Polonez işçileri: Alnımız ak, biz buradayız!
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek ve beraberindeki heyet tarafından da ziyaret edilen Polonez işçileri direnişlerini büyütmekte kararlı.
İstanbul’un ilçelerinden Çatalca’da bulunan Polonez Et Fabrikası’nda, 17 Temmuz’da sendikalaşma isteğinde bulunan 135 Polonez işçisinin işine son verildi. Önce 13 işçi, “Küçülmeye gidiyoruz” denerek işten çıkarılırken, duruma itiraz eden ve arkadaşlarının işlerine geri dönmesini isteyen 122 işçinin daha “Kod 46” (yüz kızartıcı suç) ile işi elinden alındı. Haksız yere işten çıkarılan işçiler fabrika önünde direnişe başlarken, Polonez işçilerinin direnişi günden güne büyüyor. İşçilerin çoğu asgari ücret ve altında 13 ila 16 bin lira arasında değişen maaşlarla çalışıyor. Önemli bir kısmını kadın işçilerin oluşturduğu Polonez fabrikası, sırf sendikaya üye oldukları için işçileri kapının önüne koydu. İşçilerse anayasal hakları olan sendikalaşmayı ve sınıf çıkarlarını korumak konusunda sonuna kadar direnmekte kararlı.
Yurtsever Gazetesi ziyaret ettiği ve dayanışma duygularını ilettiği Polonez işçilerine sürecin nasıl geliştiğini sordu. Direnişteki işçilerden Sathı Savaş süreci şöyle anlattı:
Süreci bizlere nasıl özetlersiniz, neler yaşadınız?
Fabrikada 354 kişi çalışıyor, 135 kişi işten çıkarıldı.
135 kişi sendikalı oldukları için işten çıkarıldılar yani. Nasıl bakıyorsunuz peki, kazanacak mısınız?
Biz inançlıyız, kazanacağız. Kazanana kadar da buradayız.
Bu süreçte size aileleriniz destek oldu mu? Aileniz açısından bir sıkıntı var mı?
Evet, oldular. Ailelerimiz de bize destek oluyor, o açıdan sıkıntı yok. Herkes destek oldular.
Düzen partileri sizleri ziyarete gelmezler biliyorsunuz. Sınıf adına mücadele eden, sınıfın dost partileri gelir.
Açık ve net olarak söylemem gerekirse sol kesim, solcular geliyor. Sağ kesimin geldiğini hiç görmedim, solu hep görüyoruz. Sağ kesimin işçi sınıfını desteklediğini görmedim. Sol kesimi her tarafta görüyoruz.
Bugün sanırım direnişin 21. günü. 21 günde hiç pes eden arkadaşınız oldu mu?
Yok, hiç pes eden olmadı. Daha hırsla sarıldık.
Bu sürede size ve direnişe karşı bir saldırı oldu mu?
Daha önce biber gazlı bir saldırı oldu, çevik saldırısı oldu içeriden.
Direnişte, diğer içerideki işçiler sizlere destek oluyor mu?
İçeride devam eden işçiler var; ama şuan zaten gündelikçi, taşeron firma içeride ağırlıkta.
Bizler sizleri sonun kadar destekleyeceğiz. İşçi sınıfının nerede bir direnişi olursa her zaman yanında yer alacağız.
Biz daha önce bilmezdik böyle sendika falan. Ama ben solcuyum, solu severim. Ben arkadaşlara da söylüyorum sağcı bir parti bizi ziyaret edip desteklemedi şimdiye kadar diye.
Gücümüz kuvvetimizden, örgütlülüğümüzden gelir. Birleşebilirsek başarırız. Şimdiye kadar 21 gün olmuş. Tebrik ediyoruz sizi. Devam edeceksiniz kararlı bir şekilde..?
Ben 18 yıldız Polonez’de çalışıyorum. 18 yıldır işletmeye bir zararımız olmamış. Bizi kod 46’dan çıkarıyorlar. Birçok yöneticiden biz eskiyiz. Onlar yokken biz vardık. Polonez’i Polonez yapan buradaki insanlardır, emek verenlerdir. Bizleri birer mesajla işten çıkardılar. Kararlıyız, hırslıyız, inatçıyız, hakkımızı alana kadar buradayız. Bizim alnımız ak, patronlarımızın da yüzleri varsa buyursunlar, bizim diyeceğimiz bu kadar.
