Reklam
Kategoriler: PusulaPUSULA 203

AKP’nin kaybedişi: Sınıf gelince kimlikler çekilir

Reklam

Zafer Aksel Çekiç

2002 yılından bu yana 3 Cumhurbaşkanlığı, 7 genel, 4 yerel seçim ve 3 referandum ile 2 tekrarlanan seçim sonunda, yani 19 oylamadan sonra ilk kez bütünüyle bir yenilgi söz konusu olduğu ilk seçimi geride bıraktık. Kuşkusuz 2015 Haziran seçimleri ve 2019’da İstanbul’da tekrarlanan yerel seçimlerde de başarısızlıklar yaşansa da AKP’nin katıldığı ülke çapındaki bir seçimden ilk kez birinci parti olarak çıkamadığına tanık olduk.

AKP’nin aldığı bu yenilginin bir dönemi kapattığını düşünebiliriz. AKP, Kasım 2015 seçimlerinden bu yana oy kaybediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini dışarıda bırakırsak AKP’nin 2015 yılında oyların neredeyse yarısına karşılık gelen 24 milyon yakın oy ile doğal sınırlarına ulaşmış olduğunu görüyoruz.

AKP, Kasım 2015 seçimlerinden sonraki seçimlerde sırasıyla 2018’de 21 milyon (yüzde 43), 2019’da 18 milyon (yüzde yüzde 43), 2023’te 19 milyon (yüzde 36) ve son seçimlerde ise ancak 16 milyon (%36) oy alabildi. Belediye meclislerinde ise ancak yüzde 32’yi bulan 15 milyon oy ise AKP’nin 2002’deki ilk seçiminden bile daha az ve tarihindeki en düşük oy oranına karşılık geliyor.

Mağduriyetlerden mağruriyetlere

Bu ağır yenilgide, kitlelerin geçim sıkıntısı, mağduriyeti kovalayan mağruriyeti tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Yıllarca liberallerin uyduruk merkez-çevre tezlerinin üzerine inşa edilen Cumhuriyetin kurucusu elitlere karşı milletin sesi olan gömlek değiştirmiş İslamcılar ikiliğinden ürettiği mağduriyetle cambaza baktıran AKP siyaseti ve ortaklarının mağrur yüzleri bu kez mağduriyet anlatmaya imkân bırakmadı.

AKP’nin ve ortağı MHP’nin seçimi kaybettiği yerlerden ibretlik görüntüler havada uçuşuyor. Üstelik bu mağrur yüzün utanması hiç yok. Bir taraftan sosyal medyada trollerinden ihale zengini babalarının paralarını yiyen yeni yetmelerine her boydan ve türden yandaşın oy vermeyen halka hakaretinin bini bir para.

Bidon kafalı diye bizi aşağıladılar, göbeğini kaşıyor dediler, başörtüsüne saldırdılar derlerdi. Şimdi aynı halka layığınızı buldunuz, nankörler, hainler diye ağza alınmayacak laflarla saldırıyorlar.

Yandaş basın yakında “halk geldi vatandaş sıkıntılı” misli başlıklar atmaya başlarsa da şaşırmayın. Şimdilik sadece sosyal medyada kötü esprilerin konusu olsa da bu dizginlenemez mağrur yüzün ana akım medyada sekiz sütuna manşetleri dolduracağı günleri de göreceğimizi tahmin edebiliriz.

Kalitesiz kamu hizmetlerini pahalıya satan, israf edilen kamu kaynakları nedeniyle emekçilere para yok diyen, başarısızlığa mahkûm ekonomi politikalarının üzerine göz boyamak için kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri aldıklarını itiraf etmek zorunda kalan, kendi şatafatlarından bir tek kuruşluk ödün vermedikleri halde kıt kanaat geçinen emekçilerden sabır bekleyen bir iktidar için yolun sonuna gelinmiştir diyebiliriz.

