GENÇ KÖŞE | Laiklik Özgürlüktür

"Biz biliyoruz ki laiklik hiçbir sıfata ya da yumuşatmaya gerek duymadan, olduğu haliyle zaten özgürlük demektir. Bu yüzden diyoruz ki, ülkemizde hür ve onurlu yaşayabilmek için bir tek dayanağımız var, o da laikliktir, laiklik özgürlüktür"

Cumhuriyetin yoksul emekçiler, kadınlar ve gençler için hiç kuşkusuz en kıymetli, en eşsiz kazanımı olan laiklik her geçen gün yeni bir saldırıyla yaralanıyor. Toplumu bağnazlaştırmaya, sosyal alanları yobazlıkla kuşatmaya, her türlü tartışma ve düşün çevresini karanlıkla boğmaya yönelik olarak kasıtlı ve sistemli bir şekilde yürütülen gerici politikalar artık çıktılarını vermeye başladı. Bu politikaların sonuçlarından elbette Türkiye’deki her sosyal ve ekonomik sınıf aynı şekilde etkilenmedi. Gericilik, en çok laikliğin muhatabı olan ve laikliğe ekmek kadar, su kadar muhtaç olan emekçilere ve onların çocuklarına zarar verdi.

Ülkemizde artık yeni kuşaklar için; dincilik ve mezhepçilikle sarılmış dar çevrelerden, tarikat ve cemaatlerin gölgesi altına terkedilmiş ilkokullar ve liselerden, seçeneksizliğin tek yola dönüştürdüğü imam hatip okullarından, vasatlığa ve kokuşmuşluğa mahkum edilmiş akademilerden sıyrılmanın, ferah ve aydınlık bir nefes almanın yolları gitgide tıkanıyor. İrtica sarmalı her geçen gün aramızdan birinin daha hayatını karartıyor, geleceğe dair umutlarını öldürüyor. Haberlere konu olmayan nice Enes Kara’ları yitirdik, H.K.G. gibi nice kız çocuğunun çocukluğu solduruldu, Zeren Ertaş gibi kaç genci facialara kurban verdik. Hiç kuşku yok ki dinci-milliyetçiliği toplumu dönüştürmek üzere kullanan iktidar bloğu da, laikliği özgürlükçü laiklikle ikame etmeye yeltenerek toplumu sindirmeye çalışan düzen muhalefetinin unsurları da bu yıkımda aynı taraftalar. Fakat bu benzemezleri birleştiren devasa ve tiksinç irtica cephesine karşılık, Türkiye’de hala ve her şeye rağmen kendisine dayatılan dar kalıba girmeyi reddeden, aydınlık ve onurlu bir yaşam için elini taşın altına koyan, ve nihayet ilericilik ve eşitlik temelinde yeniden kurulacak bir laiklik için mücadele etmeyi göze alan yeni bir kuşak var. Biz varız.

Bizler tarikat ve cemaatlerin birer sivil toplum kuruluşu değil; karanlığın, sapkınlığın, istismarın ve sömürünün yuvalandığı iğrenç kuyular olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yüzden tarikat ve cemaatleri makulleştirmeye ve sevimlileştirmeye çalışan tüm odakların tam karşısındayız.

Bizler daha oyun çağındayken türbana sokulan kız çocuklarının özgürlük kisvesi altında dinbazlık ve yobazlık adına istismar edildiklerini çok iyi biliyoruz. Bu yüzden bunu bile dillendirmekten korkanların, küçücük kızları dahi korumaktan acz içinde olanların tam karşısındayız.

Bizler okullara sokulan imamlar ile, gittikçe sayısı ve yoğunluğu artırılan din dersleri ile, içi boşaltılan ve bilimsellikten uzaklaştırılan müfredatlar ile, karma eğitimin günbegün aşındırılması ile inşa edilmek istenen toplum yapısını en berrak haliyle görüyoruz. Bu yüzden sinsice okullarımıza sızan irticanın tam karşısındayız.

Bizler tastamam ve lekesiz bir özgürlüğün ancak ve ancak laikliğin mutlak ve tavizsiz olarak hayata geçirilmesiyle mümkün olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yüzden özgürlükçü laiklik aldatmacasına sarılarak irticaya kapı açan korkakların tam karşısındayız.

Biz biliyoruz ki laiklik hiçbir sıfata ya da yumuşatmaya gerek duymadan, olduğu haliyle zaten özgürlük demektir. Bu yüzden diyoruz ki, ülkemizde hür ve onurlu yaşayabilmek için bir tek dayanağımız var, o da laikliktir, laiklik özgürlüktür.

Öyleyse bu sesi yükseltmek, gericilerin suni meltemlerini kuvvetli fırtınamızla boğmak için daha neyi bekliyoruz? Yalnız olmadığımızı, güçsüz olmadığımızı, kaybolmadığımızı, yılmadığımızı, vazgeçmediğimizi, kabullenmediğimizi birbirimize göstermek için, birbirimize omuz vermek için neyi bekliyoruz? Bizi tek tek avlayan bu canavara karşı yan yana olmak için neyi bekliyoruz? Korkak karanlığın uğultusunu cesur bir fısıltıyla boğmak için neyi bekliyoruz? Laiklik özgürlüktür sözünü her sokakta yankılatmak için neyi bekliyoruz?

Bugüne kadar her neyi beklediysek de bundan sonra bekleyecek vaktimiz kalmamıştır. Laikliği yeniden kurmak artık yalnızca kendimiz için üstlendiğimiz bir görev olmaktan çıkıp, gelecek kuşaklara bir borç, bizi bekleyen bir ödev olarak önümüzde durmaktadır. Şimdi bizler bütün ilerici gençleri, bizi yetiştiren emekçi halkımıza olan borcumuzu ödemek için “Laiklik Özgürlüktür” sloganı etrafında kenetlenmeye ve hem kendimiz hem de bizden sonraki kuşaklar için laik, özgür ve yaşanılası bir ülke kurmaya davet ediyoruz.