Reklam
Kategoriler: Serbest Kürsü

Dijitalleşen üretim ve işçi sınıfının dijital sömürü dönüşümü

Reklam

MAHİR MERTCAN KIZILIRMAK

Son 150 yılda teknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesi, üretim süreçlerini ve işçi sınıfının üretim şeklini etkiledi. Sanayi Devrimi’yle birlikte, buhar gücü ve makineleşme, üretim süreçlerini dönüştürmüş ve işçi sınıfının fiziksel emeği, kapitalist sistemin merkezinde konumlanmıştı. Ancak, dijital devrim ve teknolojik ilerlemelerle birlikte üretim süreçleri tekrar değişime doğru gidiyor. Fiziksel üretimin yanında dijital üretim giderek daha fazla yer almaya başlıyor.. Bu değişim, kapitalist sömürü düzeninin sömürü şeklini yeniden şekillendirmekle birlikte özünde bir değişiklik yaratmıyor.

ÜRETİM SÜREÇLERİNİN DİJİTALLEŞMESİ VE İŞÇİ SINIFININ SÖMÜRÜLMESİ

Teknolojik gelişmeler, özellikle internetin, dijital platformların ve yapay zeka teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla üretim süreçleri de büyük ölçüde dijitalleşmekte. Sanayi çağında işçilerin üretim araçları sadece makinelerken, dijital çağda bilgisayarlar, algoritmalar ve yazılımlar üretim araçları arasına eklendi. Dijital ürünler; yazılım, veri, içerik üretimi ve hizmetler şeklinde tezahür ederken, bu ürünlerin üretim süreçlerinde işçi sınıfı yeni bir rol kazandı. Geleneksel üretim süreçleri ve fiziksel emeğe ek olarak, dijital beceriler ve bilgiye dayalı yeni iş türleri oluşmaya başladı.
Dijital emekçilerinin sayısı giderek artarken bu durumu kullanmak isteyen sermayenin işçi sınıfı içerisinde yeni ayrıştırmalar yaratma çabasını da gün yüzüne daha çok çıkarttı.20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan mavi yaka, beyaz yaka ayrıştırması dijital üretimin artmasıyla daha belirginleşmeye başladı. Daha çok beyaz yaka diye tabir edilen dijital üretim emekçileri, evden çalışma, proje bazlı çalışma ve benzeri yöntemlerle işçi sınıfının sanki parçası değilmiş gibi bir söylemi de beraberinde getirdi.

KAPİTALİST SÖMÜRÜ BİÇİMLERİNİN DÖNÜŞÜMÜ

Dijital üretim biçimlerinin yaygınlaşması, kapitalist sömürü sisteminin özünde değişiklik yaratmadı. Sanayi kapitalizminin işleyişinde, artı değer, işçinin ürettiği fiziksel ürünlerden elde edilen karla şekillenirken, dijital kapitalizmde ise artı değer dijital ürünler ve hizmetler üzerinden elde ediliyor. Dijital ürünlerin üretimi, fiziksel emek yerine kafa emeğinin ağırlık kazandığı bir süreç haline geldi. Bu durum, işçi sınıfının üretkenliği üzerinden farklı şekillerde sömürülmesine olanak tanıdı. Dijital içerik üreticileri, yazılım geliştiriciler, veri analistleri gibi meslek grupları, çalışma saatlerinin kontrol edilememesi, proje bazlı işlerin yaygınlaşması ve sürekli yenilik baskısıyla esnek sömürü biçimlerine maruz kalıyor.

Teknolojinin sunduğu olanaklar sayesinde işçilerin mekansal sınırları ortadan kalkarken, aynı zamanda çalışma saatleri de belirsizleşti. Çalışanlar dijital araçlar sayesinde 24 saat erişilebilir hale getirildi ve bu da sürekli bir sömürü döngüsünü besledi. Özellikle gig economy (parça başı iş) ve uzaktan çalışma sistemlerinin yaygınlaşmasıyla işçiler, iş güvenliği ve sendikal haklar gibi kazanımlarını büyük ölçüde kaybetmeye başladı. Bu bağlamda, Marksist eleştiriler günümüz dijital kapitalizmi için hala geçerliliğini koruyor. Dijitalleşmeyle birlikte işçiler artık fiziksel olarak fabrikalarda değil, dijital platformlar üzerinde sömürülüyorlar, ancak bu sömürü biçimi değişen üretim şekline rağmen temelde aynı kalıyor.

