Nice nice yıllara Nâzım yoldaş!

122. doğum gününde komünist şair Nâzım Hikmet'i saygı, sevgi ve özlemle hatırlıyoruz.

Nice nice yıllara Nâzım yoldaş!

15 Ocak 1902 Nâzım Hikmet’in doğum günü. Doğduğu gün o gün mü belli değil aslında, doğum gününe de yıllar sonra kendisi karar verir çünkü. Muhtemeldir ki hayatı boyunca verdiği kararların en kolaylarından biri olmuştur “15 Ocak olsun doğum günüm” demek.

Yoksa daha küçük bir çocukken şair olmaya karar verir. Sonra deniz subayı olmaya karar verir. Büyür biraz, memleket işgal altındadır; başta padişah, peşinde yardakçıları işgalcilere el pençe divan dururken o savaşmaya karar verir. Yola çıkar, yolda yeni bir dünyanın müjdesini duyar, insanın insanı sömürmediği, herkesin eşit olduğu yeni düzeni, yeni ülkeyi görmeye karar verir. Sosyalist ülkeyi görmek için çıktığı yolda “Batum’da, Fransa Oteli’nde” komünist olmaya karar verir.

İşte bu kararla birlikte Nâzım’ın sonraki yaşamının tüm kararları da netleşir. Kalan tüm yaşamını 1921 yılında 19 yaşındayken verdiği bu karar doğrultusunda yaşar. Sanatı, tarihi, ekonomiyi, siyaseti, mücadeleyi sınıf mücadelesinin bilinciyle kavrar. Dünyanın en büyük şairlerinden biri olur, ama örgütlü bir komünist olarak tüm görevlerini de yerine getirir. Defalarca tutuklanır, ömrünün önemli bir kısmını cezaevlerinde geçirir ama teslim olmaz. Kendi dizeleriyle söylersek: Benim kuvvetim / bu büyük dünyada yalnız olmamaklığımdır. / Dünya ve insanları yüreğimde sır / ilmimde muamma değildirler. / Ben kurtarıp kellemi nida ve sual işaretlerinden, / büyük kavgada / açık ve endişesiz / girdim safıma.”

Doğumundan 122, ölümünden 60 yıl sonra Nâzım halen dizelerinde bahsettiği kuvveti taşıyor. Dünyanın dört bir yanında işçiler, aydınlar, gençler Nâzım’ın şiirlerini okuyor, Nâzım’ın senaryosunu yazdığı tiyatroları ya da filmleri izliyor. Nâzım’ın yetiştirdiği sanatçıların kitaplarını okuyup, resimlerine bakıyor. Nâzım’ın mücadelesine katılıp, dünyanın son kırk yılına çöken karanlığı söküp atmak için mücadele ediyor.

Şüphesiz Nâzım da hemen yanı başlarında, şüphesiz “alnı yukarda / kırmızı boyun atkısı rüzgarda” yürüyor…

Nice nice yıllara…

 

“Komünistim çok şükür.

İşin bu tarafı böyle, Kerim.

Her komünist gibi de su katılmamış vatanperverim:

                                             hem de bir tarih

                                             bütün bir devir

                                             bir insanlık merhalesi boyunca daha gerçek

                                                                                                          daha ileri …

Başkasının sırtından geçinenlerin değil

                                               çalışan insanların vatanperverliği bu.

Bu senin vatanperverliğin, on dört yaşındaki işçi Kerim.

Ne kendi milletimden aşağı

                              ne de üstün görürüm başka milletleri.

Kozmopolit de değilim.

Her komünist gibi haykırırım fakat,

                               Bütün ülkelerin proleterleri birleşin, diye.”

(Bu yazı Yurtsever gazetesinin 4. sayısında yayımlanmıştır.)