Devrimci İşçi Partisi (DİP) bugün 31 Mart tarihinde yapılacak olan yerel seçimlere ilişkin tavrını açıkladı.
“Rant kavgasına oy yok! İş, aş, hürriyet için örgütlenmeyi ve mücadeleyi seçelim!” başlığıyla yayımlanan açıklamada “31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere bir tarafta AKP’nin diğer tarafta CHP’nin başını çektiği burjuva kamplarının rant kavgası damgasını vuruyor. Düzen siyaseti, emekçi halkı yine kimliklerine göre saflaştırıyor ve bu kimlik çatışmasından kendi rant kavgası için oy devşirmeye çalışıyor. İşçi sınıfı ve emekçi halk bu rant kavgasında taraf olmamalıdır” değerlendirmesi yapılırken, İstanbul ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Türkiye Komünist Hareketi (TKH)’nin adaylarına destek olunacağı ifade edildi.
DİP’in açıklamasında “yerel seçimlerde de ‘sınıfla buluşmaya, sınıfı örgütlemeye, sınıf siyasetini inşa etmeye devam!’ diyoruz ve bu doğrultuda ısrar ediyoruz. İşçi sınıfı ve emekçi halkın saflarında her daim bölünmeye karşıyız ve birlikten yanayız. Bugün ‘işçi kentlerine işçi başkanlar’ şiarımız doğrultusunda birlik sağlayamasak da sınıf mücadelesi doğrultusundaki anlamlı adımları destekliyoruz ve büyütmeyi hedefliyoruz.” denildi.
Buradan hareketle DİP’in İstanbul ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde alacağı tavır “Rant kavgasının en büyük muharebe alanı ve aynı zamanda bir işçi kenti olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde TKH’nin geri dönüşüm işçisi adayı Ziya İncedere’ye; işçi sınıfının başkentlerinden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde de TKH adayı petrokimya işçisi Tamer Erik’e oyumuzu vererek sınıf politikamızı ortaya koyacağız” şeklinde ifade edildi.
“İşçi kentlere işçi başkanlar” şiarını yükselteceğini ifade eden DİP’in açıklamasında TKP’nin Kadıköy’de ve TİP’in Gebze’deki yaklaşımlarına dönük yapılan şu değerlendirmeler dikkatleri çekti:
“Sermaye düzeniyle ve düzen siyasetiyle uzlaşmaya, burjuvaziyle sınıf işbirliğine karşıyız. Sosyalizmin sesinin işçi sınıfı havzalarından yükseleceğini söylüyoruz. İstanbul’da 29 Anonim Şirket’in ve 53 bin işçinin başındaki Ekrem İmamoğlu adlı patrona solun kazanılmış mevzisi muamelesi yapmak, Gebze’de patron partisinin desteğiyle aday olup patronların icazetiyle fabrikalara girerek ajitasyon yapmak sınıf siyasetiyle ve bağımsızlığıyla bağdaşmaz. Sınıf işbirliği sınıfın birliğine vurulan en büyük darbedir. Kadıköy gibi İstanbul’un en zengin ilçelerinden birinde aday göstererek ‘komünist belediyecilik’ tiyatrosu oynamak da sınıf mücadelesine dayanması gereken komünizmi sınıftan kopartmak ve yozlaştırmaktır.”
DİP tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere bir tarafta AKP’nin diğer tarafta CHP’nin başını çektiği burjuva kamplarının rant kavgası damgasını vuruyor. Düzen siyaseti, emekçi halkı yine kimliklerine göre saflaştırıyor ve bu kimlik çatışmasından kendi rant kavgası için oy devşirmeye çalışıyor. İşçi sınıfı ve emekçi halk bu rant kavgasında taraf olmamalıdır.
6 Şubat depremiyle kapitalist sistem başımıza yıkıldı! Bu düzenin temsilcilerine tek oy yok! Düzenlerini başlarına yıkmak için örgütlenmeye ve mücadeleye!
