Köy Enstitüleri neden önemliydi?

"Enstitülerde okuma-yazma etkinliklerine özel önem verilmektedir. Her öğrenci, her öğretmen, her çalışan, kitap okur enstitülerde. Hasan Ali Yücel, dünya klasiklerini çevirterek Millî Eğitim Bakanlığınca basmıştır o yıllarda. En çok okundukları yer enstitülerdir. Köy Enstitüleri öğretmenler yetiştirilir ve bunun yanında sanat ve edebiyata dayalı yetenekleri öne çıkarıp geliştirmesiyle de ayrı bir önemdedir"

Köy Enstitüleri neden önemliydi?

Eylem Kol

Köy Enstitüleri 81 yıl önce bugün, halkın gereksinimlerine uygun, kapitalist düzenin tüketici eğitim anlayışını reddeden, üreticiliği esas alan bir eğitim anlayışı ile faaliyet göstermiştir. Köy Enstitüleri’nin Türkiye’de tarım nüfusunun yoğun olduğu dönemlerde kurulması nedeniyle bu okullarda eğitim gören köy çocuklarının hem tarımsal ekonomiyi hem de köy ekonomisini uygulamalı olarak öğrenip eğitilmesini ilke edinmiştir. Köylü halkın eğitilerek daha nitelikli üreticiler konumuna getirilmiştir.

Köy Enstitüleri’nin kuruluşu, dönemin siyasi atmosferinde önemli tartışmalara neden olmuştur. Enstitüler, Cumhuriyet ideolojisiyle bağlantılı olarak kurulmuş olsa da zamanla farklı siyasi görüşlerle ilişkilendirilmiştir. Özellikle sol siyasi görüşler, Köy Enstitüleri’ni kendi ideolojileriyle özdeşleştirmiş ve bu bağlamda siyasi arenada etkili olmuşlardır.

Köy Enstitüleri’nin temelini atan eğitim bilimci İsmail Hakkı Tonguç’un amacı netti, köy insanı sömürülmemek için bilinçlenecek, köle muamelesi görmemesi gerektiğinin farkında olacak , artık bedavaya çalışmaması gerektiğini bilecekti. Böyle de oldu, köylüler, eğitim alarak kendi haklarını daha iyi anlamış ve örgütlenmiştir. Bu da siyasi taleplerin ortaya çıkmasına ve siyasal arenada temsil edilmeye başlanmasına yol açmıştır.

Enstitülerde okuma-yazma etkinliklerine özel önem verilmektedir. Her öğrenci, her öğretmen, her çalışan, kitap okur enstitülerde. Hasan Ali Yücel, dünya klasiklerini çevirterek Millî Eğitim Bakanlığınca basmıştır o yıllarda. En çok okundukları yer enstitülerdir. Köy Enstitüleri öğretmenler yetiştirilir ve bunun yanında sanat ve edebiyata dayalı yetenekleri öne çıkarıp geliştirmesiyle de ayrı bir önemdedir. Enstitülerden çok sayıda yazar, şair ve sanatçı yetişti. Türkiye’de toplumsal gerçekçilik akımını izleyen, adını bildiğimiz pek çok yazar köy enstitüsü kökenlidir. Kapatılana dek binlerce öğretmen ve yüzlerce sağlık memuru yetiştirmiştir.

Köy Enstitüleri, Cumhuriyet döneminin modernleşme ve laiklik ideolojisiyle bağlantılı olarak kurulmuştu. Ancak DP iktidarı döneminde, ideolojik farklılıklar ve muhafazakarlığın yükselmesiyle birlikte Köy Enstitüleri’nin yerel kültür ve değerlere uygun olmadığına dair eleştiriler arttı.

Köy Enstitüleri 1950 yılına kadar karma eğitim kurumlarıydı. Kız öğrencilerin okula gelmesini teşvik için yanında bir kız öğrenci getiren erkek öğrenciler sınavsız girerlerdi enstitüye. Köy Enstitüleri’nin kapatılma sürecinde, özellikle kırsal kesimde ve muhafazakâr çevrelerde tepkiler yükseldi. Köy Enstitüleri’ne karşı olan eleştiriler ve muhalefet, kapatılma sürecinin hızlanmasında etkili oldu. En fazla eleştiri ‘kız erkek birlikte kim bilir neler neler yapıyor’ diyen, o dönemde de bugünkü gibi yobazlardan gelmişti enstitülere. Sonra kız öğrenciler ve erkek öğrenciler ayrı okullarda okudular kapanıncaya kadar.

Köy enstitüleri ne yazık ki sadece on yıl sürdürülmüştür. 1946’da Demokrat Parti’nin kuruluşu ile birlikte çok partili hayata geçişin ilk adımları atıldı. Sağ-liberal parti olarak yola çıkan Demokrat Parti’nin ağalık düzeninin çıkarlarını koruma, Köy Enstitüleri’nin eğitim yapısının dinci gerici ideoloji ile uyuşmaması gibi nedenler sonucu Hasan Ali Yücel’in MEB’den ayrılması talep edilmiş, İsmail Hakkı Tonguç ise görevden istifa ettirilmiştir. 27 Ocak 1954’te ise Köy Enstitüleri Demokrat Parti tarafından kapatılmıştır. Köy enstitüleri yıllar önce Neo- Liberal politikalara kurban edilmiştir.

Kimi liberallere göre ‘’ Köy Enstitüleri vatana ihanettir.’’ diye anılsa da, Köy enstitüleri gericileştirilen eğitimin, yobazlaştırılan eğitimin, piyasacılaştırılan eğitimin tam karşısında duran devrimci bir harekettir. Bu devrim hareketi bugün biz sosyalistlere ışık olmaktadır. Köy Enstitüleri eğitim ilkeleri ile devrimciliği ile Türkiye’nin geçmişindeki yarınıdır.