AYM'den Gar Katliamı kararı: Valilik ve Savcılık haklı bulundu

AYM, Ankara Gar Katliamı’nda sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin başvuruda kararını verdi. AYM, soruşturmaya izin vermeyen Ankara Valiliği ile soruşturma açmayan Ankara Savcılığını haklı buldu.

AYM'den Gar Katliamı kararı: Valilik ve Savcılık haklı bulundu

Anayasa Mahkemesi (AYM) Gar Katliamı Davası’nda sorumluluğu olan emniyet müdürleri hakkındaki yapılan başvuruya ilişkin kararını 8 yıl sonra verdi.

AYM, gerekçeli kararında kamu görevlileri hakkında soruşturmaya izin vermeyen Ankara Valiliği ile soruşturma açmayan Ankara Savcılığını haklı buldu.

10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu ise AYM’nin kararına ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada “Anayasa Mahkemesi de Devletin katliamdaki sorumluluğunu ortaya koyan delilleri inkâr edenler ittifakına katıldı” ifadesine yer verildi.

“MANTIĞA VE VİCDANA SIĞMAYACAK BİR KARAR”

Komisyon’dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

16 Mayıs 2024 tarihinde gerekçeli kararını açıklayan Anayasa Mahkemesi, 2016 yılında Mülkiye Müfettişlerinin raporuna rağmen kamu görevlileri hakkında soruşturmaya izin vermeyen Valiliği, soruşturma açmayan Ankara Savcılığını haklı buldu.

Anayasa Mahkemesi 9 grup altında incelediği başvuruda;

Yakınını kaybeden ya da yaralanan bir grup başvurucunun, sunulmuş bütün raporlara rağmen katliamda zarar gördüklerinin tam anlaşılamadığına, bir grup için, hiç verilmemiş bir karara itiraz etmedikleri iç hukuk yollarının tüketilmediğine, bir grup için olmayan bir hukuk yoluna başvurmadıkları için iç hukuk yollarının tüketilmediğine, doğrudan hedef alınan bir grup için hedef olup olmadıklarının kesin olmadığına, hayatını kaybedenlerin ölümlerinde sağlık hizmetinin gecikmesi ya da alana gaz sıkan polislerin sorumluluğunun olup olmadığının tam olarak anlaşılamadığı için ‘açıkça dayanaktan yoksun’ olduğuna gibi hukuka, mantığa ve vicdana sığmayacak bir karar verdi.

“BAŞVURUCULARIN MAĞDUR OLDUĞU İNKAR EDİLDİ”

Başvurudan 8 yıl sonra verilen, usulü olduğu iddia edilen ve açıkça gerçeğe aykırı gerekçelerle kabul edilemez bulunan bu kararla başvurucuların mağdur olduğu inkâr edildi, idari ve adli yargıdaki bütün aşamalar çarpıtıldı ve sonuç olarak 10 Ekim Ankara Katliamı, öncesi ve sonrası aklandı.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerinin, ‘katliamda sorumlulukları olduğu için haklarında ceza soruşturması başlatılmalı’ dediği Ankara Emniyet Amirlerinin sorumluluklarının tartışılmasından kaçıldı. Katliamın istihbarını gizleyen, yeterli güvenlik önlemini almayan, insanları bile bile ölüme gönderen o amirler, bugün İçişleri Bakanlarının çete kavgalarında bir bir düşerken Anayasa Mahkemesinin bu ‘suya sabuna dokunmayan’ kararını biz ‘açıkça dayanaktan yoksun’ ve ‘kabul edilemez’ buluyoruz.

Hukuk mücadelemiz hakkın sahibi halkın nezdinde; Anayasa Mahkemesinin “mağdur olduklarının belirsiz olduğu” nitelemesi yaptığı müvekkillerimizin gayretiyle sürüyor, sürecek. Devletin güç savaşlarından bize düşen kırıntılarla değil, tırnaklarımızla kazıyarak elde ettiğimiz gerçeklerle bütün sorumluları mahkûm edeceğiz. Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Katilleri de koruyanları da unutturmayacağız!”