Bir avuç yandaşını zengin eden, parası olanın servetini katlayarak büyüttüğü bir düzen kuran AKP’nin en fazla dayandığı ev kadınları ile emeklilerin yüksek enflasyon karşısında marketlerin çürük mallarını, çöpleri karıştıracakları bir hale getirilmesinin bir karşılığı olmayacak mıydı? Siz onlarca milyonluk arabalarla, milyonlarca lira harcayarak gezeceksiniz ve emekçiler hep ve sadece şükredecek öyle mi? Değilmiş işte. Hem ne demişler, sessiz atın çiftesi pek olur.

Akla gelen 1989’dan 1991’e iktidarı hızla yitiren ANAP örneği oluyor. Tarih genelde “tekerrür” eder. Göreceğiz.

Seçim sonuçları nereye işaret ediyor?

Peki AKP seçimi kaybetti de kazanan kim oldu?

İlk akla gelen ve ezbere söylenen Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) gösterdiği çıkış gibi görünüyor. Ancak tekil örneklerde yakın şekilde sonuçlanan seçimleri bir kenara koyarsak YRP’nin belediye meclisi seçimlerinde yüzde ondan fazla oy aldığı iller Adıyaman, Bingöl, Bitlis, Düzce, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, Kahramanmaraş, Karabük, Kayseri, Konya, Kütahya, Malatya, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Trabzon ve Yozgat’tan ibaret. 2023 Genel Seçimlerine göre oylarını en çok arttırdıkları bu şehirlerin içerisinde sanayi işçilerinin ağırlığının sınırlı olduğunu görmek mümkün.

Öncelikle söylenmesi gereken bu seçimlere katılımın son birkaç seçimdeki yüzde 86’lardan yüzde 78’lere doğru azaldığını not etmek gerekiyor. Bu genel eğilimin AKP’nin yanı sıra CHP’yi de etkilediğini not etmek gerekiyor. Ancak azalan katılım YRP açısından oy sayılarında çok büyük değişiklikler olmasa da oransal olarak bir büyüme işaret ettiği ölçüde bir abartıya neden olabiliyor.

Diğer taraftan gelişkin sanayi bölgelerine baktığımızda YRP yerine CHP’nin daha öne çıktığını söyleyebiliyoruz. Genel olarak en çok sanayi işçisi istihdam edilen ilçelere bakıldığında görülen sonuç YRP’nin genel seçimlerde aldığı oyu korurken CHP’nin ise genel seçimlerde Millet İttifakı ile Yeşil Sol Parti’ye oy veren seçmenler başta olmak üzere genel olarak oyları üzerinde birleştirdiğini görüyoruz. AKP’nin başarılı olduğu veya CHP’ye kaybetmediği Tekirdağ’ın Kapaklı, Bursa’nın İnegöl, Konya’nın merkez ilçeleri gibi ilçelerde ise çoğunlukla YRP’nin AKP’ye daha doğrudan bir alternatif oluşturabildiğini görüyoruz. Bu durumu tersinden değerlendirerek esasında CHP’nin birinci çıktığı ve özellikle seçimlerde el değiştiren Bursa’nın Nilüfer ve Osmangazi, Manisa ve ilçelerinde, Kırıkkale Merkez, Konya’nın Seydişehir ve Ereğli ilçeleri gibi ilçelerde CHP’nin AKP’ye oy veren kesimlerden de oy aldığını gösterdiği sonucuna ulaşabiliriz.

İşçi sınıfı üzerinde gericiliğin ve milliyetçiliğin baskısının kırıldığını elbette söyleyemeyiz. Ancak AKP’nin işçi sınıfı üzerindeki büyüsünün bozulduğunu ve genel olarak emekçi sınıfların AKP tercihinden CHP tercihine dönebildiklerinin reddedilemeyeceğini de ifade etmek gerekiyor. Bu açıdan YRP’nin yanı sıra Zafer Partisi’nin de Türkiye koşullarında iki “alternatif sağ” siyasi odak oluşturduklarını da not etmek gerekiyor. Zafer Partisi’nin diğer milliyetçi partiler oy kaybederken özellikle sanayileşmiş bölgelerde genel seçim oylarını koruması dahi esasında kendi içinde bir başarı sayılabilecek niteliktedir.

