Sizce Uçum neyi temsil ediyor?
Bir isim düşünün. Biri İslamcı diğeri milliyetçi iki partinin liderini, Erdoğan ve Bahçeli’yi övüyor. Milli ve yerli diyor, emperyalizme karşı bağımsızlık diyor, Erdoğan’a Atatürk’ten sonra ikinci lider diyor, Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin yolunu yapıyor; ama gelin görün ki yetmez ama evet kampanyasının örgütleyicilerinden, emperyalist devletlerin vakıflarından fonlanan TESEV’in danışmanlarından…
Mehmet Uçum, Erdoğan’ın başdanışmanlarından ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Başkanvekili. Kendisini başkanlık sisteminin ve aynı zamanda yeni anayasanın hararetli savunucusu olarak tanıyoruz. Son zamanlarda ise özellikle Bahçeli’nin “Öcalan açılımı” sonrası Kürt sorununda her kesime “Saray adına” ayar veren isim.
12 Eylül darbesinden sonra 1982 yılında okumak için Kars’tan İstanbul’a gelmiş, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk’u bitirmiş. 27 yıl İstanbul’da serbest avukatlık yapmış, baronun çeşitli komisyonlarında çalışmış. Özellikle 2010 yılından sonra hayatı değişmişe benziyor.
2009-2010 yılında Demokratik Açılıma Yurttaş Katkısı Platformu’nu kurmuş, sözcülüğünü üstlenmiş. “Yetmez ama Evet Kampanyası”nın örgütleyicisi olmuş, Anayasa Çalışma Grubu’nun üyesi olarak Yeni Anayasa Platformu bünyesinde çalışmış, anayasa çalışmalarına katılmış. Çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti içinde yer almış. TESEV’in Anayasa İzleme Raporları’nın yazarları arasındaymış, TESEV bünyesinde bir dizi çalışmada danışmanlık ve hakemlik yapmış. Sonra Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği’nin (PODEM) kurucu başkanlığını.
Yukarıdaki satırlar özel bir bilgiye dayanmıyor. Mehmet Uçum’un kendi web sitesinden alındı. Ayrıca Vikipedi sayfasında da aynen yazıyor.
Ancak burada yazılmayanlar da var:
İlki, TKP’li geçmişi ile ilgili tevatür… Öğrenciyken tarihsel TKP’nin gençlik örgütlenmesi olan İGD bünyesinde olduğu biliniyor. Yaşı, 1991’de kapatılan ve likidasyon sürecinin partisi olarak bilinen TBKP’ye ancak yetişebilir. Kısacası, bugün sınıf mücadelesinin artık geçersiz olduğunu açık açık söyleyen ve eski solcu günlerini pazarlayan birisi!
İkincisi ise 27 yıl serbest avukatlık döneminde Alman Heinrich Böll Vakfı’nın avukatlığını yaptığını eklememiş. Eşi Hatice Uçum’un da bu vakfın avukatlığını yaptığı yine basında çıkan bilgiler arasında. Hatice Uçum, aynı zamanda bir dönem AKP Kadın Kolları MKYK üyeliği de yapıyor. Bu bilgiler de Uçum’un özgeçmişinde yazmıyor.
Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları Derneği’nin (PODEM) kurucu başkanlığını yapmıştı ama PODEM’i kimlerin desteklediğini yazmamıştı. PODEM’in sitesinde yazdığı üzere ABD’li Chrest Foundation, PODEM’i fonlayanlardan birisiydi. Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise medyayı fonlayan Chrest Foundation’u hedef almamış mıydı? Yine bu PODEM’in yönetim kurulunda dikkat çeken isimlerden birisi de Soros’un fonladığı Açık Toplum Vakfı’nın yakın döneme kadar yönetim kurulu başkanı olan Can Paker’den başkası değil.
Bu eklerle birlikte Uçum’un politik geçmişi ve yapıp ettikleri bugün neyi temsil ettiğini şöyle ya da böyle işaret etmeye yetmez mi?