Bu seçim 6 Şubat depreminden sonraki ikinci seçimdir. Deprem dünün değil bugünün ve yarının gündemi olmaya devam etmektedir. Yerel seçimin de en önemli konularından biridir. Depremde rant kavgasına dayalı sistemin ölümcül yüzünü de gördük. Deprem sarstı, yıkan bu sistem oldu. En az 53 bin insanımız bu sistemin enkazının altında kalarak can verdi. Şehirlerin insan yaşamına değil ranta ve kâra öncelik verilerek inşa edilmesinin sonuçlarını en acı şekilde yaşadık. Sadece 6 Şubat’ın vurduğu 11 il değil tüm Türkiye deprem bölgesidir. İstibdad cephesiyle Amerikan muhalefetiyle birlikte bu sistem toptan alaşağı edilmeden ne yaralar sarılabilir ne yeni katliamlar engellenebilir.
31 Mart’taki rant kavgasına karşı tepkimizi gösterelim! 1 Nisan’dan sonra yükselecek sınıf kavgası için örgütlenme ve mücadele seferberliğine!
28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminin ertesi gününden itibaren, AKP ve MHP’nin başını çektiği istibdad cephesi ile CHP ve İyi Parti’nin başını çektiği Amerikan muhalefetinin sermayenin çıkarlarında nasıl birleştiğini gördük. Hep birlikte “rasyonel politikalara dönüş” diyerek Mehmet Şimşek’in arkasında dizildiler. O günden beri iktidar zam ve vergi yağdırıyor. Ama bu daha başlangıç. İktidar seçim ekonomisini tümden elden bırakmıyor. 1 Nisan’dan sonra kemerler son deliğine kadar sıkılacak. İşçi sınıfının ve emekçi halkın kıdem tazminatına, sosyal güvenlik hakkına karşı büyük saldırı başlayacak. Bu planı Orta Vadeli Program’da takvimini de açıklayarak resmîleştirdiler. Düzen muhalefeti bu plana karşı çıkmadığı gibi “yapısal reformlar gerek” diyerek bunu destekledi. 31 Mart’ta rant kavgası verenler 1 Nisan’dan sonra da işçi sınıfına karşı birleşecek. Aynı 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi biter bitmez 29 Mayıs’ta birleştikleri gibi!
Kayyımlara karşı işçilerin birliği ve halkların kardeşliği için mücadele!
Bu seçimde oyu kendi iradesinin dışında geçersiz sayılan büyük bir kesim var. Seçtiği belediyelere kayyım atanarak oy hakkı ve siyasi iradesi gasbedilen Kürt halkı! İstibdad cephesi ve Amerikan muhalefeti Kürt halkının iradesinin gaspında da birleşiyor. Daha önce AKP dokunulmazlıkları kaldırırken CHP, “Anayasa’ya aykırı ama evet” demiş, sonra Kürt halkının oylarıyla seçilen belediyelere kayyım atanmasına sessiz kalmıştı. Aynı CHP son seçimde Zafer Partisi’yle bu baskı politikasının nasıl sürdürüleceğine dair protokoller imzaladı, kayyım uygulamasını açıkça onayladı. İster “üçüncü yol” ister “kent uzlaşısı” adı altında olsun düzen siyasetinin ve rant kavgasının taraflarıyla uzlaşmak Kürt halkının kayyımlara karşı haklı tepkisiyle ve mücadelesiyle örtüşmeyecektir. Düzen güçleri Kürt halkına karşı birleşirken emekçi halkı da şovenist propagandayla kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Oysa Türk işçisinin ve emekçisinin çıkarı Kürt halkının eşitliğinden, sermayeye ve emperyalizme karşı Türk ve Kürt işçisinin birliğinden, halkların kardeşliğinden yanadır.
Kapitalistlerin, müteahhitlerin, para babalarının ve onların partilerinin rant kavgasına karşı protesto oyu!
Protesto oyumuz sermayenin kayıkçı kavgasınadır! Protesto oyu geçersiz sayılsa da örgütlenme ve mücadele çağrımız en geçerli yola çağrıdır! İş, aş, hürriyet için örgütlenmeyi ve mücadele etmeyi seçelim!
