Chicago Üniversitesi profesörü Lauren Berlant Zalim iyimserlik ya da Gaddar İyimserlik olarak çevrilebilecek ilginç bir kitap yazdı. Yazar, kitabın Giriş bölümünü şu cümle ile başlatıyor: “Gelişmenizi engelleyeceği halde arzu duyulan duygu ortamı bir zalim/gaddar talih ilişkisi oluşturur.” Niçin böyle böylesi bir oksimoron yapılı başlık sorgulaması yapılırsa, yanıtım şudur: geçen seferki yazımda yoksulluk ve asgari ücret gibi konularıyla boğuşan Türkiye’nin kan gölüne döndürülen Ortadoğu bataklığında böyle bir durumla karşı karşıya olduğunu düşünmemdir. Umarım yanılıyorumdur!
Değerli okurlarımı bugünkü yazımın konusuna ilham oluşturan şu metne göz atmalarını rica ediyorum: (https://youtu.be/f0ppYRyL3cI?si=Ar9jwtw_TtcCdlKK/ ) Burada karşılaşacağınız konuşmanın başlığı şöyle: “U.S. & Israel’s Hidden Agenda” (ABD ve İsrail’in Gizli Planı).
Açıklamama başlamadan, Atatürk’ün İktisat Kongresi’ndeki konuşmasından da bir pasaj aktarmak istiyorum. Atatürk, Osmanlı döneminin anlı şanlı padişahlarının fetih maceralarını siyasi açıdan analiz ettikten sonra şu kanaate varır: “Bütün ef’al ve harekât tetkik olunursa, görülür ki, bu kudretli ve azametli padişahlar, siyaset-i hariciyelerini; emelleri, arzuları ve ihtiraslarına istinâd ettirmişler ve teşkilât ve siyaset-i dâhiliyelerini, bu mevlûd-i ihtirasat olan siyaset-i hariciyelerine göre, tanzim mecburiyetinde kalmışlardır. Hâlbuki teşkilât-ı dâhiliyenin, siyaset-i dâhiliyenin vüs’at ve tahammül derecesinde bir siyaset-i hariciye takip eylemek mecburiyeti vardır. Aksi takdirde felaket ve hüsran muhakkaktır. (Prof. Dr. Afet İnan, İzmir İktisat Kongresi, Türk Tarih Kurumu basımevei,1989, s. 58-9.)
Öyle anlaşılıyor ki, İsrail-ABD planı ta işin başında, büyük bir olasılıkla, Türkiye’nin devlet başkanı olarak seçtiği bir kişinin, ABD tarafından Ortadoğu’nun eş başkanı seçilmesi döneminde başlatılmış idi. Hatta çok muhtemeldir ki, işin başında görev tanımı da yapılmış idi. Yani, bağımsız olduğunu düşündüğümüz bir devletin devlet başkanı, Ortadoğu üzerinde büyük emperyalistle yeniden şekillendirme projesinde anlaşıyor ve uygulamaya koyuyor. Bununla ilgili olup olmadığı meçhul olarak, benzer dönemlerde bir de Emevî Camiinde Cuma namazı sefilliği başlatıldı. Evet, bu niyet tam bir sefillik idi. Düşünebilir misiniz, bir Bizans murisi kalkıp Ayasofya’da ibadet yapmayı niyaz etsin! Bu nasıl bir kör siyasettir ki, Ortadoğu’nun eşbaşkanlığı döneminde ABD’nin Dış İşleri Bakanı olan Condolleezza Rice’in meşhur haritası üzerinde hiç düşünülmemiştir. Bunun üzerine bir de kimi siyasiler hiç çekinmeden Emevi camiinde namaz peşine düşmüşlerdir. Siyasi ve askeri durumu ne olursa olsun, başka bir ülkede siyasi anlamda işgal mesajı vermek ülkemize yakışmamıştır. Hele de, Suriye’de taş taş üzerinde kalmadığı en aciz durumda, bir devlet sorumlusunun hiç dinmeyen Emevi Camii ihtirasını tatmini istilacı tavır dışında, vakur bir devlet politikası olarak dünyaya anlatılamaz. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bu çirkin davranıştan hicap duymaktayım.
