15 Ocak 1919: "Devrimin Kartalları" Rosa Luksemburg ve Karl Liebknecht katledildi

15 Ocak 1919 tarihinde Alman Komünist Partisi'nin iki önderi Rosa Luksemburg ve Karl Liebknecht karşı devrim güçleri tarafından katledildi.

15 Ocak 1919:

Berlin’de asayiş sağlandı! Ey kör zalimler! Sizin “düzeniniz” kumdan zemin üzerine kurulu. Devrim daha yarın “gümbürtüyle ayağa kalkacak yeniden” ve yüreklerinize korku salan borazanlarla ilan edecek: Vardım, varım, var olacağım! (Rosa Luxemburg)

15 Ocak 1919, Almanya işçi sınıfının iki büyük önderi Rosa Luxemburg ile Karl Liebknecht’in, karşı devrimin güçleri tarafından katledilmelerinin 105. Yıldönümü.

Rosa Luxemburg, Alman sosyalist hareketinin devrimci kanadının hem teorisyeni hem de önde gelen liderlerinden biriydi. Karl Liebknecht, tıpkı Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD)’nin kurucularından olan babası Wilhelm Liebknecht gibi hayatını mücadeleye adamış bir devrimciydi. SPD, Birinci Dünya Savaşı’nda emperyalist paylaşıma “yurt savunması” adı altında  destek verince önce Spartakist grubunu kurarak emperyalizme karşı mücadele edilmesi ve Alman devrimi için harekete geçtiler. 1918’de Alman Kasım  devrimi patlak verdiğinde Almanya Komünist Partisi’ni kurarak devrimin önderliğini ele aldılar. 5 Ocak’ta patlak veren Berlin ayaklanmasını bastırmak için sağ sosyal demokratların liderleri Friedrich Ebert ve Savunma Bakanı Gustac Noske, Freikorps adlı milliyetçi, gerici çetelerden oluşan 30 bin kişilik bir silahlı güçle birlikte katliamlara başladı. 10 gün sonra, bu çeteler, Luksemburg ve Liebknecht’i yakaladılar.

Karl Liebknecht, ağır işkencelerden sonra Tiergarten’da bir göl kenarında kafasına sıkılan tek kurşunla öldürüldü. Liebknecht, daha sonra “kimliği bilinmeyen ölü” kaydıyla kent morguna bırakıldı. Liebknecht’in naaşı, tam 10 gün sonra (25 Ocak 1919) sokak savaşlarında öldürülen 31 yoldaşının yanına gömülecekti.

Liebknecht’in öldürüldüğü aynı gün Rosa Luxemburg’a da Moabit hapishanesine götürüleceği söylenmişti. Bu yalanın amacı onu Eden otelinin dışına çıkarmaktı. Rosa yol boyunca dipçik darbeleri ile dövüldü. Bir denizci teğmeni tarafından vurularak katledilen Rosa, Landwehr kanalına atıldı. Rosa’nın cesedi ancak 31 Mayıs tarihinde bulundu. Yakınları Rosa’yı üzerindeki elbiselerden ve boynuna asılı bir madalyon sayesinde tanıyabilmişti.

İşçi sınıfının bu iki evladı, ihanetin ve ateşin ortasında sosyalizmin kızıl bayrağını yukarıya kaldırırken katledildiler.

Bugün onları anmak, devrim ve sosyalizm mücadelesini ileriye taşımaktır.