Kerem Hikmet
Selef “önde olan” demektir. İslâm Peygamberi, sahabeler ve onları görerek tâbî olanlara verilen isimdir. Bunların dinde hata üzerinde ittifak etmeyeceklerine inanılır ve kurtuluşun onların anlayış ve icraatlarını hiçbir yorum, ilave veya eksiltme yapmaksızın uygulamanın kurtuluşa götüreceği inancı hareketin temel ilkelerinden biridir.
İslâmiyet’in gerçek mesajından tamamen uzak olduğuna inanan daha önceki yönetimlerce uygulanmış olan taklit politikalarının terkedilmesi gerektiğini ve şeriat düzeni altında ‘hakiki bir İslam toplumu’nun yaratılabileceğini, bunun için cihadın şart olduğunu söyleyen bu grupların hakim oldukları yerlerde yaptıklarını izlemek ne istediklerini ortaya koyuyor.
Haber merkezlerine düşen bir haberde Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve müttefiklerinin 27 Kasım Çarşamba günü başlattıkları operasyon sonucunda Halep ve İdlib vilayetlerindeki çok sayıda kasaba ve köyü ele geçirdiği ve kent merkezine ulaştığı bildiriliyordu.
IŞİD, El- Kaide, El-Nusra…bu adlar hiç te yabancı olmadığımız, Türkiye’de yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan bombalı saldırıları düzenleyen “selefi” diye tanımlanan cihatçı örgütlerin adlarıydı. HTŞ’de zaman zaman adı anılan, Türkiye’deki selefi gruplarca açıktan desteklenen bu örgütlerden biri ya da anlatılacağı üzere birbirinin içinden doğmuş, ad değiştirmiş silahlı gerici yapıydı.
EL- KAİDE’DEN NUSRA’YA SELEFİ CİHATÇILIK
El Nusra Cephesi, Cebhet’ün-Nusra li-Ehl’üş-Şam (Şam Halkına Destek Cephesi) 23 Ocak 2012 tarihinde internet üzerinden yayınladığı bir video ile kurulduğunu duyurmuştu.
Suriye Cumhuriyeti’ni yıkmak ve İslami bir yönetim kurmak amacıyla El-Kaide ve Irak İslam Devleti (IİD) gibi örgütlerin bir uzantısı olarak ortaya çıkan El-Nusra Bu doğrultuda Suriyeli bir selefi olan el-Cevlani önderliğinde, kısa sürede güçlenmeye başlayınca IİD ile güç ve meşruiyet çatışması yaşamıştır. IİD lideri el-Bağdadi, 2013 yılında Nusra’nın kendileri tarafından kurulduğunu, bu iki yapının birleştiğini açıklayarak Irak ve Şam İslam Devleti’nin (DAEŞ ya da Türkçe bilinen adıyla IŞİD) kurulduğunu ilan etmiştir. Nusra Cephesi, El-Kaide’ye bağlılığını duyurmuş ve IŞİD’in Suriye’ye gelmesi ile birlikte 2014 yılından itibaren çatışmalar yaşanmıştır.
El-Kaide ile olan bağlantısından dolayı farklı ülkeler tarafından terör örgütü listesine alınan örgüt, 2012’de ABD tarafından, 2013’te Fransa, Avustralya, Birleşik Krallık ve Kanada tarafından, 2014 yılında ise Türkiye, Rusya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından terör örgütü olarak kabul edildi. Buna bağlı olarak, IŞİD ile çatışmasından dolayı güç kaybetmesi nedeniyle başka selefi gruplara birleşme teklif ederek ittifak arayışı içerisine girdi. Ancak El-Kaide ile bağlantısından dolayı bu gruplar tarafından birleşmeye sıcak bakılmadığı söylenebilir. Bunun üzerine Temmuz 2016’da Nusra lideri el-Cevlani, 2016 yılında El-Kaide ile bağını kopardığını ilan etmiş ve adını “Şam Halkını Korumak İçin Nusret (Yardım) Cephesi” (Cebhetu’l-Nusra li ehli’ş-Şam min Mucahidi’ş-Şam fi Saha’til-Cihad) olarak değiştirmiştir.
