Nehirden denize…Filistin’de Türkiyeli devrimcilerin ayak izleri

Nehirden denize…Filistin’de Türkiyeli devrimcilerin ayak izleri

22-09-2024 09:53

“…bizler enternasyonalist sosyalistleriz. Dünyanın neresinde emperyalist işgal, zulüm, baskı ve sömürü var sa oraya gitmeye hazırdık. Bu Vietnam, Kamboçya, Laos veya Filistin olabilirdi.” *

Hikmet Yaman

Filistin’de, siyonist ve ırkçı İsrail rejiminin işgaline, toprakları ilhak siyasetine ve saldırılarına karşı verilen mücadele ve dünyada bu katliamlara karşı protestolar yükselirken, Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin desteğini yanına alan sağcı faşist Natenyahu yönetimindeki İsrail rejiminin katliamları artarak sürüyor. Yalnız Filistin halkı değil, katliamları dünyaya duyurmak için çalışan gazeteciler, dünyanın birçok bölgesinden dayanışma için gelen aktivistler, yardım ve sağlık ekiplerinden insanlar da İsrail ordusu ve silahlandırdığı paramiliter gruplar tarafından katlediliyor.

6 Eylül 2024 tarihinde Uluslararası Dayanışma Hareketi (ISM) aktivisti Ayşenur Ezgi Eygi İsrailli bir keskin nişancı tarafından hedef gözetilerek katledildi.

Kafe basıp, kahve ve kola döken, kefen giyip “protesto” yapan, cihat naraları atanlar, “bir gece ansızın gelebiliriz” tehditleri savuranlar İsrail’le ticaretin sürmesine suspus olurken, İsrail banisi ABD emperyalizminin savaş gemisi İzmir’e demirlerken seyredenler solcu, sosyalizan Ayşenur’u şehit ilan ediyorlar.

Bu ikiyüzlülük sağcılığın, dinci gericiliğin alameti farikası oluyor…

BİZ DEVRİMCİLER OLARAK EMPERYALİZME, FAŞİZME…

 5-10 Haziran 1967 tarihleri arasında yaşanan 6 Gün Savaşı’nın ikinci gününde 6 Haziran 1967 İstanbul’daki devrimci gençlik örgütleri başlayan Arap İsrail savaşında yer alan emperyalist kuvvetlere karşı ortak bildiri yayınlarlar. Bu bildiride İsrail’in saldırganlığı ve işgal planlarına karşı çıkılmakta “…bu sa­vaş, yok­sul Arap ül­ke­le­ri­nin sal­dır­gan İs­ra­il’­e kar­şı yap­tı­ğı ba­ğım­sız­lık sa­va­şı­dır. Bu sa­va­şın kı­sa za­man­da ba­rı­şa ulaş­ma­sı, hak­lı­la­rın sal­dır­gan­lar kar­şı­sın­da hak­la­rı­nı el­de et­me­si­ne bağ­lı­dır. Bu sa­va­şın uza­ma­sı, Or­ta­do­ğu ül­ke­le­ri­nin de­ğil, pet­rol sö­mü­rü­sü­nü sür­dür­mek is­te­yen ve iki ta­ra­fa da si­lah sa­tan em­per­ya­list­le­rin ya­ra­rı­na­dır.” denilmektedir.

Dünya’da ve Türkiye’de sosyalist düşüncenin ve sol hareketlerin yükselişte olduğu altmışlı yıllarda, Latin Amerika, Afrika, Asya gibi ülkelerde ortaya çıkan bağımsızlık hareketleri emperyalizme karşı mücadelenin yükselmesine yol açıyordu. Türkiye’de de benzer gelişmeler yaşanarak solcular hem Ortadoğu hem de Türkiye’nin dış politikası açısından hükümetin politikalarını sorgulama NATO, CENTO ve ABD emperyalizmine karşı Anti Emperyalist bir mücadele için çalışıyorlardı.

Bir Ortadoğu Devrimci Çemberi ve onun merkezlerinden biri olan Filistin ve oradaki direniş olarak da teorize edilen savaşta devrimci gençler örgütlü ya da örgütsüz olarak direnişe destek vermek ve emperyalizmin bölgedeki jandarması İsrail’e karşı savaşmak için Filistin’e gitmişlerdi.

1968 yılına gelindiğinde dünyanın birçok ülkesinden hem direnişe destek olmak ve hem de o yıllarda öne çıkan “şehir gerillacılığı” için eğitim almak isteyen gençler sol tandanslı Filistin kurtuluş örgütlerinin kamplarına katılıyorlardı.

