Kadın cinayetleri ve şiddetin gölgesinde 22 yıl

Şiddetin, eşitsizliğin ve gericiliğin kadının emeği, bedeni ve yaşamına bir karabasan gibi çöktüğü AKP iktidarında şiddete uğradığı için defalarca suç duyurusunda bulunan yüzlerce kadın, koruma tedbirleri alınmadığı için katledildi. Bu süreçte, 7 bin kadın cinayeti basına yansıdı. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının ardından ise 800’den fazla kadın katledildi.

Kadın cinayetleri ve şiddetin gölgesinde 22 yıl

Gizem Kurtyiğit

Kurduğu gerici rejimle kadın cinayetlerini katliamlara dönüştüren AKP iktidarının kadınları hedef alan söylemleri yirmi iki yıldır devam ediyor. Her yıl yüzlerce kadın katlediliyor, binlerce kadın şiddete uğruyor.

Geçtiğimiz günlerde AKP TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin kadına yönelik şiddet ile mücadeleye olumsuz bir etkisi olmadığını savunan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalafet partisi yoktur. Kadının statüsünü güçlendirmede elimize su dökecek hiçbir parti de yoktur. Kadına şiddetle mücadele noktasında ülkemize çağ atlatan kadro yine biziz” diyerek artan şiddet ve kadın cinayetlerinin temel sebebi olarak alkol bağımlılığını öne sürdü.

Daha önce hem Erdoğan’ın hem de AKP’lilerin yaptığı konuşmalarda “Kız mıdır, kadın mıdır bilemem”, “Kahkaha atan kadın iffetsizdir”, “Hamile kadın sokakta dolaşamaz”, “Kadınlar için tek kariyer annelik”, “Türk kadını evinin süsüdür” ifadeleri Erdoğan’ın kadın hakları konusunda çağ atladık söylemi yine AKP’nin kendisi ve yandaşları tarafından yalanlanmış, kadınların temel hak ve özgürlüklerini gasp eden bir rejimi örtbas etme çabasının ötesine geçememiştir.

AKP iktidarında şiddete uğradığı için defalarca suç duyurusunda bulunan yüzlerce kadın, koruma tedbirleri alınmadığı için katledildi. Bu süreçte, 7 bin kadın cinayeti basına yansıdı. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının ardından ise 800’den fazla kadın katledildi. Şiddetin, eşitsizliğin ve gericiliğin kadının emeği, bedeni ve yaşamına bir karabasan gibi çöktüğü AKP iktidarında, yıllar içinde AKP’nin kadınlara yönelik söylemleri ve uygulamalarından öne çıkanlar şöyle:

2009: Maliye Bakanı Mehmet Şimşek işsizlik ile ilgili yaptığı bir konuşmada “İşsizlik oranı niye artıyor biliyor musunuz? Çünkü kriz dönemlerinde daha çok iş aranıyor. Özellikle kadınlar arasında kriz döneminde işgücüne katılım oranı daha artıyor” dedi.

2009: Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, kadınların “İş istiyoruz sayın bakanım” sözlerine karşılık olarak, “Evdeki işler yetmiyor mu?” yanıtını verdi.

2011: Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın adı, kadın odaklı politikalardan uzaklaşılarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak değiştirildi.

2011: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, TBMM’de yaptığı konuşmada ‘en az 3 çocuk’ politikasını savundu.

2011: Erdoğan Başbakanlık döneminde Konya mitinginde, Hopa’daki olayları protesto etmek için tank üzerine çıkan ve polis müdahalesi sonucu kalçası kırılan Dilşat Aktaş için “O kadın, kız mıdır kadın mıdır?” ifadelerini kullandı.

2012: Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün” dedi.

2012: Erdoğan’ın “Her kürtaj bir Uludere’dir” açıklamasıyla başlayan kürtaj karşıtlığı devlet politikası haline geldi.

