Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Sputnik şoku

Reklam

Eski yazılarıma baktığımda sık değindiğim noktalardan bir tanesinin ‘Sputnik Şoku’ olduğunu görüyorum. Ama gördüğüm başka bir şey daha var: sık değinmeme karşın konuyu bütünüyle ele alan bir yazım yok! Sanırım bu eksiği kapatmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

1950´lerin başlarında ABD ve SSCB arasındaki her konuda ama özellikle teknoloji alanındaki rekabet uzaya ilk uyduyu kimin fırlatacağı konusuna odaklanmıştı. Her iki ülkenin başarısız denemelerinin ardından hiç beklenmedik bir zamanda SSCB 4 Ekim 1957’de Sputnik 1 uydusunun yörüngeye oturtulduğunu duyurdu. Bu ABD için tam bir şoktu. Evet, bilimsel açıdan uzay teknolojisi yarışında geride kalmak demekti ve NBC radyosu spikeri, “Sputnik’ten yayılan la bemol perdesinde bip, bip sesleri, eskiyle, yeniyi ebediyen ayırıyor” sözleriyle olayı duyurmuştu (1) ama daha önemlisi, bu denemeyi başaran SSCB’nin nükleer bir silahı ABD üzerine gönderebileceği paranoyasının tüm Amerikalıların aklına girmiş olmasıydı. Öyle büyük korku, endişe, panik, ne derseniz artık, vardı ki toplumsal psikoloji İkinci Dünya Savaşındaki Pearl Harbour baskınıyla kıyaslanıyordu. Şimdilerde ise 11 Eylül saldırısındaki ruhsal duruma benzetiliyor. (1)

ABD yönetimi önce görmezden gelme ve unutturma politikası uyguladıysa da bir ay sonra fırlatılan Sputnik 2, bütün umutları kırdı. (2) Bu arada ABD’nin yaptığı tüm denemeler başarısızlıkla sonuçlanmış ve 6 Aralık’ta Florida’da Cape Caneveral üssünden yollanmak istenen füze daha havalanamadan patlamıştı. Gazeteler olayı ‘flopnik’ olarak nitelendirdi. Flopnik, argoda fiyasko anlamına gelen ‘flop’ sözcüğüne, Sputnik’in ‘nik’ eki takılmış halidir.

Literatürde ayrıca Sputnik krizi veya Sputnik sendromu olarak da adlandırılan Sputnik şoku, ABD bilim politikalarında da ciddi bir gözden geçirme ve değişime yol açmıştı. Öncelikle ABD’nin rakipsiz olduğuna dair yaygın kanı sorgulanmaya ve bunun sonrasında bilimsel araştırmaların dayandığı varsayımlar ve psikoloji değişmeye başladı. (2) Beyaz Saray’ın ilk tepkisi, Başkan’a bilim ve teknoloji konusunda özel yardımcı atanmasıydı. Sonrasında çeşitli düzeylerde ‘bilim önderliğini nasıl geri alabiliriz’ sorusuna yanıt arayan toplantılar, çalıştaylar düzenlendi ve raporlar hazırlandı. Bunların içerisinde ‘Amerikan Biliminin Güçlendirilmesi’ başlıklı, 1958 tarihli olanı en çok bilinenidir. (2) Bu raporda lisansüstü eğitime özel önem verilmesi, temel bilim araştırmalarının tüm araştırmalar içerisindeki oranının yükseltilmesi, evrim eğitiminin yaygınlaştırılması, içten beslenme (3) eğiliminden vaz geçilmesi, elit araştırma merkezleri kurulması ve bugün ABD’de yaygın olarak kullanılan burs sisteminin güçlendirilmesi üzerinde özellikle duruluyordu.

Rapordaki önlemlere bugünden bakınca çok önemli veya özgün gelmeyebilir. Hatta sıradan olduğu bile düşünülebilir ama ‘bilim politikası’ kavramının dünyada ilk kez SSCB’de Ekim Devriminden sonra kullanıldığı ve yukarıdaki önlemleri de içeren daha geniş kapsamlı bir programın ilk kez uygulamaya konduğu (4) anımsanacak olursa, yapılanların önemi daha iyi anlaşılabilir. Çok daha sonra, 1900’lü yılların ortalarında bile Avrupa bilimsel araştırmalar açısından kendisini ciddi ciddi sorgulamaya başlayıp, Rönesans ve Aydınlanma ile ele geçirdikleri dünya bilimsel önderliğini, bilime yön verme ve önceliklerini belirleme yetisini kaybettiğini anlayınca benzer politikalara yönelmişti. (5) Aslına bakılırsa bu ilkelerin, bilimde atılım yapmak isteyen her ülke için halâ uygulanabilir olduğu görülecektir. Bundan sonrası artık iktidar sorunudur.

Neyse, Rusçada ‘yoldaş’ anlamına gelen ve ABD’de şoka, paniğe, ciddi önlemlerin alınmasına neden olan Sputnik, sadece bir basketbol topu büyüklüğünde 85 kg ağırlığındaydı.

(1) Bulduk, S. Sputnik sendromu. Istanbul Uni J Sociol 3 (12): 61–9, 2012.
(2) Geiger RL. Araştırma ve Bağlantılı Bilgi. Küre, 2015. Çev.: Baltacı E.
(3)https://yurtsever.org.tr/2024/icten-beslenme-sorunu-527912/
(4) Günal İ. Sovyetlerde bilim politikası. Marksist Manifesto. Ekim Devrimi 100 Yaşında Sempozyumu
Özel sayısı, 2017.
(5)https://yurtsever.org.tr/2019/avrupada-arastirma-reformu-279067/

Reklam

Önceki Haberler

Lübnan’da ikinci saldırı: Çok sayıda kablosuz iletişim cihazı daha patladı!

Lübnan'ın birçok şehrinde Hizbullah'ın kullandığı telsizleri hedef aldığı düşünülen patlamalar meydana geldi. El telsizlerinin patlamasıyla…

18 Eylül 2024 17:40

İşçiye polis şiddeti yargıya taşındı

Sendikalı olma hakkını kullandıkları için işten atılan ve 62 gündür işe geri iadeleri için mücadele…

18 Eylül 2024 17:35

Narin Güran’ın amcası Salim Güran ile AKP’li Galip Ensarioğlu aynı karede!

Diyarbakır'da 8 yaşında katledilen Narin Güran'ın katil zanlılarından Salim Güran ve AKP Diyarbakır Milletvekili Galip…

18 Eylül 2024 17:16

Erdoğan’dan Anayasa çıkışı: Bizim açımızdan bir tartışma yoktur

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa tartışmalarına ilişkin yaptığı açıklamada "Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan…

18 Eylül 2024 16:03

Bir ABD’li gözaltına alındı: Maduro’ya karşı suikast iddiası!

Venezuela'da, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya karşı suikast planı yaptığı iddiasıyla, bir ABD vatandaşı daha gözaltına…

18 Eylül 2024 15:51

Sağlık emekçilerinden eylem: Yılın 5 ayı gelir vergisine çalışmaktan yorulduk

Sağlık emekçileri, vergide adalet talebiyle başlattığı eylemlerin 28’inci haftasında İstanbul Şeyh Şamil Aile Sağlığı Merkezi…

18 Eylül 2024 15:42
Reklam