İsrail saldırırken BOP’u yeniden hatırlamak
17-08-2024 12:17Orta Doğu’da adı BOP olmasa da BOP planları işlemeye devam ediyor. Ancak ABD’nin dikkatinin Orta Doğu yerine Çin’e yönelmesi sonrası Aksa Tufanı ile birlikte ABD dikkatinin yeniden Orta Doğu’ya çekilmesi mümkün mü?
Behiç Oktay
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), 2000’li yılların başında Amerika Birleşik Devletleri tarafından ortaya atılan ve Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya’yı kapsayan geniş bir bölgedeki ülkelerde demokratik reformlar, ekonomik kalkınma, insan hakları iyileştirmeleri, terörle mücadele vb. amaçlarla ortaya atılan bir projedir. Ancak bu projenin ABD’nin çizdiği bu amaçlarla uzaktan yakından ilgili olmadığı, hatta sonuç olarak iddia edilenin tam tersi bir tablo yarattığı, Orta Doğu’nun yaklaşık 20 yıldır yaşadıklarına bakıldığında oldukça net bir şekilde görülebilir.
Bush, Obama, Trump ve Biden dönemleri geçti ve BOP denilen süreç yıllar içinde isim ve biçim değişikliğine gitti. ABD’nin Orta Doğu’daki varlığı artık başka bir sürece dönüştü. Bu değişiklik bir isim değişikliğine de yol açtı. Bu isim değişikliği, Arap Baharı olarak anıldı. Arap Baharı adı verilen süreç, özünde BOP sürecinin bir parçası olarak Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da ABD’nin Irak’ta olduğu gibi doğrudan askeri müdahalesi yerine yerel güçleri kullanarak bölgede rejim ve iktidar değişikliklerini tetiklemekti. Arap Baharı, Obama döneminin Bush döneminden devraldığı Orta Doğu politikalarının devamı olarak değerlendirilebilir.
Arap Baharı sürecinde Mısır, Libya, Tunus gibi Kuzey Afrika ülkelerinde önemli iktidar değişimleri yaşandı. Mısır’da siyasal İslamcılar halk hareketinin üzerine çökerek Hüsnü Mübarek’i devrildi ve yerine Mursi getirildi. Libya’da Muammer Kaddafi vahşice linç edilerek öldürüldü. Bugün Libya’da emperyalist ülkelerin doğrudan müdahil olduğu bir iç savaş süreci devam ediyor. Arap Baharı sürecinin son halkası ise Suriye oldu. Ancak Suriye’de sert kayaya çarpan emperyalizm, şimdi Orta Doğu’yu yeniden tasarlamak için yeni planları devreye sokmanın peşinde.
Emperyalizmin ABD önderliğinde Orta Doğu’yu yeniden şekillendirme planlarının son aşaması ise bugün İran’a yapılan ve yapılacak olan müdahaledir. Şimdiye kadar tam olarak ABD’nin istediği gibi ilerlemese de belirli bir aşamaya gelebilmeyi başardı. Yıllardır devam eden politikanın son ayağı olan İran’a müdahalenin hazırlıkları bir süredir devam ediyor olsa da henüz plan yürürlüğe konmadı.
İran’a yönelik planların en önemli parçası ise İsrail’dir. İsrail’in merkezinde olduğu bir Orta Doğu düzeni, başta ABD olmak üzere tüm emperyalistler ve onların işbirlikçilerinin büyük bir hevesle çalıştığı bir hedeftir.
İSRAİL-FİLİSTİN VE ÇEVRESİ
Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e yönelik başlattığı saldırılardan bu yana Orta Doğu’da yeniden bir taraflaşma ve bu taraflaşmanın etrafında şekillenene bir savaş durumu söz konusu. İran’ın kendi güçlü iç konsolidasyonu ve dışarıdaki etkili politikaları bugün başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeler açısından önemli bir sorun teşkil ediyor.
Eğer ortada bir gerçeklik varsa o da emperyalizmin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik bir soykırım yürüttüğüdür. Aksa Tufanı saldırılarının başlangıcında Ukrayna’dan rol çalma hedefinde olan İsrail’in bugün bazı emperyalist devletler gözünde dahi meşruiyeti kaybolmaktadır. Batı ülkelerinde Rusya’ya karşı sağlanan konsolidasyon, Filistin’e karşı sağlanamamıştır. Kontrolsüz bir katliam makinesine dönüşen İsrail’in Siyonistler ve onların etrafında toplanan çıkar grupları dışında İsrail’in meşruiyeti kalmamıştır.
İsrail’in tüm vahşeti sürerken diğer yanda Yemen’de Husilerin Aden Körfezinde ticari gemileri hedef alan saldırıları ve İran’ın Irak Kürdistanı ve Pakistan’a yönelik füzeli saldırıları da okların İran’a dönmesine neden oldu. Türkiye’de dahi Ekim ayından beri Filistin tartışmaları yapan yandaş kanallar, İran’ın yayılmacılığını anlatır oldu. Ancak gündem bir ülkenin başka ülkeyi vurması ise emperyalist ülkelerin yıllardır Lübnan ve Suriye başkentlerini vuran İsrail’e karşı bir söz söylediğini veya yaptırım uygulama girişiminde bulunduğunu görmedik. AKP hükümetinin de benzer şekilde İran’a dönük bir saldırıda emperyalizm açısından önemli bir dayanak noktası olma ihtimali oldukça yüksek.
Nitekim İran’a yönelik saldırılar son dönemde hiç olmadığı kadar artmış durumda. İsrail’in Hamas lideri Hanniye’yi Tahran’da öldürmesi, son yılların belki de en sansasyonel olayı olarak kayıtlara geçti. Filistin’in en büyük örgütlerinden birinin ve İsrail ile savaşın bir nevi öncülüğünü yürüten Hamas liderinin İsrail düşmanlığının başını çeken İran’ın başkentinde öldürülmesi, İsrail’in başarısı da olsa İran’ın başarısızlığı da olsa Orta Doğu’nun bitmeyen bir uzun savaş içinde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail’in doğrudan başka devletleri hedef alması, bu konuda çok hassas görünen emperyalist ülkelerde yaprak kımıldatmamış olması ise dikkat edilmesi gereken başka bir noktadır.
Orta Doğu’da adı BOP olmasa da BOP planları işlemeye devam ediyor. Ancak ABD’nin dikkatinin Orta Doğu yerine Çin’e yönelmesi sonrası Aksa Tufanı ile birlikte ABD dikkatinin yeniden Orta Doğu’ya çekilmesi mümkün mü? Bölgede ABD’nin bir hedefi var mı, yoksa ana hedef sürekli kaos mu? ABD eskiden olduğu gibi bir Büyük İsrail hedefinde mi? Suriye bölünecek mi? ABD İran’a saldıracak mı?
Dünya bir geçiş sürecinde ve politik değişiklikler çok hızlı gerçekleşiyor. Tüm bu belirsizliklerin üzerine 2024 yılı dünya tarihinin şimdiye kadar en fazla seçim olan yılı olacak. Bu hızlı değişimler 2. Dünya Savaşı’ndan beri büyük bir savaş görmemiş dünyayı nereye doğru götüreceğini ve bunun komünistler için ne gibi fırsatlar yaratacağını zaman ve komünistlerin tüm bu süreçlerdeki tutumu gösterecek.