"NATO'ya da işbirlikçilerine de hayır!"

"İsveç'in NATO üyeliğine TBMM'deki çoğunluk tarafından onay verildi. Bu karar, Türkiye'deki devrimci, komünist ve anti-emperyalist gruplar tarafından protesto edildi. Türkiye Komünist Hareketi, NATO'ya daha önce de onay verildiğini ve bu onayların NATO'nun genişlemesine yol açtığını belirtti."

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) çoğunluk, İsveç’in NATO üyeliğini onayladı. Bu karar, Türkiye’deki birçok devrimci, komünist ve anti-emperyalist grup tarafından protesto edildi. Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Devrim Hareketi, Devrimci Hareket ve Devrimci İşçi Partisi (DİP) de bu tepkiler arasında yer aldı. Yapılan açıklamada, NATO’ya ilk kez onay verilmediği ve daha önce mecliste verilen “evet” oylarının NATO’nun genişlemesine yol açtığı belirtildi.  Yapılan açıklamanın tam metni şöyle:

“NATO’ya da, işbirlikçilerine de hayır!

İsveç’in Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, NATO olarak bilinen askeri örgütlenmeye katılması için Meclis’te yapılan oylamadan “evet” kararı çıktı. Kararın meclisten büyük bir çoğunlukla çıkması aslında NATO’nun ve onun yürüttüğü savaş politikasının onaylanmasıdır. İktidar partisi AKP ve onun küçük ortağı MHP ile ana muhalefet CHP’nin NATO’nun genişlemesine verdiği onay, düzen güçlerinin emperyalizme bağlılıklarının bir kez daha test edilmesinden başka bir anlam taşımamaktadır.

AKP-MHP iktidarı gericiliğin, sömürünün, savaşın ve katliamların iktidarıdır. Askeri, mali ve siyasi konularda emperyalizme göbeğinden bağlı olan iktidarın geleceği, baskı ve sömürü koşullarının devamını ABD emperyalizmine bağımlılıkta görmektedir. NATO’nun genişlemesiyle AKP-MHP iktidarının bir derdi yoktur. Bilakis bu hususta bir ortaklık ve çıkar birliği bulunmaktadır. Bu kararla işbirlikçi iktidar ve düzen muhalefeti emperyalizme karşı görevini yerine getirmiştir. Meclisten NATO’nun genişlemesine verilen onay emekçi halkın tarihine ve aklına bir kez daha kazınmıştır.

Meclis NATO’nun genişlemesine ilk kez evet dememiştir. Daha önce de birçok genişleme paketine ikirciksiz bir şekilde “evet” diyen Meclis’in aldığı bu tutum şaşırtmamıştır. Bugün NATO’nun genişlemesi emperyalizmin bölgede ve farklı coğrafyalarda yürüttüğü savaş, katliam ve imha politikalarına verilen bir onaydır. Filistin’e bir yandan destek açıklaması yapıp, bir yandan İsrail ile ticareti büyüten AKP’nin ve onun ortaklarının aldığı NATO kararı anlamı da bellidir.

NATO’ya evet diyen, Siyonist İsrail’in güvenliğine “evet” demiştir!

NATO’ya evet diyen, Filistin’de , Suriye’de, Irak’ta ve Yemen’de yürütülen katliam politikalarına “evet” demiştir.

NATO’ya evet diyen Ukrayna’daki gibi haksız savaşlarda ABD ve Avrupa emperyalizminin vekilliğine talip olmuştur.

NATO’ya evet diyen Montrö’yü delmeyi ve Karadeniz’i kana bulamayı hedefleyen emperyalizme onay vermiştir.

NATO’ya evet diyen, “emperyalizme hizmete” “evet” demiştir!

NATO’ya evet diyen, emekçi halkın geleceğini de satmıştır!

Türkiye’nin NATO’ya girişinden bu yana sermaye düzeninin değişmez tek bir politikası vardır. Bu politika; Dünya’nın dört bir yanında katliamları örgütleyen, işçi sınıfına, emperyalizme karşı yürütülen bağımsızlık mücadelelerine acımasız bir “sıcak savaş” örgütleyen, emperyalist tekellerin jandarması olan NATO’ya sınırsız hizmettir.

NATO demek katliam demektir! NATO demek, işçi sınıfına ve onun kurtuluş mücadelesi olan sosyalizme karşı emperyalizmin verdiği sıcak savaş demektir. Türkiye’nin tarihinde onlarca katliamı örgütleyen, ilerici, devrimci, yurtsever gençleri, emekçileri yok etmeye ant içmiş Gladio örgütlenmesini ortaya çıkaran, darbelerin, Meclis’in bombalanmasının önünü açan örgütlenme NATO’dan beslenmiştir. Türkiye’nin aydınlarını faili meçhullere uğratan NATO örgütlenmesidir. Bu örgütlenmenin faili meçhulleri devam etmektedir. 2004 yılında NATO karşıtı birlik platformunda yer alırken katledilen ve davası zaman aşımına bırakılmak istenen üniversite öğrencisi Önder Babat’ın katili de NATO’nun işbirlikçileridir.

NATO’ya evet diyenler bu tarihe de “evet” demişlerdir.

Hiç kimse ne bu tarihi unutturabilir, ne de bugünkü gerçekleri gizleyebilir. Bu ülkenin işçileri, gençleri, ilericileri, devrimcileri ve komünistleri her zaman olduğu görevlerinin başındadır. NATO’ya da, işbirlikçilerine de, emperyalizmin yürüttüğü politikalara da hayır! Bu ülkenin devrimci, komünist güçlerinin NATO karşısındaki tutumu bellidir:

1- NATO dahil olmak üzere tüm emperyalist paktlar emperyalizmin savaş örgütleridir. Bu savaş örgütleri yok edilmeden emekçilere huzur yoktur. NATO’dan derhal çıkılmalıdır.

2- İncirlik ve Kürecik dahil olmak üzere tüm askeri üslere el kapatılmalıdır. Türkiye’de ve bölgede emperyalizmin tek bir üssüne geçit yok!

3- NATO ve emperyalizmin bölgedeki karakolu olan İsrail ile tüm ilişkiler kesilmeli, İsrail’e yönelik yaptırımlar hayata geçmelidir.

Emperyalizm, askeriyle, üsleriyle def edilinceye değin yukarıdaki tutumumuzu sürdürmeye devam edeceğimizi, tüm devrimci güçleri bu tutumlar doğrultusunda harekete geçmeyi çağırırız.”