Laiklik Meclisi tarafından hazırlanan Mayıs ayı laiklik ihlalleri raporu yayımlandı

Laiklik Meclisi İzleme Merkezi tarafından 257 kapsamlı başlıkta hazırlanan Mayıs ayı laiklik ihlalleri raporu yayımlandı.

Laiklik Meclisi tarafından hazırlanan Mayıs ayı laiklik ihlalleri raporu yayımlandı

Laiklik Meclisi İzleme Merkezi tarafından hazırlanan Mayıs ayı laiklik ihlalleri raporu yayımlandı.

257 kapsamlı başlıktan oluşan rapor toplumun pek çok alanındaki laiklik ihlallerini ortaya koymakta. Hazırlanan rapor Diyanet’in tarikatlar ve cemaatlerle olan ilişiklisini bir kez daha ortaya koyuyor. Rapor Diyanet’in gerici yapılanmalara verdiği siyasi ve mali desteği ortaya koyuyor.

Laiklik Meclisi’nden yapılan açıklama şu şekilde:

Mayıs ayında, laiklik ihlallerinin giderek daha sistematik bir biçimde artarak sürmesi, karşı devrim sürecinde vites büyütüldüğünü göstermektedir. Bu süreç özellikle çok temel başlıklarda büyük tehlikelere işaret etmektedir. Başta siyasi iktidar olmak üzere, ana muhalefet ve meclisteki diğer birçok partinin laikliğe aykırı söylem ve eylemleri bu ay da sürmüştür.

31 Mart’taki yerel seçimler sonrasında el değiştiren belediyelerde AKP döneminde tarikat cemaat uzantılı yapılara büyük miktarlarda maddi kaynak sağlandığı ortaya çıkmaktadır. Bu veriler, Nisan ayı raporumuzda da belirtildiği gibi halka ait olan, yurttaşların vergilerinden oluşan kamu kaynaklarına hangi hedeflerle nasıl el konduğunu gözler önüne sermektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ÇEDES projesi kapsamında, Mayıs ayı boyunca Türkiye çapında okul öncesinden başlamak üzere, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde müftülükler ile çeşitli tarikat ve cemaat uzantısı dernekler, MEB ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın işbirliğinde çocukları ve öğrencileri hedefleyen programlar düzenlemeye devam etmiştir. Bunun yanı sıra laik ve bilimsel eğitim karşıtı en büyük hamle “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” üst başlığıyla onaylanan “yeni müfredattır.” Bu alanda Mayıs ayında da yürütülen bütün laiklik ve bilim dışı uygulamalar, söz konusu müfredatın gelecek kuşakları piyasacı ve gerici bir ideolojiyle teslim almanın programı olduğunu ortaya koymaktadır.

Bir diğer saldırı başlığının özellikle siyasi iktidarın yetkili ağızlarınca sıklaşan “yeni anayasa” söylemi olduğu görülmektedir. Gerek meclisteki diğer siyasi partilerin, gerekse TBB gibi hukuka sahip çıkması gereken kurumların yetkililerinin “yeni anayasa”ya kapı açan söylemleri dikkat çekicidir. Yüksek yargıda tarikat cemaat egemenliğinin iyice görünür olduğu Yargıtay başkanlığı seçimleri Mayıs ayında bütün yönleriyle ortaya çıkmıştır.

Bunların yanı sıra 9. Yargı Paketi’nde yer alan ve anayasal hakları ayaklar altına alan “etki ajanlığı” maddesinin yanı sıra laik hukukun temeli ve kadın haklarının hukuki güvencesi olan Medeni Kanuna da aykırılıklar dikkat çekicidir.

Bu durum daha önceki raporlarımızda da belirtildiği gibi “yeni anayasa” girişimiyle birlikte siyasi ve ideolojik bir tahkimatın Anayasal boyutu olarak okunmalıdır.

Mayıs ayı raporunda ortaya çıkan bir diğer saldırı başlığı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yayınladığı “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı”dır. Belgenin stratejik hedeflerine ilişkin görev alacak “ilgili kurum ve kuruluşlar” altında sıralanan yapılar arasında Diyanet İşleri Başkanlığı ile “sivil toplum kuruluşları” öne çıkmaktadır. Milli Eğitim Bakanı’nın ““Sizin tarikat, cemaat bizim STK dediğimiz yapılar” sözleri de göz önünde bulundurulduğunda belgedeki “sivil toplum kuruluşları” kamuoyunca bilinen tarikat cemaat gerçeğini gözler önüne sermektedir. Bakanlığın, raprlarımızda da yer alan, bugüne kadar protokollerle ortak faaliyet yürüttüğü yapılar da düşünüldüğünde, söz konusu “vizyon belgesi ve eylem planı” ile karşı devrimin siyasi-ideolojik tahkimatının toplumsal alanda aile üzerinden hedeflendiği açıkça görülmektedir.

Bu ana başlıkların yanı sıra, raporda bir kez daha ortaya çıkan, Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) ile tarikat ve cemaat yapılanmalarının artan etkisidir. Raporun ilgili bölümlerindeki veriler, başta eğitim ve toplumsal alan olmak üzere etkisi artan DİB ile söz konusu gerici yapılanmaların siyasi ve mali güçlerindeki büyümeyi göstermektedir.

Mayıs ayı raporumuzda yer alan veriler, siyasi iktidarın karşı devrim sürecinde daha hızlı yol almak üzere çok temel alanlarda laiklik karşıtı bütünlüklü saldırısını büyüttüğünü ortaya koymaktadır. Rapordaki veriler değerlendirildiğinde bu süreçte düzen siyasetindeki diğer bileşenlerin başta “diyalog” ve “normalleşme” olmak üzere attığı adımların ise siyasi iktidarın elini rahatlattığı gözlemlenmektedir.

Laiklik Meclisi İzleme Merkezi olarak bu gündemlerden ulaşabildiklerimizin ayrıntılı dökümleri 257 kapsamlı başlıkta aşağıdaki Mayıs 2024 Laiklik İhlalleri Raporu’nda yer almaktadır.

 

*Mayıs ayı laiklik ihlalleri raporuna ulaşmak için buraya tıklayınız.