2012: Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin bir araya gelerek Bilim Kurulu’nun üzerinde çalıştığı kürtaj raporunu değerlendirdi. Üç bakan, kürtaj süresinde değişiklik yapılmayacağını, kürtaj oranını düşürmek için sıkı kurallar uygulanacağını belirtti.

2013: Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde liselerde okuyan çocukların evlenmeleri halinde açık liseye kayıt yaptırarak öğrenimlerine devam etmeleri şartı getirildi. Böylece kız çocuklarının zorla evlendirilebilmesinin önü MEB tarafından açıldı.

2014: Başbakan Yardımcısı olduğu dönemde Bülent Arınç, “Kadınsa o da iffetli olacak. Mahrem namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak” diye konuştu.

2014: Kadınların mülkiyet haklarını kısıtlayan yasa yürürlüğe girdi. Aynı yıl, cinsel saldırı ve taciz suçlarında cezaları hafifleten düzenlemeler yapıldı.

2014: Erdoğan I. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nde yaptığı konuşmada ‘kadınla erkeği eşit konuma getirmenin fıtrata aykırı’ olduğunu söyledi.

2015: Resmi nikah olmadan dini nikah yapılması suç olmaktan çıkarıldı.

2015: Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Annelerin, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir” dedi.

2016: Kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın kurucusu ve Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM Vakfı)’nın yeni hizmet binasının açılış töreninde Erdoğan konuşma yaptı. İş hayatının annelik rolüne alternatif olarak görülmemesi gerektiğini iddia eden Erdoğan, “Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın, iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun eksiktir, yarımdır. Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın, aslında kadınlığını inkar ediyor demektir” dedi.

2016: Başbakan Binali Yıldırım, şort giydiği gerekçesiyle hemşire Ayşegül’ü tekmeleyen Abdullah Çakıroğlu için “Hoşuna gitmeyebilir, mırıldanırsın” dedi.

2018: Erdoğan gündemdeki cinsel istismar konusunu değerlendirirken ‘zina’ ifadesini kullanarak yetişkinler arasındaki rızaya dayalı cinsel birlikteliğin yeniden suç olarak ele alınmasını talep etti.

2018: Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bir kadın öğrencinin sorusuna, ”Mini etek giyiyor, gece dışarı çıkıyor, sarhoş oluyorsan sonuçlarına katlanırsın” yanıtı verdi.

2021: İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedildi.

2022: Gezi Direnişi’nin 9. yıldönümünde gerçekleştirilen eylemlerden sonra AKP grup toplantısında konuşan Erdoğan eylemcilere, “sürtük” dedi.

2024: AKP Bayraklı Meclis Üyesi Latif Aydemir İstanbul’da İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in vahşice katledilmesi üzerine, “Hanımlarımızı kadınlarımızı tenzih ediyorum ama bir kısmı bayanlar olmak üzere erkeklerin de çoğunda öldüren kadar ölenler de suçludur” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının ardından yalnızca bir yıl içinde 800’den fazla kadın cinayeti basına yansıdı. AKP iktidarının kadınları toplumsal yaşamdan uzaklaştıran, şiddeti önlemeye yönelik tedbirleri yok sayan ve kadınları yalnızca aile içindeki rolleriyle tanımlayan politikaları, kadın hakları mücadelesini doğrudan hedef almıştır.

Anıt Sayaç verilerine göre, 2008’de 68, 2009’da 126, 2010’da 204, 2011’de 131, 2012’de 247, 2013’te 232, 2014’te 291, 2015’te 294, 2016’da 292, 2017’de 354, 2018’de 408, 2019’da 425, 2020’de 419, 2021’de 433, 2022’de 408, 2023’te 417 ve 2024 yılının başından Ekim ayına kadar 296 kadın cinayeti işlenirken, bu 10 aylık süreçte ise toplamda 184 kadın ‘şüpheli’ bir şekilde ölü bulundu.