KADINLARIN SESİ | Aile hukuku ve Medeni Kanun tehlikede: Kadınlara saldırı ve gericilik çalıştayı

"Aileyi, toplumun temeli olarak sayan AKP iktidarı, şiddeti de bu yolla meşrulaştırmanın yolunu aile hukukunda “arabulucuk” sistemiyle oluşturmaya çalışıyor. “Anlaşmazlıkları” çözüme götürme adı altında boşanmaların sayısını azaltmayı hedefleyen AKP iktidarına sormak gerekiyor: Bu yolla şiddeti de meşrulaştırarak, kaç kadını ölüme göndereceksiniz?"

KADINLARIN SESİ | Aile hukuku ve Medeni Kanun tehlikede: Kadınlara saldırı ve gericilik çalıştayı

Gülin Kara

“Türkiye Yüzyılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı” Ocak ayında İstanbul Taksim’de düzenlendi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın katkılarıyla Adalet Bakanlığı tarafından apar-topar gerçekleştirilen ve metinleri kamuoyundan, ilgili kuruluşlardan, kadınlardan neredeyse saklanan çalıştayın konusunu aile hukuku, arabuluculuk ve evlat edinme tartışmaları oluşturdu. Toplantıya yalnızca “davetliler” katılabildi.

GERİCİ REJİM KURUMSALLAŞIYOR

Kadını yalnızca aile içerisinde ele alan AKP iktidarı, laik hukukun ve yurttaşlık haklarının temeli olan Medeni Kanun’u dönüştürmeye, tasfiye etmeye hazırlanıyor. Bu aynı zamanda AKP’nin gerici iktidarının da kurumsallaşması anlamını taşıyor. Aileye kutsallık atfederek kadınları eve hapsetmenin, çocuk yaşta evliliklerin ve şiddeti meşrulaştırmanın yollarını döşemeye çalışan iktidar, yurttaşlık haklarına ve laik hukuka yönelik saldırılarla kadınlar için nafaka hakkını, boşanmayı ve şiddet karşısında müdahale araçlarını tartışmaya açarak, saldırıya da açık hale getiriyor.

Evliliği, kadının erkeğe muhtaç edilmesi olarak gören iktidar, kadınları çalışma hayatından uzaklaştırarak, yalnızca çocuk-yaşlı bakımı ve ev işlerine layık görerek kadınları ev ve aile içine hapsediyor. Böylece sermayenin maliyetlerini de emekçi ailelerde kadının omuzlarına yüklüyor. Ekonomik anlamda da kadınları çalışma yaşamından, toplumsal hayattan soyutlayan AKP, nafaka hakkını da gasp ederek şiddet görüyor bile olsa, kadınları evli oldukları erkeklere mahkûm ediyor. Kadın ile erkeği karşı karşıya getirmeye, gerici tahakkümü bu yolla pekiştirmeye çalışıyor.

Aileyi, toplumun temeli olarak sayan AKP iktidarı, şiddeti de bu yolla meşrulaştırmanın yolunu aile hukukunda “arabulucuk” sistemiyle oluşturmaya çalışıyor. “Anlaşmazlıkları” çözüme götürme adı altında boşanmaların sayısını azaltmayı hedefleyen AKP iktidarına sormak gerekiyor: Bu yolla şiddeti de meşrulaştırarak, kaç kadını ölüme göndereceksiniz?

AKP’nin laikliği tasfiye ederken yeni rejimini tahsis etme çabalarının bir çıktısı olarak karşılaştığımız bu gerici hamleler, kadınları ve toplumu teslim alma hedefi taşıyor. AKP, kadınları şiddet sarmalında “dizginlemeye” çalışırken, bütün olanlarsa birkaç yasa değişikliğinden daha büyük bir anlam taşıyor. Geleceğimizin ve aydınlık bir ülkenin teminatı olan laikliğe uzanan her saldırı karşısında kadınların laiklik mücadelesini daha da yükseltmesi gereken bir dönemin kapıları çoktan açıldı.