ABD-İsrail projesi, çok muhtemeldir ki, eş başkanlık görev tevdiinden de önce, hatta AKP’nin iktidara taşınması dönemini, daha da geriye gidersek bu yolu açacak Fetullah hareketini de kapsamaktadır. Gerilere gittikçe muğlaklaşan proje Rusya–Ukrayna çatışmasında netleşmektedir. Rusya’nın Suriye’yi terk etmesi Ukrayna savaşı ile ilgili ya da başka alanlarda ne tür tavizlerle gerçekleştirildiği ileride görülecektir.
İsrail-ABD örtülü hedefinde Türkiye’nin önemli bir yeri olduğu, savaş döneminde tüm itirazlara rağmen İsrail’e ihracatın dolaylı yoldan da olsa hız kesmeden sürdürülmesinden anlaşılıyordu. Bu arada partililerin Galata Köprüsü ve civarındaki göstermelik gösterisi tam bir şov idi. Projede açıkça anlatıldığı üzere, gizli projeye göre dağıtılacak altı devletten bir tek İran şimdilik ayaktadır. Türkiye bu projece gözükmemektedir. Bu durumda, muhtemeldir ki, Türkiye’ye Ortadoğu eş başkanlığına yaraşır bir görev verilecektir! Tevdi şekli ile Türkiye’nin gururuna yaraşmayacak bu çirkin görevi, maalesef, AKP kadrosu yüzlerine atılmış bir nimet olarak algılayacak ve iç siyasete malzeme yaparak, hatta CHP’nin dayattığı erken seçime de uygun ortam olarak yorumlayacaktır. 22 yıllık hatamız, “yetmez, ama evet” aymazlığı da dâhil, tüm sonuçlarıyla artık çok net şekilde ortadadır!
Türkiye, ağırlığı ile Sünni, İran ise ağırlığı ile Şia’dır. Umarım her iki taraf da, Batılıları, emperyalistleri sevindirecek basiretsizlikte bulunmaz. Bunun tek yolu, her iki tarafın da tam anlamı ile laik davranarak, mezhepçilik yapmayarak (geçmişte yapmadık mı?), Suriye’nin ve İran’ın devlet ve ülke bütünlüğüne saygılı davranmasıdır. AKP kadrolarının, Suriye masasına oturmaya hevesli olduğu açıktır. Hatta Suriye bir komşu ülke olarak, Türkiye’nin masada yer alması doğaldır, fakat masada güdümlü bir ajan konumunda değil, özgür iradeli komşu devlet olarak bulunmaktır, Türkiye’nin tüm bu kan gölünden ve olaylar zincirinden, şimdiye kadar ne olduysa oldu, bundan sonra yüz akıyla çıkabilmesinin koşulu.
AKP bu karmaşık sorunu tek başına çözmeye kalkacaktır. Arada duyulan çatlak seslerden Emevi Camiinde namaz safsatasını ortaya atan siyasetçinin tekrar AKP’ye dönme ya da döndürülme avına girişiliyor gibi bir görüntü sızmaktadır kulislerden. Bu sızıntının gerçeklik derecesi zamanla netleşecektir. Bilinmelidir ki, ABD-İsrail kafasındaki Kürdistan Türkiye, İran, Irak ve Suriye topraklarını kapsamaktadır. Masada Ortadoğu’da yeni bir devlet, Kürdistan kurulması olasılığı güçlü gözükmektedir. Suriye’nin karıştırılmasında baştan beri aktif rol oynamış ve ABD-İsrail planına hizmet etmiş bir parti olarak AKP, masada Kürt kozu açıldığında tüm tutarsızlığının sonucunu iliklerine kadar yaşayacaktır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu üçüncü toplantısını 19 Aralık'ta yapacak. Toplantı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı…
ABD basınına konuşan HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani, artık doğum adı olan Ahmed el-Şara'yı kullandığını,…
Yurtdışına çıkış harcının pulla ödenmesi 1 Ocak itibarıyla sona erecek. Harç ödemeleri dijital yollarla gerçekleştirilecek.…
ABD'de New York Mahkemesi Yargıcı Juan Merchan'ın, ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump hakkında görülen "sus…
Kılçer Suriye’nin BOP kapsamında, İsrail’in güvenliği için yıkıldığını belirterek, başta HTŞ olmak üzere cihatçı çetelerin,…