Gürseli Kara
Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele gününde kadınlar alanları doldururken, kadına yönelik şiddet her geçen yıl tırmanıyor. Kadın cinayetleri artıyor, şiddetin derecesi ise daha da korkunç boyutlara ulaşıyor. Cinayet haberlerine her gün yenileri eklenirken, iktidar göstermelik tedbirlerle sorunu hafifletmeye çalışıyor.
6284 sayılı kadının ve çocuğun korunmasına yönelik kanun etkili uygulanmıyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde yargısal düzeyde de etkili bir mücadele gerekiyor. Kadına yönelik şiddetle ilgili istatistiki verilere baktığımızda şiddet faili, kadının birlikte yaşadığı erkek, babası veya kardeşi olurken, eğitim olanaklarından yoksun bırakılan ve yoksullukla boğuşan kadınların daha fazla şiddete maruz kaldığı görülüyor.
Sorunun içinde çözümlerin de gizli olduğu açık. Çözüm yoksulluğa, gelir adaletsizliğine karşı ortak mücadele ile kurulacak, kadınların üretim sürecine katılmasının önündeki bütün engellerin kaldırıldığı, eğitim, sağlık, ulaşım, barınma gibi en temel hakların kamusal bir anlayışla karşılandığı eşitlikçi bir düzende mümkündür.
2024 yılında bütün toplumu sarsan kadın ve çocuk cinayetleri yaşandı. Medyada günlerce kadın cinayetleri tartışıldı. Kimi yayınlarda kadınların İslam’a uygun yaşamadıkları için şiddete maruz kaldığı şeklinde akıl dışı yorumlar gericilerin kadına yönelik şiddete bakış açılarını ortaya koydu. Kadınların İslam’a uygun yaşamadıkları için şiddete maruz kaldığı tespitini yapan, şiddet gören kadına eşi ile daha uyumlu yaşaması gerektiğini, namaz kılmasını tavsiye eden Diyanetin fetvaları ise bu bakış açısının bir başka göstergesi oldu.
Bu yıl geçtiğimiz yıllara göre kadın cinayetleri artış gösterdi. İstanbul Sözleşmesinin iptal edildiği 2021’in ilk altı ayında 131, 2022’nin ilk altı ayında 164, 2023’ün ilk altı ayında 147, 2024’ün ilk altı ayında ise 205 kadın öldürüldü. Bu rakamlara şüpheli kadın ölümleri dahil değil. Şüpheli kadın ölümlerinde de ilgi çekici bir artış mevcut; 2021 yılında 99, 2022 yılında 125, 2023 yılında 128, 2024 yılının ilk on ayında 117 olan rakam maalesef ki tablonun korkunç olduğunu gösteriyor. AKP iktidarında artan gericileşme ve yoksulluk beraberinde trajedileri getirdi. Bu tablo karşısında umutsuz değiliz.
25 Kasım’da umudumuzu örgütlü mücadelemizle yeşertip büyütüyoruz. Bu karanlıktan çıkış ise eşitlikçi bir düzenle, adlı adınca sosyalizm ile mümkündür. Şiddete, yoksulluğa, gericiliğe dur diyelim, umudu örgütleyelim.
Bu sayı kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin fotoğrafını çekerken aynı zamanda nedenlerini ortaya koyuyor…
Patronun sömürüsüne, düzenin gericiliğine, erkeğin şiddetine boyun eğmemekte bu düzenin karanlığını yok edecektir. Esas sorunun,…
Aslolan devletin bir kadın politikası oluşturması, hayatın her alanında ayrımcılığı kaldırarak kadın erkek eşitliğini sağlaması…
Şiddetin kaynağını sadece erkek egemen anlayışla açıklamak resmin bütününün gözden kaçırılmasıyla sonuçlanır. Karşı karşıya olduğumuz,…
Bu tarihten sonra sistemli bir biçimde İstanbul Sözleşmesi’ne saldırılar başladı. Aslında saldırılan kadın haklarıydı ama…
Laiklik Meclisi 7 Aralık 2024 tarihinde İstanbul'da "Yeni Anayasa" dayatması üzerine tartışmaların yapılacağı "Mümtaz Soysal…