Reklam

Kadın cinayetleri artıyor: Neden?

Reklam

Umut Kuruç

Özellikle son 40 küsur yılda gerek dünyada gerekse ülkemizde kapitalizmin gerici ideolojilerle ilişkisi giderek daha fazla gözle görünür hale gelmiştir. Bu ilişkinin sonuçları toplumsal yaşamı çok daha fazla belirlerlerken iktidardaki etkinliği ve gücü artmıştır. Ülkemizde 1980’lerle birlikte siyasette Türk-İslam sentezi emekçi sınıfları sermayenin yeni birikim rejimine ikna etmek üzere ana eksen haline gelmiştir. AKP bu sürecin ürünüdür. Türkiye’de siyasi iktidardan muhalefete, siyasi diziliş bu eksendedir. Dolayısıyla, kadınların yaşamını doğrudan belirleyen laikliğin siyasetten, devlet kurumlarından ve toplumsal yaşamdan tasfiye edilmesinin, böylece piyasanın, sermaye politikalarının mutlaklık olarak emekçilere dayatılmasının kaynağı burada aranmalıdır.

Hedef laikliğin tasfiyesi ile birlikte emekçi kitlelerin dinci gerici değerlerle kuşatılarak sermayenin çıkarlarına, bu doğrultuda her türlü uygulamaya ikna edilmesidir. Burada öncelikli olan kadınları ikna etmektir. Böylece piyasaya devredilen maliyet kalemleri de sermayenin “yükü” olmaktan çıkar. Dinci gericiliğin kadınlara vaaz ettiği budur. Böyle bir toplumsal yaşama, onun kurallarına ya örgütleyerek ya da zorla ikna… Bugün karşı karşıya olduğumuz tablo bunun hızlandığı ve güçlendiği bir süreçtir. Bir karşı devrim süreci, piyasacı ve gerici bir rejimin inşasıdır.

Sermayenin krizleri sıklaşırken, bütün toplumsal hakların gasp edilerek faturanın emekçilerin omuzlarına yüklendiği bir iklimde kadın cinayetleri de bununla paralel bir biçimde normalleştirilmekte, daha da ileri gidilerek cinayetlerin ve şiddetin suçu siyasi iktidarın yetkili ağızları ve gerici çevreler tarafından kadınlara yüklenebilmektedir. Siyasi iktidar, kadının değersizleştirildiği, bütün haklarının ortadan kaldırıldığı, ancak aile içerisinde var olduğu dinci gerici kurallar ile sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda çocuk doğuracağı, gerektiğinde yedek ve ucuz işgücü açığını kapatacağı, çocuk istismarının, evliliğinin ve “çocuk işçiliğinin” meşru olduğu bir siyasi, idari, hukuki rejim ve toplumsal yaşam hedeflemektedir.

“Yeni anayasa” dayatmasıyla birlikte Medeni Kanunu hedef alan girişimler, eğitimdeki gerici ve piyasacı kuşatma, tarikat ve cemaatlerin artan ekonomik, siyasi, toplumsal gücü ve “işsizliğin nedeni çalışan kadınlar” sözleriyle hatırlanan ekonomi politikalarının yürütücüsü de göz önünde bulundurulduğunda kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve istismarın kaynağı ortaya çıkmaktadır.

Şiddetin kaynağını sadece erkek egemen anlayışla açıklamak resmin bütününün gözden kaçırılmasıyla sonuçlanır. Karşı karşıya olduğumuz, sermaye politikalarının mutlaklığını dayatan piyasacı ve gerici dönüşümdür. Ülkemizin siyaseti, kurumları, eğitimi, toplumsal ilişkileri ile tam boy sermaye politikalarına teslimiyeti için laikliğin tasfiyesi şarttır. Bunun için yurttaş değil tebaa, hak değil sosyal yardım, eşitlik değil fıtrat olmalıdır.
Düşmanlığın, büyük siyasi ve toplumsal dönüşümlere imza atan kadınlara yönelik olması şaşırtıcı değildir. Toprağına, zeytinine, ormanına, doğal kaynaklarına, haklarına, yaşamına, geleceğine sahip çıkan kadın sermayenin ve gericiliğin en büyük korkusudur. Bu, kadınların o büyük dönüştürücü gücünden ve çocukların geleceğin aydınlık kuşakları olmasından duyulan korkudur. O nedenle, teslim alınmalı, iradesi kırılmalıdır. Şiddetin kaynağında yatan budur.

Kadınların ne yapacağı ise açıktır: Sivrisineklerle savaşmak değil, bataklığı kurutmak…

Bu haber en son değiştirildi 27 Kasım 2024 22:03 22:03

Reklam

Önceki Haberler

İBB soruşturmasında 5. dalga: Gözaltı sayısı 38’e yükseldi

İBB'ye yönelik 5. dalga operasyonda 5 kişi daha gözaltına alındı. Böylece gözaltına alınanların toplam sayısı…

2 Haziran 2025 17:08

DİSK’ten Cevahir AVM önünde eylem: Pula dönen emekli ikramiyesini kabul etmiyoruz!

İstanbul'da 'emekli buluşması' gerçekleştiren DİSK, basın açıklamasında, "Emekli aylıkları iyice dibe vurdu, emeklilerin yaşam koşulları…

2 Haziran 2025 16:47

Türkiye, işçi hakları konusunda en kötü 10 ülkeden biri

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunun 2025 küresel haklar endeksine göre Türkiye, işçi haklarının en fazla ihlal edildiği…

2 Haziran 2025 14:51

Volkan Konak’a hakaret eden Çatalca Müftüsü’nün Kocaeli’ye yapılan ataması iptal edildi

Sanatçı Volkan Konak'la ilgili "Sahnede gebermiş" diyen Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu'nun Kocaeli'ye vaiz olarak yapılan…

2 Haziran 2025 14:31

Mücadele: Fakat kiminle, nasıl?

Oysa tek adam rejimi sadece bir kişisel ya da örgütsel tercih olmayıp, sıkışan kapitalizmde merkez…

2 Haziran 2025 14:18

TKH’den grevdeki İZBB işçilerine destek açıklaması: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı suç işlemeyi bırakmalıdır!

TKH İzmir İl Örgütü, yaptığı açıklamada Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın derhal öncülük ettiği manipülasyon kampanyasına…

2 Haziran 2025 12:36
Reklam