Kürt sorununa değindiği her konuşmasında emperyalizm kavramını, Erdoğan deyince bağımsız devlet vurgusunu ağzından düşürmeyen Uçum’un çözüm sürecinde “demokratik katılıma yurttaş katkısı” ya da Yetmez Ama Evet kampanyasının örgütleyicilerinden birisi olması neye yorulmalı? 2010 yılında FETÖ’nün önünü açan ve devleti FETÖ’ye teslim eden anayasa değişikliği kampanyası değil miydi bu? Herkes Kılıçdaroğlu’nun TESEV’ciliğini ağzına dolarken, kimse Mehmet Uçum’un TESEV için raporlar yazdığını, danışmanlık ve hakemlik yaptığını konuşmuyor!
Bir isim düşünün. Biri İslamcı diğeri milliyetçi iki partinin liderini, Erdoğan ve Bahçeli’yi övüyor. Milli ve yerli diyor, emperyalizme karşı bağımsızlık diyor, Erdoğan’a Atatürk’ten sonra ikinci lider diyor, Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin yolunu yapıyor; ama gelin görün ki yetmez ama evet kampanyasının örgütleyicilerinden, emperyalist devletlerin vakıflarından fonlanan TESEV’in danışmanlarından…
Mehmet Uçum’un, İkinci Cumhuriyetçi olduğu sabit! Böylesi bir ismin bugün yeni anayasa sürecine yönelik dile getirdiği bazı noktalara ise değinmeden geçmek pek mümkün değil.
Her konuşmasında vesayet kalktı diyor. Son 20 yıllık AKP iktidarını, vesayetçi güçlere karşı verilmiş bir süreç olarak görüyor, “bütün alanlarda vesayetin kalktığını ama bir tek DEM Parti’de PKK vesayeti kalkmadı” tezini dile getiriyor. “Şimdi sıra bunda” diyerek Kürt sorununda DEM Grup Toplantısında “Öcalan’ın videosu” izletilebilir minvalinde bir şeyler söylemeye çalışıyor. Hem DEM Parti üzerinde vesayet kalksın diyor hem de Öcalan kaseti DEM grubunda izletilsin diyor! Tuhaf mı, tuhaf!
Ama konumuz bu değil Konumuz Uçum ve Uçumgillerin mantığı üstüne.
Başkanlık sistemi adıyla tek adam rejiminin hararetli savunucusu! Yani tek adam rejimi gelmiş o hala vesayet falan diyor!
Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlığını yapmasını, Amerikan ve İsrail çıkarları için Suriye’yi parçalama siyasetinin ortağı olunmasını, ülkenin ekonomisinin emperyalizme teslim edilmesini, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin mülteci gettosu haline getirilmesini, dış politikada ABD emperyalizmine boyun eğmiş 20 yıllık iktidar gerçeğini yok sayarak, hala bağımsızlık falan diyor!
Tarikatların artık devletin asli unsuru haline geldiği gerçeği karşısında hala anayasanın değişmez ilkesi olarak laiklik falan diyor!
Sabah akşam yargı eliyle siyaset dizayn edilirken, kumpas davalarla hak, hukuk ve adalet yok edilirken, hala hukuk devleti falan diyor!
Ülke mafya, tarikat, uyuşturucu baronlarına, müteahhitlere, bahisçilere teslim edilirken, Bahçeli mafya liderleriyle fotoğraf çektirirken, uyuşturucu baronlarıyla AKP milletvekillerinin resimleri boy boy ortadayken, hala devletin bekası falan diyor!
Krizin bedelini emekçi halk öderken, yandaşlar zenginlik içinde yüzüp Çırağan Sarayı’nda düğünler yaparken, yolsuzluk, rüşvet, rantçılık almış başını giderken, emekli ve emekçiler açlık sınırının altında yaşamaya çalışırken hala Erdoğan falan diyor!
Vesayet, bağımsızlık, milli ve yerli, emperyalizm, beka, anayasanın ilk üç maddesi falan ile başlıyor, sonra Erdoğan, lider, yeni anayasa filan diye bitiriyor!
Ya biz Erdoğan’ı 22 yıldır anlamadık ya da Mehmet Uçum uçuyor!
Mehmet Uçum’u anlamak zor!
Memleket ve 22 yıllık Erdoğan iktidarı ortadayken Uçum kime ne anlatıyor?
Sizce Uçum neyi temsil ediyor?