1 Ekim 1968’de Türkiye’den ilk kez 2 genç, TİP Gençlik Kolları üyesi 18 yaşındaki Abdülkadir Yaşargün ile 19 yaşındaki Mustafa Çelik kaçak yollardan Filistin’e gittiler. El-Fetih’le ilişkiye geçip gerilla eğitimi alan Gaziantep Ticaret Lisesi öğrencisi Mustafa Çelik 8 Haziran 1969’da bir çatışmada hayatını kaybetti. 1969’da bölgeye giden isimler arasında Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan da vardı. Türkiye’de aranıyorlardı. Filistin’e gitmek için yola çıktıklarında Suriye’de gözaltına alındılar. On iki gün esir olarak tutulduktan sonra bölgede olma sebeplerini söylediler ve Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi tarafından serbest bırakılıp Amman’daki Filistin kampında eğitim görüp döndüler. Amaçları burada gerilla eğitimi alıp, silahlı mücadeleyi Türkiye’de başlatmaktı. Yusuf As­lan, “El-Fe­ti­h’­e ni­çin git­tim?” başlık­lı ya­zı­sında: “Bu­gün Or­ta­do­ğu’da Ame­ri­kan emperyalizmi­nin ile­ri ka­ra­ko­lu olan İs­ra­il’­e kar­şı Arap halk­la­rı an­ti­em­per­ya­list bir sa­vaş yü­rüt­mek­te­dir. Bu savaş As­ya’da, Af­ri­ka’da, La­tin Ame­ri­ka’da ve bü­tün dün­ya­da em­per­ya­liz­min bas­kı­sı al­tın­da ezi­len halk­la­rın yü­rüt­tü­ğü dev­rim­ci kav­ga­nın bir par­ça­sı­dır. Em­per­ya­liz­me kar­şı yü­rü­tü­len sa­vaş, bü­tün dün­ya halkla­rı­nın or­tak sa­va­şı­dır. Vi­et­na­m’­da Or­ta­do­ğu’da, La­tin Ame­ri­ka’da em­per­ya­liz­me kar­şı sı­kı­lan her kurşun, ay­nı za­man­da Tür­ki­ye hal­kı­nın kur­tu­lu­şu için sıkıl­mak­ta­dır” diyordu. Bu aşamada benzer şekilde birçok devrimci genç bu kamplara katılmış, İsrail’e karşı çatışmalara katılmışlardı.

1973 yılında Yom Kippur Savaşı sırasında Lübnan’daki kamplarda eğitim gören. Bora Gözen, Kerim Öztürk, Cafer Topçu, Ahmet Özdemir, Yücel Özbek, Ali Kiraz, Şükrü Öktü ve Gürol İlban, Lübnan’daki Nahr el Bared kampının İsrail savaş gemilerince bombalanması sonucu öldü. Ali Ergün, Hüseyin Tüysüz ve Faik Bulut ise saldırıdan yaralı olarak, Cengiz Çandar ise yara almadan kurtuldu. Faik Bulut yakalanarak 7 yıl 2 ay İsrail zindanlarında tutuldu ve işkence gördü.12 Eylül faşist cuntasının baskıları sırasında’da Filistin’e giden devrimciler vardı. TKEP üyesi Cevat Saim Çelen (Teğmen Ali) bunlardan biriydi ve o da İsrail uçaklarının bombaladığı Baalbek kampında 11 Ağustos 1986 tarihinde yaşamını yitirdi.

Filistin direnişine destek vermek ve enternasyonalist dayanışma için giden Türkiyeli devrimcilerin sayısının yaklaşık üç bin olduğu tahmin ediliyor. 40 civarında devrimcinin de bu mücadele içinde öldüğü tahmin ediliyor.

Bugün İsrail saldırıları ABD ve AB emperyalizmin desteğiyle artarak sürüyor. İşgal edilen topraklarda binlercesi çocuk olan onbinlerce kişi katledildi. Katliamlar artarak sürüyor. Türkiyeli sosyalistler, komünistler bu katliamlara ve işgale karşı Filistin halkının direnişini tereddütsüz destekledi. Desteklemeye de devam ediyor.

Nehirden Denize Özgür Filistin şiarı için ölümü de göze alarak Filistin halkının yanında yer alan Denizlerin ve diğer tüm devrimcilerin adları anıları hala direnişin içinde yaşıyor.

*(Oktay Etiman, Faik Bulut’la Mülkiyeliler Birliğindeki söyleşisi)

https://yurtsever.org.tr/2024/filistinin-dostlari-kimlerdir-534222/