“POLONEZ’İ TÜRKİYE’DE MARKA YAPAN 20 YILLIK KALİFİYE İŞÇİLER BİR GECE YARISI KOD 46’YLA İŞTEN ÇIKARILDILAR”
Yurtsever Gazetesi’ne direniş hakkında açıklamalarda bulunan Tekgıda İş Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu ise, anayasal haklarını kullanmak isteyen işçilerin hukuksuz bir biçimde işten çıkarıldıklarını belirterek şu açıklamalarda bulundu:
“Burada Polonez işçileri 15 Temmuz itibariyle Tek Gıda İş Sendikası’nda örgütlenmeye başladılar. Burada yaklaşık 354 çalışan işçi vardı. Burada çalışan işçilerin %50’sinin sendika üyesi olması gerekiyordu. Biz sendika olarak burada çalışan arkadaşlarımızın %80’ini 24 saat içerisinde üye yaptık. Ama maalesef işveren buradaki işçilerin sendikalaştığını duyduğunda 19 Temmuz itibariyle ekip başları ve öncülerden 13 işçinin iş hakkını fes ettiler. Arkadaşlarımızın işten çıkış sebeplerinin küçülme dolayısıyla olduğunu söylediler. İçerideki arkadaşlarımız işten atılan arkadaşlarına sahip çıkarak üretimi yapmama ve yavaşlatma eylemi başlattılar.
Polonez’i Türkiye’de marka yapan 20 yıllık kalifiye işçileri, sadece anayasal haklarını kullandıkları için bir gece yarısı attıkları mesajla Kod 46’yı kullanarak işten çıkardılar. Bu şirket toplum tarafında yerli olarak bilinirken aslında şirketin Ürdünlülere ait olduğu ortaya çıktı. Biz burada mücadele ederken, yasayı ve kanunları koruması gereken Kaymakam, çalışanların üstüne polis müdahalesi gerçekleştirdi.
Burada çalışan işçilerin hepsi bu köylerde yaşayan insanlar ve bu insanlar yıllardır asgari ücretle çalışıyor. Bir kere kanunen 18 yıllık bir işçinin asgari ücretle çalışması yasaktır. Buna rağmen işveren, asgari ücretten bile vergi keserek çalışanların maaşlarının 14-15 bine düşmesine sebep oldu. Biz buradan işçiler olarak Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’e çağrıda bulunuyoruz: Bu toplumun vergilerini, garsonların bahşiş kutularını bile incelemeye alan Mehmet Şimşek’in buradaki Ürdünlü şirketin, devletin kanunlarını ve yasalarını hiçe sayarak, devletin resmi gazetede yayınlanmış asgari ücretten vergi kesilemez maddesini bile burada hiçe sayarak insanların maaşlarından kesinti yapılıyor.
Biz burada anayasal hakkımızı kullanmak istiyoruz. Ve bu şirket Türkiye’nin bütün teşviklerinden faydalanıyor. Bu şirketin başka bir özelliği var. Bu şirket uluslararası sözleşmeleri kabul etmiş ve imzalamış olmasına rağmen Türkiye’deki hukuk ve yasaları tanımıyor. Biz Türkiye toplumunun insanlarıyız. Burada Kürt’ü, Arap’ı, Çerkes’i, Abhaz’ı herkes ekmek ve emek mücadelesi veriyor. Biz burada bir slogan geliştirdik. Kürdün inadıyla, Türk’ün sabrıyla, Laz’ın coşkusuyla ve emek dostlarımızla beraber Ürdünlü şirkete Türkiye’deki sendikalaşmanın, örgütlülüğün ne olduğunu hep birlikte göstereceğiz. Türkiye Komünist Hareketi’ne de mücadelemize vermiş olduğu destekten dolayı teşekkür ediyoruz.”
TKH GENEL BAŞKANI AYSEL TEKEREK: ARTIK POLONEZ’DE HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Polonez işçilerini bir heyet eşliğinde ziyarete gelerek dayanışma duygularını ileten Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek ise işçilere yönelik yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“Sonda söyleyeceğimi başta söylemek istiyorum: Tarih bize gösterdi ki, bir işyerinin kapısında “bu işyerinde grev vardır” yazıyorsa ya da işçiler direnişe geçmişlerse artık o fabrikada artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz, olamaz. Çünkü kardeşlerim, bugün sizin fabrikanızda da yaşadığınız, Türkiye’deki işçi sınıfının da halihazırda yaşadığı; patronların işçileri fabrikadaki herhangi bir makineden farklı görmeyip, onu malı, kölesi olarak kabul ettiği; hakkını zaten hiçbir zaman vermediği, üstüne her türlü mobbingi uyguladığı; işçiler sendikalı olmak istediklerinde de kapının önüne koyduğu bir durumda o kapının önünden evine dönerek değil de, koydukları kapının önünde direniş başlatan her durum, patrona en büyük dersi vermiş olur. O yüzden bu saatten sonra hiçbir şey Polonez’de eskisi gibi olmayacak. Polonez patronuna şimdiden çok büyük bir ders verdiğiniz için sizlere elinize sağlık demeye geldik.”