FETÖ ve Menzil'den sonra Süleymancıları da miras kavgası böldü
Süleymancılar cemaatinin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan'ın torunu, eski AKP İstanbul Milletvekili Fatih Süleyman Denizolgun, Süleymancılar'ın mevcut lideri Alihan Kuriş hakkında suç duyurusunda bulunduğunu açıklamıştı. Denizolgun yeni paylaşımında Süleymancılar'ın yargıya müdahale ettiğini söyledi.
Süleymancılar Cemaati’nin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’ın torunu, Fatih Süleyman Denizolgun, Süleymancılar hakındaki iddialarını sürdürüyor. Denizolgun, geçen günlerde yaptığı bir sosyal medya paylaşımında cemaat mensuplarının yargı üyelerini, “1-2 seneye erken seçim olacak, adımlarınızı ona göre atın, sakın yanlış yapmayın” şeklinde tehdit ettiğini öne sürmüştü. Fatih Süleyman Denizolgun yeni bir paylaşım yaparak Süleymancılar’ın Balıkesir’de bulunan bir dernek başkanının Cemaatin lideri Alihan Kuriş’e, “talebeyi bitirdiniz, talebe kalmadı, cemaatimizi devlet ve millet düşmanı yaptınız” diye isyan ettiğini yazdı.
OdaTv’nin haberine göre cemaatin lideri Alihan Kuriş’e atıfla cemaatin yeni yönetimini “Kurişiiler” olarak isimlendiren Denizolgun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, yargı mensuplarının tehdit edildiğini söyledi. Kartal Adliyesi’ndeki yargı makamlarına, “sakın yanlış yapmayın, oyalama yapın” şeklinde direktif verildiğini söyleyen Denizolgun, Alihan Kuriş için “hödük ve çok korkaktır. Cahil olduğu için zalim oldu” yorumunda bulundu.
Fatih Süleyman Denizolgun harekete geçti: Süleymancıların liderine suç duyurusuFatih Süleyman Denizolgun harekete geçti: Süleymancıların liderine suç duyurusu
Fatih Süleyman Denizolgun’un açıklamaları şu şekilde:
“3 Ekim 2024 tarihinde; babamla birlikte, halam ve Dünyanın gelmiş, geçmiş en büyük terör örgütünün başı olan Ali Erhan Kurişii aleyhine, amcamın şaibeli vefatıyla ilgili suç duyurusunda bulunduğumuzu, akabinde Ali Erhan Kurişiinin nasıl paniklediğini ifşa etmiştim. Yargı çetesi mensuplarından olan, bazı avukatlarına nasıl özel talimatlar verdiğinden bahsetmiştim.
Bu isimlerden biri olan, İstanbul üniversitesinde; akademisyenlik ve ticaret hukukçuluğu da yapan, Fa…(5harfli) Ayd….(7harfli) isimli kişiyi, asıl uzmanlığı bilirkişilere rüşvet vermek olan F.A’nın, bilirkişilere nasıl kiripto varlıklar üzerinden rüşvet dağıttığını, hatta suç duyurumuz sonrası nasıl İstanbul adliyelerine sık sık gidip geldiğini ifşa etmiştim.”
‘1 HAFTA SONRA NE HAKİMLER YERİNDE KALACAK NE MEMURLAR OLACAK’
Denizolgun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yine aynı makyavelist, mafyavari avukatlar çetesinden olan, aynı yargı çetesi familyasından olan, 08.04.2024 tarihinde ifşa ettiğim, Nevşehirli Abdurr….(10 Harfli) Çel..(5 harfli) isimli yargı çetesi üyesi olan, daha önce Ali Erhan Kurişii aleyhine ve bir merkez kursumuzla, cemaat şirketimiz arasındaki naylon fatura işini tespit eden, bu rezilliğe şahit olan, akabinde 2020 yılında, savcılığa suç duyurusunda bulunan bir cemaat mensubumuzu, bu A.Ç silahı ve kurşunları masaya koyarak, suç duyurusunu yapan cemaat mensubumuzu tehdit etmişti.
Hatta, daha da ileriye giderek. Artık 3 milyon düşmanın var. Karın, çocukların ve tüm malın da bize helal deme cüretini gösteren yine aynı A.Ç idi. Sonra; amca, kayınpeder, baba, akrabalar devreye sokularak, maddi-manevi türlü baskılarla yıldırmaya çalışarak, bu suç duyurusunda bulunan kişiyi vazgeçirmeye çalıştılar.