MARKSİZMİN DİJİTAL KAPİTALİZME CEVABI

Marksizm, işçi sınıfının sömürülmesini, üretim araçlarına sahip olan burjuvazinin, emeği kontrol etmesi üzerinden analiz eder. Bu analiz, dijitalleşen dünyada da geçerliliğini korumaktadır. Dijital üretim araçları (yazılımlar, algoritmalar, veri tabanları) üzerindeki kontrol, büyük teknoloji şirketlerinin ve platform kapitalizminin elinde yoğunlaşmış durumda. Bu şirketler, dijital işçiler üzerinde aynı sanayi kapitalizminde olduğu gibi bir tahakküm kurmakta. Üretim araçlarının mülkiyeti bir avuç elit sınıfın elindeyken, geniş bir işçi kitlesi dijital platformlarda emeklerini satmak zorunda kalıyor.

Ancak dijital kapitalizm, işçi sınıfının bilinçlenme sürecinde de bir gerilemeyi beraberinde getirdi. Fiziksel üretim süreçlerinde işçiler, fabrikalarda bir arada çalışarak kolektif bir dayanışma ve sınıf bilinci geliştirebiliyorken, dijitalleşen üretim biçimleri işçilerin bireyselleşmesine ve izolasyonuna neden oldu. Evden ya da bireysel bilgisayarlardan çalışan dijital işçiler, sanayi dönemindeki gibi kolektif mücadele alanlarından uzaklaştılar. Bu durum, sınıf bilincinin zayıflamasına ve sendikal örgütlenmelerin önünde ciddi engeller oluşmasına yol açtı.

DİJİTAL ÜRETİM: FİZİKSELDEN BİLİŞSELE GEÇİSİN SONUÇLARI

Fiziksel üretimin yanında dijital üretimin artması, emeğin niteliğinin de  değişiklikleri beraberinde getirdi. Eskiden bir işçi, fabrikada fiziksel bir ürün üreterek kapitalist için değer yaratırken, günümüzde dijital işçiler, bilgi, veri ve içerik üreterek aynı sürece katkıda bulunuyor. Bu dönüşüm, aynı zamanda emeğin soyutlanmasına ve metalaşmasına neden oldu. Dijital ürünler, fiziksel ürünler gibi elle tutulur olmadıkları için, işçi sınıfının emeği de soyut ve görünmez hale geldi. Özellikle sosyal medya platformları ve dijital içerik üreticileri, ürettikleri ürünlerin değerinin büyük kısmını platformlara bırakmakta, emeğin karşılığını tam anlamıyla alamamaktadırlar.

Sonuç olarak, üretimde dijitalleşme işçi sınıfının yapısında değişiklik yaratsa da, Marksist analiz, bu değişen dünyada da geçerliliğini korumaktadır. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, üretim araçlarının kontrolü bir azınlığın elinde olduğu sürece, işçi sınıfı sömürülmeye devam edecektir. Dijitalleşme her ne kadar üretim şekillerini dönüştürmeye başlamış olsa da bu dönüşüm işçi sınıfının sermayeye karşı mücadele yürütmesini etkilememiştir.

Bu haber en son değiştirildi 14 Ekim 2024 14:13 14:13

Reklam

Önceki Haberler

Diyanet’te yönetim değişti, zihniyet değişmedi: Başkanın hemşerisi genel müdür oldu

Diyanet’te, “Erbaş dönemi parlayan isimlerden” ve yeni başkan Arpaguş’un hemşehrisi olan Sinan Kazancı, İnsan Kaynakları…

7 Ekim 2025 16:43

TÜİK ilk kez yayımladı: 100 kadından 12’si fiziksel şiddete, 5’i cinsel şiddete uğradı!

TÜİK tarafından hazırlanan ve 18 bin 275 kadınla yapılan 2024 yılı "Türkiye Kadına Yönelik Şiddet…

7 Ekim 2025 16:33

Serdar Öktem suikastının talimatı yurtdışından geldi iddiası

Sinan Ateş cinayeti sanıklarından MHP'li avukat Serdar Öktem'in öldürülmesine ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı. Buna…

7 Ekim 2025 16:27

İcra daireleri doldu taştı: 7,7 milyon yeni dosya açıldı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, ekonomideki krize dikkat çekerek 1 Ocak–3 Ekim arasında icra…

7 Ekim 2025 15:45

Halep’teki çatışma: SDG ile HTŞ arasında ateşkes sağlandı

Suriye'nin Halep kentinde HTŞ ile SDG arasında başlayan çatışmada ateşkes sağlandı.

7 Ekim 2025 15:42

AKP Genel Başkan Yardımcısı Zeybekci, emeklilik yaşını hedef aldı: Çok düşük

AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, “Emeklilik yaşı çok düşük” dedi. Emeklilik yaşıyla ilgili herhangi…

7 Ekim 2025 13:26
Reklam