Marmara Gölü için gözler mahkemede

Yaşam hakkı savunucuları, Marmara Gölü’nü tarım alanına dönüştürme planlarına karşı açtıkları davada adalet bekliyor. Nihai duruşması gerçekleşen davada hazırlanan bilirkişi raporları Marmara Gölü’nün kurtarılabilir olduğunu gösterdi.

Marmara Gölü için gözler mahkemede

Manisa’nın doğal miraslarından Marmara Gölü’nün tarım alanına dönüştürülmesine karşı açılan davada sona yaklaşıldı. Demokratik kitle örgütleri ve bölge halkı, mahkemeden ekosistemi yok eden projeyi iptal etmesini talep ediyor. Nihai duruşma 4 Kasım’da Manisa 2. İdare Mahkemesi’nde gerçekleşti.

Bir zamanlar kuş türleri ve endemik balıklarla dolup taşan Marmara Gölü, yanlış tarım ve su politikaları sonucu kuruma tehlikesiyle yüz yüze kaldı. Türkiye’nin Önemli Kuş ve Doğa Alanları arasında gösterilen göl, bugün suni projelerle tarıma açılmak isteniyor. Yaşam hakkı savunucuları, göle su sağlanarak eski sulak alan niteliğine kavuşabileceğini belirtiyor.

Manisa Valiliği, DSİ, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (TİGEM) 2022’de imzaladığı protokol ile göl, tarım alanına dönüştürülmek üzere TİGEM’e tahsis edildi. Ardından gelen sınır revizyon kararı ise sulak alan koruma bölgelerini yeniden düzenledi. Doğa Derneği, Ulusal Sulak Alan Komisyonu’nun ve protokolün gölü kurutacağını belirterek dava açtı.

RAPORLARA GÖRE KURTULABİLİR

BirGün’de yer alan habere göre davada hazırlanan bilirkişi raporları, göle su sağlandığı takdirde bölgenin sulak alan niteliğine yeniden kavuşabileceğini gösterdi. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç, Marmara Gölü’nün yalnızca Manisa’nın değil, tüm Türkiye’nin biyolojik çeşitliliği için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Kılıç, “TİGEM’in projeleri gölü yok edecek boyutta. Marmara Gölü’nü kurtarmak için TİGEM’in buradan çekilmesi ve göle su sağlanması şart” dedi.

Kılıç, devamında şunları kaydetti: “Bilimsel raporlar açıkça göstermektedir ki, Marmara Gölü’ne su sağlandığı takdirde bölge yeniden doğal sulak alan niteliğine kavuşacaktır. Ancak TİGEM’in yapmaya devam etmek istediği proje uygulamaları gölün ekosistemini tamamen yok edecek nitelikte. Yerel halk ve sivil toplum örgütleri ile birlikte Marmara Gölü’nün korunması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Göl havzasındaki yaşamın sürmesi için adaletin yerini bulacağına inanıyoruz. Bu karar, yalnızca Marmara Gölü’nün değil, Türkiye’deki tüm sulak alanların geleceği için de örnek teşkil edecektir.”

Doğa Derneği Hukuk Danışmanı Av. Özlem Altıparmak ise, “Yaşadığımız dava süreci, kamu idarelerinin hatalı su ve tarım politikalarının ve sorunları çözmekteki isteksizlik ve eylemsizliklerinin yol açtığı sorunları görmek; iklim değişikliği ile mücadele, biyoçeşitliliğin korunması, afetlerle mücadele ve arazi bozunumunun önlenmesi için sulak alanların korunmasının ve restorasyonunun nasıl hayati bir rol oynadığının yargısal tespiti açısından uluslararası boyutta bir emsal oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.