NUSRA OLMADI HTŞ VERELİM
28 Ocak 2017’de Liva el-Hak, Nurettin Zengi Hareketi, Ensar el-Din cephesi ve Ceyş el-Sunna gibi gruplar ile birleşerek Heyeti Tahriru’ş Şam (Şam’ın Özgürleştirilmesi Heyeti) örgütünün kurulduğunu ilan etmiştir HTŞ’nin çatısında ana grupları Şam’ın Fethi Cephesi, Nurettin Zengi, Liva el-Hak, Ceyş el-Sünne ve Enseruddin oluşturmuştur. Ketibe Usud el-Rahman, Aşiret el-Saib el-Abya, Ahmet Asaf, Mücahidi Eşidde ve Ketibe Taliban ise HTŞ’ye katılan bağımız gruplardır.
HTŞ sadece ‘rejime muhalif’ güçlerin birleştirilmesi amacıyla kurulmadığını aynı zamanda Astana sürecine katılan gruplara karşı çıkmak için kurulduğunu açıklamıştır. Bu sebeple de Astana karşıtı blok şeklinde anılmaya başlandı.
HTŞ, İdlib’te gücünü tahkim etmeye devam ederken Ahraru’ş Şam, Bab el-Heva sınır kapısına devrim bayrağı asmış ve kontrolü altındaki yerlerde Birleştirilmiş Arap Kanunu’nu benimsemiştir. HTŞ bu iki eyleme İslam’ın hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkmış ve Ahraru’ş Şam ile çatışmaya başlamıştır. Ahraru’ş Şam bu çatışmada büyük kayıplar vermiş ve HTŞ İdlib’in neredeyse tamamını kontrol altına almıştır. Bu çatışma sırasında Nurettin Zengi, HTŞ çatısı altından ayrıldığını duyurmuş ve Nurettin Zengi ile çatışan HTŞ beş kasaba ve otuz köyü bu örgütün elinden alarak büyük kayıplar verdirtmiştir. Nurettin Zengi’nin yönetici kadrosu Afrin’e kaçarken militanları ise HTŞ’ye teslim olmuştur.
2017 yılında Liva el-Hak ve Ceyşu’l Ahrar da HTŞ çatısı altından ayrılmışü, bu ayrılıklar sonrası HTŞ yavaş yavaş eski hali ŞFC’ye dönüşmeye başlamıştır.
ABD: HTŞ DEĞERLİ BİR ARAÇ
İdlib’teki en güçlü örgüt olan HTŞ, kent merkezini ve birçok önemli yolu kontrol altında tutmaktaydı. 2017 yılından sonrada terör örgütü listelerinden çıkmak ve bir siyasi örgütlenme olarak kabul edilmek için daha ılımlı politikalar izlemeye başlayan örgütün lideri Cevlani, 1-4 Şubat 2021 tarihlerinde PBS kanalında yayımlanan “Frontline” isimli programda özel bir Suriye belgeseline konuk olmuştu. Takım elbise ile ekran karşısına geçen Cevlani, HTŞ’nin “Avrupa ve ABD’ye herhangi bir tehdit oluşturmadığını” ifade etmiştir. ABD’nin kendilerini terörist ilan etmesinin “adaletsiz ve siyasi bir karar” olduğunu savunan Cevlani, açıklamasında “Asıl Esad rejimi terör listesine alınmaya layıktır. Biz Batı toplumu için hiçbir şekilde tehdit oluşturmadık. Bu ülkeleri siyasetlerini yeniden gözden geçirmeye çağırıyoruz. Bölgedeki Batı siyasetlerini eleştiriyoruz ama ABD’ye karşı bir savaş başlatılmasını hiçbir zaman dillendirmedik. Esad rejimi ve DEAŞ tarafından yerlerinden edilmiş milyonlarca insanın barındığı İdlib’i kontrol etmemiz uluslararası anlamda büyük bir görevdir. Bunlar ABD ile ortak çıkarlarımız. Biz ABD ve AB ülkelerine tehdit değiliz. Herhangi bir cihat grubunun da filizlenmesine göz yummuyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Aynı belgeselde konuşan ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, HTŞ’nin Amerika’nın İdlib’deki stratejisi için “değerli bir araç” olduğunu vurgulamış, “İdlib, Suriye’nin en önemli yerlerinden biri ve onlar İdlib’deki çeşitli seçenekler arasından en az kötü olanı” demişti.
