Kısır döngüsel ekonomi
Üstte şirketlerin, tabanda ise halkın dayanışmasına dayanan baskın ekolojik anlayış, dünyadan önce kapitalizmi kurtarmaya odaklanıyor.
Sermaye sınıfı kendi varlığını koruyabilmek için ekolojik krizle barışık formüller geliştirmeye çalışıyor. Geleneksel üretim tarzını simgeleyen kahverengi ekonomiye karşı çevreye duyarlı ve sürdürülebilir ekonomik yaklaşımı simgeleyen yeşil ekonomi, uzun zamandan beri gündemde tutuluyor. Kapitalizm renkleri kullanarak göz boyamayı pek seviyor. Tıpkı Sovyetler’den sonra oluşan devletlerde yönetimi ele geçirmek için devreye soktuğu renkli devrimler gibi…
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD), Türkiye’deki bölgesel ağı olan İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD), yeşili merkezine alan döngüsel ekonomi üzerine çalışıyor. İş dünyasında bu konuda farkındalık yaratmayı hedefleyen SKD, firmaların yeni döneme geçişini hızlandırmak için teknik destek sağlıyor; farklı sektörler arasında işbirliği kurulmasına öncülük ediyor[1].
Döngüsel ekonomiyi işler kılacak teknolojik yeniliklerin enerji, altyapı ve doğal kaynaklar gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketler eliyle yapılabileceği öngörülüyor. Ancak kapitalizmin sürdürülebilirliğine endeksli ekolojik üretim modeli yepyeni sorunlara da kapı aralıyor. Örneğin elektrikli arabaların eskilerine göre daha çevreci olduğu söyleniyor ama bunları üretirken kullanılan malzeme ve enerji hesaba katılmıyor. Bu araçlarda bulunan pillerin nasıl geri dönüştürüleceğine dair yeterince bilgiye sahip değiliz. İklim krizine karşı mucizevi çözüm olarak gösterilen hidrojen enerjisini üretmek için tüm Avrupa’da milyarlarca dolar yatırım yapılıyor. Ne var ki günümüzde üretilen hidrojenin neredeyse tamamı fosil yakıtlardan sağlanıyor. Gerçekte çevre dostu hidrojenin güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjiden üretilmesi gerekiyor[2].
İmeceye davet
Bazı uluslararası sivil girişimler, kapitalistler tarafından kurgulanan döngüsel ekonomik modeli tabana yaymak için çalışıyor. Bunlardan biri de “Onarım Kafe Vakfı”. Bozuk her türlü elektronik ya da mekanik aygıtın gönüllüler tarafından onarıldığı mekanlarda ayrıca giysilerin ve diğer gündelik eşyaların da onarımı yapılıyor. Aygıtların ve eşyaların nasıl onarılacağına dair bilgi ve beceriler bilmeyenlerle paylaşılıyor. Onarım kafelerde çeşitli aygıtlar ortaklaşa kullanılabiliyor; eşyalar takas edilebiliyor. Yani bir tür imece usulü uygulanıyor. Bu girişimin temel amacı, israfı, aşırı tüketimi ve planlı eskitmeyi azaltmak[3].
Kırsaldaki yaşam da bir başka dayanışma modeli olarak öneriliyor. Model, insanın zamanının büyük bölümünü geçimini sağlamak ve gündelik yaşamını kotarmak için kullanması fikrine dayanıyor; sebze bahçesi oluşturmak, yakacak odun bulmak, evini inşa etmek, onarım yapmak bunlardan bazıları. Piyasa mekanizmasını dıştalayan bu model, akraba ve yakın çevrenin işbirliğiyle geçim sağlamayı öngörüyor. Yani sahip olunan ortak kaynaklarla, bilgi birikimiyle yetinmeye dönük mütevazı bir yaşam tarzı tasarlanıyor.
Kulağa hoş gelen bu tür örneklerle halkın, egemen sistem tarafından kurgulanan döngüsel ekonomiye eklemlenmesi hedefleniyor. Üstte şirketlerin, tabanda ise halkın dayanışmasına dayanan baskın ekolojik anlayış, dünyadan önce kapitalizmi kurtarmaya odaklanıyor. Bu amaç doğrultusunda çevrecilerin iyi niyetli çabaları da sahipleniliyor. Döngüsel ekonomik modelde dünyayı kurtarma görevi sınıfsal konumuna ve alım gücüne bağlı olarak yine halka devrediliyor. Yoksul kesim, tüketim talebini azaltıp elindekilerle yetinmeyi öğrenirken görece alım gücüne sahip olanlar pahalı yeşil ürünlere ve hizmetlere özendiriliyor. Bu koşullarda halk sağlığını doğrudan ilgilendiren güvenli gıdaya erişim hakkının eşit ve adil biçimde kullanılması olanaksız.
Kapitalizm azla yetinemez
Ekolojik felaketi durdurmaya dönük yeni tüketim paradigmaları ancak yaygın ve kapsayıcı olursa olumlu sonuçlar verebilir. Bunun gerçekleşmesi için kâr yerine doğayı ve insanı önceleyen bir irade gerekiyor. Yoksulların özverisiyle ya da alım gücüne sahip bilinçli kesimin ekolojik tüketim tercihiyle kötü gidişatı değiştirmek olası değil. Dünyayı ekolojik felaketten kurtaracak olan yetinmeci (minimalist) anlayışın yaygınlaşabilmesi ancak sınıfsız bir toplumda mümkün.
Şirketler düzeninde ekolojik üretim kâr amaçlı ticari bir faaliyet olarak görülüyor. Aşırı tüketim alışkanlığını pervasızca sürdüren mutlu azınlığın zaten dünyanın geleceğiyle ilgili bir kaygı taşıdığı yok. Bu yüzden kapitalizm yerleşik tüketim alışkanlıklarını yok sayıp sil baştan döngüsel ekonomiye geçemiyor. Tersine ekolojik krizi fırsata çevirip yeşil işler sektörünü genişletmeye uğraşıyor. Gerçekte ne şekilde tüketirse tüketsin kapitalizm için müşteri, velinimet anlamı taşıyor.
İnsanları eko-yurttaş olmaya yani evdeki elektriği, suyu ölçülü kullanmaya davet eden baskın ekolojik anlayışla iklim krizi ve buna bağlı olası felaketler önlenemez.
Yetinmeci olması gereken sıradan yurttaşlar değil doymak bilmez sermaye güçleridir.
NOTLAR
[1] https://donguselekonomiplatformu.com
[2] https://basta.media/pourquoi-engouement-pour-hydrogene-pourrait-freiner-transition-energetique-climat
[3] Planlı eskitme için bakınız: https://yurtsever.org.tr/2020/kapitalizm-her-seyi-planli-eskitiyor-409374/