En son; bu kadar maddi-manevi birçok baskı sonrasında, savcılığa giden bu kişiye; sıtmaya razı ederek, kırtasiye dükkanı açmasına finans sağlayarak kişiyi en sonunda, illallah dedirterek vazgeçirdiler.
2022 yılında basına da yansıyan; Fazilet şirketleri aleyhine, cemaatimizden birinin, Ali Erhan Kurişii aleyhine nitelikli dolandırıcılık sebebiyle dava açması neticesinde; suç duyursu yapan bu kişiyi, H.H ve H.H’nin yanında gelen sözde avukat olan bu A.Ç, ikisi birlikte tehdit ettiler.
Bu suç duyurusu yapan kişiye bir muskalık canın var diye tehdit eden kişiler bunlardı. Bu ifadeleri; gazetelerden, basından araştırıp bulmanız mümkün!
Dahası; seçimlerden bir hafta önce aleni şekilde, 7 Mayıs 2023 tarihininde, mahkeme hakimesi, memurlar ve bilirkişi heyetiyle yapılan bir keşif sırasında; yine 08.04.2024 tarihinde ifşa ettiğim yargı çetesi üyelerinden olan, genç Hi….(6harfli) A..(3 harfli), tüm tarafların huzurunda, açık açık bayan hakime hanımı ve memurları tehdit edip, aynen şu ifadeleri kullanmıştı.
‘1 hafta sonra ne hakim yerinde kalacak, ne memurlar olacak, ne kurum başkanları kalacak, ne de hükümet kalacak. Hepiniz gideceksiniz. Göreceksiniz gününüzü!’ diye aleni tehdit etme cüretini göstermişti.”
‘EN ÇOK KARTAL’DAKİ YARGI MAKAMLARI TEHDİT EDİLİYOR’
“16 Temmuz 2024 tarihinde; Sayın Özgür Özel Beyefendiye ve CHP Genel Merkezine de açıkça detaylı bir şekilde ihbar yazımı sunduğum üzerine; Kurişiiler İstanbul yargısına, İstanbul bürokrasine, aslında CHP’li olmayan, ama CHP’li gibi gözüken, bir üst düzey özel kalem müdürlüğünün ekipleri üzerinden müdahalede bulunmaktadırlar.
Çağlayan yargısı da, bu duruma maruz kalmaktadır. En çok; Kartal’daki üst düzey yargı makamları; ‘1-2 seneye erken seçim olacak, adımlarınızı ona göre atın, sakın yanlış yapmayın, oyalama yapın’ tehdidine açıkça maruz kalmaktadır.
Diğer taraftan; bu A.Ç, bizim 3 Ekimdeki suç duyurusu akabinde, Kartal Adliyesine 2 haftadır çok sıkı girip, çıkmaktadır.
Tarafı olmadığı sulh, ceza hakimleriyle bile birebir görüşüyor. Yazı işleri, müdür ve personellerine; yöresel açık gıdalar, tatlılar veya cemaatimizin ürettiği gıdalar getirerek ve yedirerek sinsi bir plan yürütüyorlar.
Daha da ötesi; Kartal komisyon Başkanlığı ve Başsavcılık makamlarında da, özel kalemlerle çok sıkı fıkı bir iletişim kurarak müdahalede bulunmaktadırlar.
Yüce Türk Devletime ve Yüce Milletime ihbarımdır.”
‘CAHİL OLDUĞU İÇİN ZALİM OLDU’
Denizolgun’un yaptığı yeni paylaşım ise şu şekilde:
“2 gündür cemaatimiz içinden şahsıma birçok mesaj geldi. Gelen son duyumlara göre; Ali Erhan Kurişiinin, Balıkesir’de bir kursumuza gittiği vakit, Ali Erhan aleyhine bir kalkışma olduğunu, kursumuzun dernek başkanının, talebeyi bitirdiniz, talebe kalmadı, cemaatimizi devlet ve millet düşmanı yaptınız, buraya gelmeye utanmıyor musunuz diye sorması, hocaları kendine taptırıyorsun, bundan nasıl rahatsız olmazsın diye sorması, cemaate ihanet ettiniz diyenlerin Ali’nin yüzüne karşı konuşması, Aliyi çok korkutup, sohbeti yapamadan kaçmasına sebep olmuş diye çok mesajlar aldım.