Mesele CHP değil ama eksik var

Özetleyecek olursak, seçim sonuçlarını en çok tarikatlarla, müteahhitlerle ama en önemlisi yerli yabancı bankerlerle yağma Hasan’ın böreği gibi üşüşülen memleketin kaynaklarından hak ettiği payı isteyen emekçilerin tepkisi olarak görmek gerektiğinde kuşku bulunmuyor.

Öte yandan, halkın yüzünü sola döndüğü gibi tespitler yapmanın anlamı bulunmuyor. Her şeyden önce her ne kadar CHP genel olarak sol kabul edilse bile Türkiye’de geleneksel merkez sağı da önemli ölçüde kapsıyor. Ayrıca bir alternatif sol program ortaya koymak yerine emperyalist merkezlere daha fazla güvence verme peşinde olduğu ve geleneksel işbirlikçi politikaları alternatif gösterdiği de tartışmasız. Bu nedenle de merkez sağda ortaya çıkabilecek ve özellikle tarikatlarla da yeniden bağ kurarak AKP’yi daha marjinal bir ideolojik çizgiye itebilecek bir partinin yaratabileceği havanın ortaya bambaşka bir tablo çıkartabileceğini de değerlendirmek gerekiyor.

Bunu bir kenara koyarsak, mevcut durumda her şeye rağmen bir büyük eksik bulunuyor. İşçi sınıfının hareketliliği. Bu büyük eksik 1970’lerin sonundaki CHP yükselişinden veya 1989-1991 sürecinden açıkça bir farklılık gösteriyor. Bu açıdan sınıfın hareketlenmesiyle egemen hale gelen sınıf bilincinin ve öncülüğünün CHP’yi sola ittirdiği koşullardan bahsedemeyiz.

Bununla birlikte, Türkiye’de sınıf mücadelesi yerine konulmak istenen tüm kavramlar, tüm karşıtlıklar bu seçimlerle birlikte esas olanın her zaman geçim derdi olduğunun bir kez daha gösterilmesi ile ağır bir yenilgi almıştır. Bu AKP yönünden ağır yenilgi uydurulan mağduriyetler sayfasını kapatmıştır.

Bugün için iki yalın gerçeği görmemiz gerekiyor. Birincisi emekçiler açısından esas olan geçim mücadelesidir. İkincisi ise gericiliğin etkisinin sınırlarına gelinmiştir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde siyasetin ana başlıkları bunlar olacaktır.

Reklam

Önceki Haberler

TKH’den 25 Kasım açıklaması: AKP iktidarı, kadına yönelik şiddetin baş sorumlusudur

Türkiye Komünist Hareketi'nin (TKH) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı…

21 Kasım 2024 13:44

TKH “Yenidoğan Çetesi” skandalına karşı harekete geçti: Dördü eski beş bakan hakkında suç duyurusu

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Yenidoğan çetesi skandalı hakkında Eski Sağlık Bakanları Mehmet Müezzinoğlu, Recep Akdağ,…

21 Kasım 2024 13:41

Esenyurt Kayyumu gazeteciyi Temizlik İşleri’ne atadı

Ahmet Özer'in tutuklanmasının ve yerine kayyum atanmasının ardından belediyede kamu ve özel teşebbüse ait hizmetlerde…

21 Kasım 2024 13:22

MSB’den ihracı istenen teğmenler hakkında açıklama

Milli Savunma Bakanlığı, Kara Harp Okulu resmi mezuniyet töreni sonrasında yaşanan kılıç çatma töreni sonrasında…

21 Kasım 2024 13:05

Nevzat Bahtiyar’ın avukatı değişti

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde itirafçı olan…

21 Kasım 2024 12:57

Hamas’tan ateşkes açıklaması: Teklif, bir şartla kabul edilecek

Hamas'ın siyasi büro üyesi Halil el-Hayye, Gazze'de ateşkes görüşmeleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. el-Hayye, "Gazze'nin…

21 Kasım 2024 12:06
Reklam