Laiklik Meclisi'nden yargı paketindeki soyadı dayatmasına tepki: Laik hukuku tanımayan bu dayatma kabul edilemez!
Laiklik Meclisi tarafından yapılan açıklamada "Laik hukuk sisteminde yasalar, yüzlerce yıl öncesinin karanlığına göre değil, çağın gereklerine göre yurttaşlık ve toplumsal eşitlik temelli düzenlenmeye açık olmalıdır." denildi.
Laiklik Meclisi, 9. Yargı Paketi’nde yer alan ve laik hukuku yok sayan “Kadının Soyadı” düzenlemesine ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren laik hukuk sistemini benimsemiştir. Bunun temeli 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren Medeni Yasa’dır. Medeni Yasa’ya dönük saldırılar ve “yeni anayasa” dayatması da göz önünde bulundurulduğunda, 9. Yargı Paketi ile hedeflenen, açıktır ki, laik hukukun ve yurttaş haklarının ortadan kaldırılmasıdır.” denildi.
Laiklik Meclisi tarafından yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“9. Yargı Paketinde laik hukuku yok sayan bir düzenleme: ” Kadının Soyadı”
Medeni Yasa’nın “Kadının Soyadı” başlıklı 187. maddesi eşler arası eşitlik ilkesine aykırılık nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından 22 Şubat 2023 tarihinde iptal edilmiş, iptal kararı 28 Şubat 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
AYM iptal kararında, evlenen kadının kocasının soyadını alacağını öngören TMK. Madde 187 yeniden düzenlenerek bu kararın yürürlüğe girmesi için verilen 9 aylık süre yok sayılmıştır.
Bugün 9. Yargı Paketi ile getirilen yeni düzenlemede hem AYM iptal kararı gerekçeleri hem de Anayasa hükümleri yok sayılmaktadır. Dayatılan bu düzenleme, Anayasa’nın 41. maddesinde yer alan “eşler arası eşitlik” ve Anayasa’nın 10. maddesindeki “Devlet bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür” hükümlerine aykırıdır.
Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren laik hukuk sistemini benimsemiştir. Bunun temeli 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren Medeni Yasa’dır. Medeni Yasa’ya dönük saldırılar ve “yeni anayasa” dayatması da göz önünde bulundurulduğunda, 9. Yargı Paketi ile hedeflenen, açıktır ki, laik hukukun ve yurttaş haklarının ortadan kaldırılmasıdır.
Laik hukuk sisteminde yasalar, yüzlerce yıl öncesinin karanlığına göre değil, çağın gereklerine göre yurttaşlık ve toplumsal eşitlik temelli düzenlenmeye açık olmalıdır. Laiklik başta kadın hakları olmak üzere, insan haklarının güvencesidir. Yurttaşın hukuk güvenliğinin teminatı olan laiklik ortadan kalktığında kişilik hakları da kolaylıkla ihlal edilebilecek, eşitsizlikler gücü elinde bulunduranlar lehine büyüyecektir.
Laik hukuku tanımayan, başta kadınlar olmak üzere, toplumsal eşitlikleri reddeden ve yurttaş temelli toplumu hedef alan bu dayatma kabul edilemez!”