Jefrey daha önce de BBC’ye verdiği mülakatta “İdlib’de Nusra gibi, HTŞ gibi gruplar var. Bunlar doğrudan El Kaide’nin uzantıları, terör örgütü olarak kabul ediliyorlar ancak öncelikli olarak Esad rejimiyle mücadeleye odaklanmış durumdalar. Henüz biz bu iddiaları kabul etmedik ama kendileri, terörist değil vatansever muhalif savaşçılar olduklarını iddia ediyorlar. Bir süredir uluslararası bir tehdit oluşturduklarını görmedik” diye konuşmuştu.
ZEKKUR: CEVLANİ ZALİMDİR.
HTŞ’nin mali sorumlusu ve “üçüncü adamı” olarak bilinen Ebu Ahmet Zekkur, 14 Aralık 2023’te bir mektup yayınlayarak HTŞ ile bağının kalmadığını açıklamıştı. Cevlani’nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını, zalim bir yönetim kurduğunu söyleyen Zekkur, Atme ve Atarib’de Suriyeli muhaliflere düzenlenen bombalı saldırıların da Cevlani tarafından planlandığını bildirdi ve suçun DEAŞ üzerine atıldığını anlattı. HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani’nin “Allah için değil koltuğu için savaştığını” söyleyen Zekkur’un açıklamaları örgüt içinde de çatlaklara yol açtı.
EMPERYALİZMİN HARİTACILARI
Suriye’nin El Vatan Gazetesi, Ukrayna İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kyrylo Budanov’un, Heyet Tahrir el-Şam lideriyle düzenli olarak irtibat halinde olduğunu yazmıştı. İran’ın yarı resmi ajansı Tasnim Haber Ajansı da 17 Eylül 2024’te yayınladığı haberde, Kiev yönetiminin HTŞ’lileri İHA konusunda eğittiğini iddia etmişti.
Emperyalizmin bölgede kiminle ittifakta olduğu, kime dost kime düşman olduğu ve bölgenin paylaşımıyla ilgili haritalar takip edilemez hızlarda değişmeye devam ediyor.
Birçok halkın, grubun, dinsel inanışların, bunlara ait mezheplerin, aşiretin iç içe geçtiği ve birbiriyle sürekli “didiştikleri” Ortadoğu’da bu halin ne kadar daha süreceğini kestirmek zor. Öncelikle emperyalizmin bölgeye dair duruşunu iyi okumak gerekiyor. Emperyalizm var olduğu sürece ayaklanmalarda, iç karışıklıklarda, savaşlar da sürecek. Onun varlık sebebi de kendisi açısından bir “reel politika”…
Emperyalizmin bu “realitesi”ni ortadan kaldıracak olan yine bu bölgede yaşayan halkların mücadelesidir. Bizlerin yapması gereken de bu yazıya sığmayacak kadar büyük harflerle yazılan ve yapılanları tahkim etmek.
Bu haber en son değiştirildi 4 Aralık 2024 18:12 18:12
ABD Merkez Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada geçtiğimiz günlerde Suriye'de bulunan ABD üssüne yönelik saldırı sonrası…
Laiklik Meclisi tarafından düzenlenecek Mümtaz Soysal Anayasa Sempozyumu öncesinde Laiklik Meclisi Sözcüsü Av. Berkay Çelen,…
Türkiye Komünist Hareketi (TKH), AKP ve trolleri tarafından Halep'e saldıran cihatçı çetelerin parlatılmasına tepki gösterdi.…
Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin davada,…
Mevsimsel etkilerden arındırılmış enflasyon, kasım ayında yüzde 2,93 oldu. Böylece temmuz ayından beri en yüksek…
Dahhak,Suriye’nin kuzeyine yönelik terör saldırısının, yeşil ışık ve İsrail’in Suriye topraklarına yönelik tekrarlanan saldırılarıyla zemini…