Bazı mesajlar, teyidinin yapıldığını, bu olayların kesin bilgi olduğunu ifade ederken, bazı kardeşlerimiz ise, bu bilgilerin doğruluğunu şahsıma sordu.
Kesin ve sıfır hatayla; bu işin hakiki anlamda hep doğru çıkan, sağlam istihbarat kaynaklarımdan teyidini, olay çok taze olduğu için henüz alamadım.
Ama, olması gereken zaten bu…
Ehli Sünnet itikadı ve Nakşi tasavvufi yolumuz da bunu öğütler, hatta emreder.
“Cihadın en faziletlisi, zâlim sultanın karşısında hakkı ve adaleti söylemektir.” (Ebû Dâvûd, Melâhim 17; Tirmizî, Fiten 13. Ayrıca bk. Nesâî, Bey’at 37; İbni Mâce, Fiten 20)
12. Ebû Abdullah Târık İbni Şihâb el-Becelî el-Ahmesî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ayağını özengiye koymuş vaziyette iken, bir adam:
– Hangi cihad daha faziletlidir, diye sordu? Peygamberimiz:
– “Zâlim sultan katında söylenen hak söz” buyurdular. (Nesâî, Bey’at 37)Hal; delilli ve ispatlı böyle iken, Dünyanın gelmiş-geçmiş en büyük terör örgütünün başı olan, Ali Erhan Kurişii, Kutuplar dışında hiçbir kıtada, sohbet ettirilmemelidir. Kürsüden veya hutbeden indirilmelidir. Bu her hoca için geçerlidir.
Bir imam veya hoca; vaaz kürsüsünde veya hutbe için çıktığı minberde, eğer Ehli Sünnet itikadı dışına çıkarsa, Ehli Sünnet itikadına aykırı sözler söylerse, maneviyatı batınileştirirse ve hurufileştirirse, indirim tarifesi uygulanır.
Tabi, burayı güzel izah etmemiz gerekir!
Bu indirim tarifesi; dayak, kavga yoluyla ve fiziki olarak yapılmaz. Kanlı da yapılmaz. Bu iş itiraz yoluyla; edep, ilim, hikmet, derin tefekkür ile yapılır. İşin vebali, alimlerdedir. Bu işi yapması gereken de alimlerdir.
Yanlış bir vaaza da, yanlış bir hutbeyede, derin bir alim itiraz eder, gerekeni söyler, kimse inmesi gereken, o kişiyi indirir. Velev ki; diyanet reisi olsun. Diyanetin reisi dahil, bu itirazlardan muaf değildir!
Ama ölçümüz dediğimiz gibi; Ehli Sünnet itikadı, Sünneti Seniyyeler, Nakşi Tasavvufi yoludur. Bu itiraz da, tasavvufi usülle, sadece derin alimler tarafından yapılmalıdır. Halkın bu işe karışması, ilmi yetersiz olanların bu işe girişmesi; anarşi ve kaos doğurur, bu çok tehlikelidir.
Aşağıdaki hadisi şerif de çok yanlış anlaşılıyor.
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i şöyle buyururken işittim dedi:
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
Bu hadisi şerifteki; el ile düzeltme sorumlusu, devletimizdir. Cebir uygulama yolunu; sadece devletimiz tercih edebilir. Alimler de, halkımız da cebir uygulayamaz.
Dil ile düzeltme, alimlerimize aittir. Ali Kurişiiye, fikri ve sözüyle kürsüden indirecek olanlar alimlerimizdir. Diyanet reisi de olsa, bu itirazlardan, Ehli Sünnet itikadına göre kaçamaz.
Eğer bu görevi derin alimlerimiz yapmazsa, bozuk sohbetleri dinleyen herkes manevi vebale girer. Tüm cemaatimiz tümden vebale girer. O yüzden; itiraz ve kalkışma, alimlerimiz cihetinden şarttır.
Kalben bugz ise; avam vatandaşlarımız için geçerlidir.
Bu arada hiç korkmayın!
Ali E. Kurişii; hödük ve çok korkaktır. Cahil olduğu için zalim oldu. Zalim olduğu için daha da korkaklaştı. Bir de üstüne tam bir hain oldu.”