuştu.

‘Dış Kürt sorunu’ üretildiğini Emperyalist dayatma olarak Türkiye’den toprak kopartıp Ortadoğu’da bir manda devlet kurma çabasıdır. Buna karşı 1 Ekim 2024’ten itibaren Sayın Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi hamleleriyle paradigma değiştiren bir Devlet inisiyatifi ortaya kondu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından “Türkiye’nin ‘iç Kürt sorunu’ kalmamıştır” başlığıyla paylaşım yaptı.

Uçum, “Türkiye’de 1980’e kadar geçen Cumhuriyet tarihimiz boyunca Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan çeşitli olumsuz pratikler ile tarihi, kültürel, sosyolojik, ekonomik ve siyasi tartışmalar Türkiye demokrasi tarihinin gelişim sürecinde ve derin tartışmalarında hep önemli bir yere sahip oldu” ifadelerini kullandı.

“TERÖR DESTEKLİ BİR KÜRT SORUNU ÜRETİLDİ”

Uçum paylaşımında şunları kaydetti:

“Elbette demokrasinin geliştirilip güçlendirilmesi ve yeni anayasa kapsamında her zaman değerlendirilecek konular olur. Ancak bunlar artık tüm toplumun ortak konularıdır, ayrılıkçı yaklaşımlarla değil ortak politikalarla ele alınıp çözüme kavuşturulur. Bununla birlikte son kırk yıldır emperyalist bir proje olarak terör destekli bir ‘dış Kürt sorunu’ üretildi. Bu proje ‘etnik kimlik=milli kimlik=bağımsız (manda) devlet’ formülüne dayandırılıyor. Bu, nesnel bir Kürt sorunu değildir. Emperyalist dayatma olarak Türkiye’den toprak kopartıp Ortadoğu’da bir manda devlet kurma çabasıdır. Buna karşı 1 Ekim 2024’ten itibaren Sayın Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi hamleleriyle paradigma değiştiren bir Devlet inisiyatifi ortaya kondu. Bu inisiyatif ‘Milli Birlik ve Kardeşliği Güçlendirme ve Terörsüz Türkiye’ hedefidir.

Emperyalist proje Türkiye’nin Kürtlerini; bağımsız devletleri olan Türkiye Cumhuriyeti’nden, vatanları Türkiye’den koparmayı hedefliyor. Kürtlere ait devlet ve ülke projesi Kürtlerin statü hakkı olarak tarif ediliyor. Bunun ilk adımı olarak Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da yetki devri/siyasi özerklik var. Nihai amaç ise emperyalizmin mandası bir devlet kurmak. Yani emperyalizmin kafasında Kürtlere biçilen rol; bölgede sürekli bir huzursuzluk faktörü, kullanışlı bir aparat, bir terör ordusundan ibaret. Bu plan Kürtleri statü sahibi yapmak yada büyütmek için değil Türkiye’yi küçültmek maksatlıdır.

“STATÜYE DAYALI TARİF EDİLECEK BİR HAK YOKTUR”

Türkiye’nin Kürtlerinin bir statü sorunu ve dolayısıyla statüye dayalı tarif edilecek bir hak yoktur. Çünkü sözü edilen statü, ülke ve devlet sahibi olmaktır. Türkiye’nin Kürtleri bin yıllık kardeşlik ruhu ve bilinciyle emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşımızda, yine aynı bilinç ve ruhla Cumhuriyetimizin Kuruluşunda yer aldı. ‘Türkiye Cumhuriyetini Kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir!’ ilkesi uyarınca Tek Milletin ayrılmaz parçası Kürtler gönüllü olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katılıp kendi kaderlerini ebediyen tayin etti. Dolayısıyla Kürtlerin Milli Devleti Türkiye Cumhuriyeti’dir. Kürtlerin Vatanı Türkiye’dir. Bu nedenle Terörsüz Türkiye hedefi Kürtlerin, Devletlerine ve Vatanlarına sahip çıkması çağrısı ve uyarısını da kapsıyor.

“İKİ YÜZLÜ YAKLAŞIMLAR SONA ERMELİDİR”

Artık bir emperyalist proje olan Türkiye Kürtlerine statü hakkı verilmesi dayatmasına karşı alınacak tavırlar Terörsüz Türkiye hedefinde safları belirleyecek temel ölçüdür. Takiye siyasetleri, iki yüzlü yaklaşımlar, perde arkasından konuşmalar sona ermelidir. Herkes açıkça ve dürüstçe emperyalist proje olduğu tartışmasız olan Kürtlere statü verilmesi konusunda fikrini ortaya koymalıdır. Akla kara belli olmalıdır.

“İÇ CEPHENİN GÜÇLENDİRİLMESİ SON DERECE ÖNEMLİ”

Çünkü bugün Türkiye’ye dayatılan ve asıl amacı Türkiye’yi bölmek olan yapay ‘dış Kürt sorununa’ karşı mücadele, Türkiye’nin anti-emperyalist mücadelesindeki en temel konudur. İç Cephenin öncelikle bu konuda sağlamlaştırılması ve güçlendirilmesi son derece önemlidir. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğünü ve siyasi birliğini korumak için zorunludur. Türkiye’nin geleceği açısından hayatidir.”

Reklam

Önceki Haberler

Kurumlar mı, demokrasi mi?

Gerek geçen yılki Nobel’in kafamıza soktuğu kurumlar ve kalkınma yaklaşımı, gerek bu yılki Nobel’in demokrasi…

20 Ekim 2025 14:14

Trump yönetiminden Gazze’de Hamas’ı silahsızlandırma planı

ABD Başkanı Trump’ın eski danışmanı Kushner ve Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff, Hamas’ın silahsızlandırılması süreci…

20 Ekim 2025 11:51

Cengiz’in Eskişehir’deki siyanürlü altın madenine onay: Binlerce ağaç kesecek, bir ili talan edecek

AKP’ye yakın iş insanı Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu Eti Bakır A.Ş.’nin Eskişehir’de hayata geçirmek istediği…

20 Ekim 2025 11:29

Louvre Müzesi’ndeki yedi dakika süren soyguna ilişkin Macron’dan açıklama

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Louvre Müzesi'nden tarihi eser niteliğindeki 9 parça mücevherin çalınmasına ilişkin, "Tarihimize ve…

20 Ekim 2025 11:22

İmamoğlu, diploma davasından bir kez daha hakim karşısına çıkıyor

İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı lisans diplomasının sahte olduğu iddiasına ilişkin bugün ikinci kez…

20 Ekim 2025 10:44
Reklam