Devrimci İşçi Partisi “işçi kentlerine işçi başkanlar” şiarını yükseltmektedir. Bugün Türkiye’nin işçi kentlerinde işçi sınıfını bağımsız bir siyasal kutup haline getirecek birliği sağlayamadık. Ama bu doğrultuda mücadelemiz sürecektir!
Sermaye düzeniyle ve düzen siyasetiyle uzlaşmaya, burjuvaziyle sınıf işbirliğine karşıyız. Sosyalizmin sesinin işçi sınıfı havzalarından yükseleceğini söylüyoruz. İstanbul’da 29 Anonim Şirket’in ve 53 bin işçinin başındaki Ekrem İmamoğlu adlı patrona solun kazanılmış mevzisi muamelesi yapmak, Gebze’de patron partisinin desteğiyle aday olup patronların icazetiyle fabrikalara girerek ajitasyon yapmak sınıf siyasetiyle ve bağımsızlığıyla bağdaşmaz. Sınıf işbirliği sınıfın birliğine vurulan en büyük darbedir. Kadıköy gibi İstanbul’un en zengin ilçelerinden birinde aday göstererek “komünist belediyecilik” tiyatrosu oynamak da sınıf mücadelesine dayanması gereken komünizmi sınıftan kopartmak ve yozlaştırmaktır.
Sınıf mücadelesi doğrultusundaki adımları destekleyeceğiz!
Devrimci İşçi Partisi olarak yerel seçimlerde de “sınıfla buluşmaya, sınıfı örgütlemeye, sınıf siyasetini inşa etmeye devam!” diyoruz ve bu doğrultuda ısrar ediyoruz. İşçi sınıfı ve emekçi halkın saflarında her daim bölünmeye karşıyız ve birlikten yanayız. Bugün “işçi kentlerine işçi başkanlar” şiarımız doğrultusunda birlik sağlayamasak da sınıf mücadelesi doğrultusundaki anlamlı adımları destekliyoruz ve büyütmeyi hedefliyoruz.
Rant kavgasının en büyük muharebe alanı ve aynı zamanda bir işçi kenti olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde TKH’nin geri dönüşüm işçisi adayı Ziya İncedere’ye; işçi sınıfının başkentlerinden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde de TKH adayı petrokimya işçisi Tamer Erik’e oyumuzu vererek sınıf politikamızı ortaya koyacağız.
İşçi mücadelesinin kalbinin attığı Gebze’de MESS’e karşı sınıf muharebesinden yeni çıktık. Sermayeye karşı sınıfın cephesini tahkim etmeli, dağılmasına izin vermemeliyiz. TÜSİAD partisinin desteğiyle işçi siyaseti olmaz. Sınıf işbirliği, safları dağıtır, bilinci bulanıklaştırır.Gebze’de,Sarkuysan fabrikası Baştemsilcisi TKP adayı Mehmet Kılıç’a oylarımızı atarak patron siyasetiyle işbirliğini reddedelim! Patronların sömürü düzenine karşı çıkalım!
Devrimci İşçi Partisi sermayeden, emperyalizmden, devletten bağımsız sınıf siyasetine, örgütlenme ve mücadele seferberliğine çağırıyor!
Rant kavgasına hayır!
Sınıf işbirliğine karşı sınıf mücadelesi!
Sermayenin saldırısına karşı örgütlü hazırlık!
İş, aş, hürriyet için örgütlenme ve mücadele seferberliği!
Sermayeye ve emperyalizme karşı işçilerin birliği halkların kardeşliği!
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…
Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, yeni kitabında Donald Trump’ın baş başa görüşmede Trump’ın kendisine Doğu…
İstifa çağrılarına yanıt veren Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasadışı bahis suçlamasıyla tutuklu olan 5 sosyal medya fenomeni hakkında 1 yıldan…
Sinan Ateş Davası’nda abla Selma Ateş'e yönelik saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt'un, Ankara’da iki cinayet işlediği…
Uluslararası Ceza Mahkemesi, (ICC) Gazze'de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…