Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Özgür Özel’in 1 Mayıs kefaleti…

Reklam

Anayasa Mahkemesi, 12.10.2023 tarihinde vermiş olduğu kararla hükümetin 1 Mayıs’ta Taksim’de toplanmasını yasaklamasını hak ihlali saydı. Taksim’in 1 Mayıs alanı olmasının meşruiyeti işçi sınıfına ait olmakla birlikte, hukuka da uygun olduğu bizzat AYM tarafından tescil edilmiş oldu.

2023 1 Mayıs’ı ile 2024 1 Mayıs’ı arasında verilen bu AYM kararını tanımamak ya da görmezden gelmek sadece hukuki bir durum değil aynı zamanda hukuk tanımaz bir iktidarla karşı karşıya kaldığımız anlamına gelmektedir. Hukuku uygulamayan iktidarın yanına, AYM kararını da uygulamayı önemsiz gören sendikaların ya da siyasi partilerin olabileceğini düşündüğümüzde, Taksim’de ısrar eden sendikal oluşumların ve meslek örgütlerinin Taksim konusundaki ısrarı geçtiğimiz yıllardaki göstermelik söylemlerinin ötesine geçme bir boyut da taşımaktadır.

Yalnız…

Burada asıl üzerine düşünülmesi gereken hatta bir adım daha öteye giderek belirtelim ki, teşhir edilmesi, ayrıca mücadele edilmesi gereken bir konu bulunmaktadır. Özgür Özel’in 1 Mayıs kefaleti…

Özgür Özel’in AYM kararını veri alarak, yaptığı ve AKP’ye seslendiği konuşmada kefil olduğu, görev istediği konuları sıraladığında özetle şunlar çıkıyor karşımıza.

Kontrol noktasında CHP görevlileri koymak, tansiyonu düşürmek, içeriye bir tek 1 Mayıs dışı pankart sokmamak, yeni bir iklime hizmet etmek…

Başta DİSK olmak üzere sendikaların ve meslek örgütlerinin Taksim’de ısrar etmelerinin yeni bir zemin yarattığını yukarıda belirtmiş idim. Ancak kimse Özgür Özel’in 1 Mayıs için bu kefaletini usulü bir ayrıntı olarak değerlendirmemizi beklemesin. Bu açık ve net bir şekilde esasa ilişkin bir müdahaledir ve tersinden varsa CHP’nin Taksim ısrarını bu haliyle önemsizleştirmekte, aynı zamanda işçi sınıfının mücadelesine her zaman olduğu gibi en hafif deyimle su katmakta olduğunun göstergesidir.

Neden mi?

Özgür Özel, AYM kararının içeriğinden daha da geri bir 1 Mayıs tarif etmektedir. Başka bir anlatımla Özgür Özel AYM kararına aykırı bir kefalet örneğini işçi sınıfına yutturmaya kalkmaktadır.

AYM’nin tarif ettiği 1 Mayıs bakın nasıl olmalı… “İşçi ve Sendika kültürünün yapı taşlarından biri olan Taksim Meydanı yalnızca 1 Mayıs günü orada bulunanların dayanışmasını değil, aynı zamanda emekçilerin ortak hafızasının varlığını göstermektedir. Bu durumda kendisini, o kültürün bir parçası olarak gören her kişinin 1 Mayıs günlerinde Taksim Meydanının ifade ettiği anlamı doğrudan tecrübe etmek ve edindiği tecrübeyi kuşaklar boyunca aktarmak için orada bulunma hakkı vardır. 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı ile özdeşleştirilmesi nedeniyle anılan mekânın sınırlanması aktarılmak istenen düşüncenin de sınırlanmasına neden olmaktadır”

AYM kararını izah etmeye gerek yok. Tek cümle ile özeti şudur ki, “Yere de aktarılmak istenen düşünceye de sınır koyamazsın”.

Şimdi işçi sınıfının karşısında, yeri yasakladığını açıklayan bir iktidar ve 1 Mayıs dışı pankartı içeri sokmama görevi üstelenen bir ana muhalefet partisi çıkıyor.

Biri büyük kalabalıklardan korkuyor; diğeri soldan, sosyalist düşünceden, emekçilerin eşitlik mücadelesinden, kendisinin de eleştirilmesinden korkuyor. İkisi de 1 Mayıs’ın anlam ve içeriğinden korkuyor.

Anlam ve içeriğini 1 Mayıs’a katılanların belirleyeceği tartışma konusu bile değilken, Özgür Özel’in hayal ettiği yeni iklimde işçi sınıfının hizaya sokulduğu yerin konumu ise yeniden ortaya çıkıyor. İşçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü ile ülkenin kurtuluşu arasındaki bağın kurulmayacağı bir şenlik havası…

Sadece, yoksulluğa, pahalılığa, açlığa karşı değil, İsrail’in Gazze işgaline, emperyalist bağımlılığa, NATO’nun yayılmasına, gericiliğe, faşizme karşı işçi sınıfının tavrını göstermesinin 1 Mayıs ile bağını koparma arayışı, CHP’nin AKP’yi yumuşatma ve 1 Mayıs konusunda “cahil” olmasından ileri gelmiyor. İçeriksiz, sözsüz, siyasetsiz bir seçim dönemi sonrasında, öfkenin politikleşmesinin ilk uğrağı olan 1 Mayıs gününe karşı CHP, kendini ve yanında durduğu sermaye sınıfını koruma altına alıyor. Kefaleti AKP’ye ver, ipoteği de işçi sınıfına koy… Ver kefaleti, al ipoteği…

Son sözü işçi sınıfı söyleyene kadar, işçi sınıfı topunuzu hizaya sokana kadar…

Boşuna demiyoruz hatırlatmış olalım yine…

1 Mayıs’lar bizimdir, “sağ sol mu kaldı?” diyenlerin değil…

Ve Yaşasın 1 Mayıs… Kefaletsiz ve de ipoteksiz…

Reklam

Önceki Haberler

THY’de yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı 80 bin TL oldu

THY’nin 21 Mayıs 2025 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yönetim kurulunda değişikliğe gidilerken yönetim kurulu…

23 Mayıs 2025 17:21

İBB soruşturmasında yandaş medyaya gönderilen bilgi notunu AKP’li trol hazırlamış

İBB soruşturmaları kapsamında tutuklanan Taner Çetin’le ilgili iktidar medyasına servis edilen bilgi notunun, AKP’li bir…

23 Mayıs 2025 17:13

Devlet Bahçeli’den Erdoğan’a: Yolundan cayma hakkı yoktur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Benim tekrar aday olma derdim yok" açıklamasına…

23 Mayıs 2025 16:19

Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’na hapis cezası

Oyuncu Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu, yalan beyan suçlamasıyla yargılandığı davada hapis cezası aldı. Ergenç’e…

23 Mayıs 2025 15:46

Kınık ailesi yine adaleti parayla satın almaya çalıştı

Kınık ailesi, 26 Mayıs'taki duruşma öncesi Zehra Kınık'ın neden olduğu kaza sonucu ölen Batın Barlasçeki’nin…

23 Mayıs 2025 15:27

DEM Parti sözcüsü Doğan’dan dikkat çeken açıklama: Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasa çıkışını değerlendiren ve yeni anayasa tartışmalarına değinen DEM Parti Sözcüsü Ayşegül…

23 Mayıs 2025 14:31
Reklam